Gıda, sağlık, ilaç ve tarım endüstrilerine doğal bileşenler tedarik eden global bir biyoteknoloji şirketi Chr. Hansen… Corporate Knights tarafından belirlenen, en sürdürülebilir küresel 100 şirket listesinde arka arkaya beş kez yer alan firma, 2019 yılında dünyanın en sürdürülebilir şirketi seçildi. Bu başarının ardındaki stratejiyi konuştuğumuz Chr. Hansen Türkiye Genel Müdürü Ayça Akat Özyıldırım, “Tarladan sofraya sürdürülebilirlik stratejisiyle insan, hayvan ve bitki sağlığı ve gıda alanında yenilikler yaparak sektöre yön vermeye devam edeceğiz” diyor…
Sürdürülebilirliğe oldukça önem veren bir firmasınız. Bu konuda ne gibi taahhütleriniz var?
Corporate Knights tarafından belirlenen, en sürdürülebilir küresel 100 şirket listesinde arka arkaya beş kez yer aldık. 2019 yılında dünyanın en sürdürülebilir şirketi seçildik, 2022 yılında da 2. sıradayız. Dünyanın en sürdürülebilir biyoteknoloji şirketi konumumuzu da korumaya devam ediyoruz.
Gelirimizin %81’ini BM küresel hedeflerine katkı sağlayan sürdürülebilir ürünlerden elde ediyoruz. Ürettiğimiz “iyi bakteriler” sayesinde, tarımsal verimliliği artırmayı ve sağlıklı yaşam tarzını desteklemek için probiyotikleri daha fazla tüketiciye ulaştırmayı hedefliyoruz. Fermantasyonla doğal olarak koruma sağlayan gıda kültürlerimizle de israfı azaltmayı amaçlıyoruz.
Ürettiğiniz “iyi bakterilerin” sürdürülebilirliğe nasıl bir katkısı var?
Ürünlerimiz, fermantasyonun olduğu tüm ürünlerde, tat ve yapıyı geliştirmek, verimliliği artırmak ve standart kalitede ürün elde etmek üzere kullanılıyor. Örneğin, yoğurt, ayran, kefir, beyaz peynir, süzme peynir, kaşar peyniri, labne peyniri, tereyağı, bitki bazlı fermente et ve süt alternatifleri, sucuk, pastırma, zeytin, turşu ve şalgam gibi. Verimliliği artıran çözümlerimizle, aynı miktar sütten daha fazla peynir üretilebiliyor. Fermantasyonla doğal olarak koruma sağlayan gıda kültürlerimiz, süt ürünlerinin raf ömürlerini ve kalitesini iyileştiriyor, ambalajı açıldıktan sonra bile taze kalmasını sağlıyor. FreshQ® markalı bu kültürlerimiz sayesinde, küflerin ve mayaların gelişimi yavaşlıyor. Dolayısıyla, bozulma ve iade oranlarının düşmesiyle gıda israfının azaltılmasına yardımcı oluyoruz.
Süt ürünleriyle ilgili yeni tüketici eğilimleri neler?
Pandemi, ekonomi, iklim değişikliği, teknolojik gelişmeler gibi birçok etken tüketicilerin ihtiyaçlarında ve satın alma kararlarında etkili oluyor. Bunlardan en çok etkilenenlerden biri de şüphesiz ki gıda kategorisi. Doğal, sağlıklı, hazırlamak için zaman gerektirmeyen, lezzetli ve sürdürülebilir ürünlere ilgi artıyor.
Pandemide, tüketiciler gıda seçimleri hakkında daha bilinçli hale geldiler. Bağışıklıklarını artırmak için sağlıklı gıdalara yöneldiler. Yararlı bakteriler içeren fermente süt ürünleri, doğal ve sağlıklı oluşuyla daha da önem kazandı. Sağlık trendinin güçlendiğini artan probiyotik satışlarından da görüyoruz. Probiyotik içeren, sağlıklı atıştırmalık formatlarındaki süt ürünlerinin artarak büyümeye devam etmesini bekliyoruz.
İklim değişikliği, bilinçli tüketicilerin sürdürülebilir gıdaya olan ilgisini artırdı. Tüketiciler, şeffaf ve izlenebilir bir tedarik zinciri, daha az atık ve daha az karbon ayak izi sunan seçeneklerin arayışındalar. Özellikle 25 yaş altındaki tüketicilerin süt ve et alternatifi ürünlere ilgisi giderek artıyor. Hindistan cevizi, badem, yulaf, bezelye, soya gibi bitki bazlarından yapılan süt ürünleri alternatifleri artmaya devam ediyor. Ayrıca, gıda israfını azaltmaya imkân veren ürünler ön plana çıkıyor.
Zamansızlık, şehirleşme ve küçülen haneler dolayısıyla atıştırmalık trendi, yükselen trendlerden birisi. Bu trend, gıdaların hemen açılıp tüketilebilir olması, öğün veya ara öğün olarak tüketilmesiyle kilo kontrolüne katkı sağlaması gibi sebeplerden dolayı önemini koruyacak. Protein içeriği yüksek yoğurt ve yoğurt içecekleri, tek seferde bitirilebilecek peynirler, peynir cipsleri gibi ürünlerde bu trendin yansımalarını görüyoruz.
İleriye dönük planlarınız neler?
İyi bakterilerin gücünü ortaya çıkarmaya devam ederken, yapabileceğimiz daha çok şey var. Paydaşlarımızla birlikte, tüketici trendlerini yakından takip ederek, tarladan sofraya sürdürülebilirlik stratejisiyle insan, hayvan ve bitki sağlığı ve gıda alanında yenilikler yaparak sektöre yön vermeye devam edeceğiz.
İnovasyon bizim için çok önemli, her yıl ciromuzun %8,5’ini AR-GE’ye ayırıyoruz. AR-GE’ye, gelişmekte olan pazarlarda varlığımızı artırmaya ve müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak için, dijital uygulamalar, satış ve pazarlama kaynaklarına yatırım yapmaya devam edeceğiz.