Metaverse hayatlarımızı nasıl değiştirecek?
Metaverse neleri değiştirecek? 2026 yılına kadar insanların yüzde 25’inin, iş, alışveriş, eğitim, sosyal medya ve eğlence için günde en az bir saatini metaverse’de geçireceği öngörülüyor. Uzmanlar şimdiden dijital insanlardan bahsetmeye başlamışken dil engelini ortadan kaldıracak yapay zeka çevirilerin önü açılıyor…
Sanal asistanlar 2017 yılından beri hayatın her alanın entegre olmaya devam ediyor. Birçok şirket kullanıcılarına bilgi sağlamak ve çeşitli işlemleri gerçekleştirmek için sofistike chatbotlar ve sanal asistanlar kullanmaya yöneliyor. Metaverse artık bu teknolojinin yüz, beden ve kişiliğe sahip olmasına olanak tanıyacak. Bu doğrultuda sanal asistanlar, yüz ifadeleri, beden dili, duygular ve fiziksel etkileşimler gibi birçok modalite ile kullanıcıyla etkileşim kurabilecek.
2026 yılına kadar insanların yüzde 25’i günde en az bir saatini metaverse’te geçirecek
Gartner, Metaverse’ü artırılmış gerçeklik, esnek çalışma modelleri, başa takılan ekranlar, artırılmış gerçeklik bulutu, nesnelerin interneti, 5G, yapay zeka ve mekansal teknolojiler gibi pek çok teknolojinin kullanımını gerektiren “kombinatoryal yenilik” alanı olarak tanımlıyor. Gartner tarafından yapılan araştırmalar, 2026 yılına kadar insanların yüzde 25’inin, iş, alışveriş, eğitim, sosyal medya ve eğlence için günde en az bir saatini metaverse’de geçireceğini öngörüyor.
Gerçek ile sanal dünya arasındaki köprü
Türkiye’nin uçtan uca müşteri hizmetleri otomasyonunda lider yapay zekâ şirketi CBOT, insanların metaverse’de birbirleriyle yazışmak yerine konuşmayı tercih edeceğini ve bu nedenle, sese dayalı diyalogsal yapay zeka alanının benzersiz bir rol üstleneceği öngörüyor. Bu nedenle markalar bu dijital insanları, müşterilerine alışverişte yardımcı olmak, bir süreç boyunca onlara rehberlik etmek veya bir müşteri destek temsilcisi olarak sorularını yanıtlamak için dijital insanlardan yararlanabilecek.
Bu noktada dijital insanların yapay zeka destekli anlama yeteneğine sahip olmaları, bir konuşmayı sürdürmeleri, tavsiyelerde bulunmaları, sosyal konuşmalar ve şakalar yapmaları ve bir insan gibi bazı duygusal tepkiler vermeleri gerekiyor. CBOT uzmanları kullanıcının dijital insanlarla kurduğu deneyimin organik ve akıcı bir şekilde gelişmesinin kritik bir faktör olduğunu belirterek bu etkinin kullanıcının Metaverse’de harcayacağı zamanı etkileyebileceğini öngörüyor.
Öte yandan, yapay zeka tarafından saniyeler içinde yürütülen bir çeviri sayesinde dünyanın her yerinden kullanıcılar aynı dijital insan ile ana dillerinde iletişim kurabilecek. Markalar, müşteri kazanmak, ürünlerini satmak ve müşterilerine destek sağlamanın yanında çalışanlarını işe almak, şirkete katılımlarını sağlamak ve bağlılıklarını artırmak için de bu tür karakterleri kullanmanın sonsuz yollarını bulacak. Oluşturulan bu yeni dünyanın gerçek ile sanal arasında önemli bir köprü görevi üstleneceği ve sayısız fırsatı da beraberinde getireceği tahmin ediliyor.
Her geçen gün daha da fazla marka ve kurumun Metaverse trendine dahil olarak bu teknolojiyi ürün ya da hizmetleriyle entegre etme yarışına girdiğini belirten CBOT CEO’su Mete Aktaş, “Bu noktada şirketler, kullanıcıları mümkün olduğunca uzun süre Metaverse’de kendi alanlarında tutmak için en gelişmiş teknolojilerle en iyi müşteri deneyimini yaratmaya odaklanacak. Şirketler, bu yeni dünyada müşterilerine yardım etmek amacıyla sanal destek temsilcileri, sanal rehberler ile müşteri desteği hizmeti sunacak” dedi.