Freelance iş yapmayı kafaya koyanların göze alması gereken 9 zorluk
Belki üniversiteden yeni çıktın ve iş hayatına bir ofiste çalışmadan atılmak istiyorsun, belki de ofis hayatından ve rutininden çok sıkıldın ve kendini daha özgür hissetmek istiyorsun. Her iki durumda da freelance çalışmanın sanıldığı kadar kolay bir şey olmadığını bilmen gerekiyor. İnce eleyip sık dokuyup, belki de ufak bir birikimle bu işe atılman lazım ki sonunda kendini başarısız sayıp ofis yaşamına istemeyerek geçmek zorunda kalma. Yine de her şeyi kafana koydun ve freelance çalışıp bir gün iş yapıp iki gün kendine tatil ilan etmek istiyorsun. Bu işin zorluklarından haberin var mı peki?
Freelance çalışmayı kafaya koyanlar için “serbest” iş yapanların karşılaştığı belli başlı zorlukları derledik:
1- Freelance çalışma dünyasına adım attıysan ilk koşul eşe dosta kulaktan kulağa yayarak oluşturduğun kemik kitleye sahip olmak. Bu çevre yani network yoksa, freelance işi nereden bulacaksın?
2- Düzenli ve sistematik çalışmakla övünüp evde dünya kadar ev işi varken de çalışmaya odaklanabilirsen tamam ama procrastination hayat tarzınsa uzak dur.
3- Procrastination’ı atlattın. Peki ya içeriden tatlı ninniler söyleyerek gözlerini dinlendirmeni öğütleyen yatağına nasıl karşı koyacaksın?
4- Freelance iş alabilmek için dışarıya da çıkıyor, sürekli yeni insanlarla toplantılar yapıyorsun. Peki bu aldığın işlerde düzenli olarak iletişim kurmadan her gün kendini nasıl hatırlatırsın? Freelance demek işverene her gün kendini yeniden aşık etmek demektir. İletişimin zayıfsa freelance sana göre değildir.
5- Freelance çalışmanın en güzel yanlarından biri de bilgisayarını alıp dışarıya çıkıp bir kafede de çalışabilmek. Peki kafeye çalışmaya giderken yanında götürmen gerekenleri abartırsan ne olacak?
6- İşverenin istekleri bitmez. Bu istekler senden ilk başta istenen şeyin dışında şeyler de olacaktır. Hatta senin yetkinliğinin dışında şeyler dahi bir anda işe dahil olabilir. Ben etliye sütlüye karışmam dersen ya da ilk başta çizgini keskin çizmezsen o müşteri seni bir başkasına nasıl önersin? Dünyayı kurtaran adam olman gerekebilir.
7- Gelelim asıl konuya. İş garantisi yok, haliyle ödeme garantisi de yok. Parasını alamayan freelancer’ın intikamı 1-2-3-4-5 tadında aynı film defalarca vizyona girdi. “Biz sizi çok sevdik, devamı gelecek” diye iletişime başlayan işverenin/müşterinin finish çizgisinde ödeyeceği paranın çok geldiği gerekçesiyle yan çizmesini istemiyorsan adımlarını ona göre atman lazım. Lafla, sözle anlaşma olmaz.
8- İşler tıkırında gidiyor, birden fazla freelance iş aldın. Peki hangisini ne zamana yetiştirmen gerekiyordu? Freelance demek düzensiz iş demek değil, zamanını doğru ayarlayamazsan müşterinin işi gecikir, iş gecikince para gecikir, para gecikince de işin anlamı kalmaz. Kafelere bu sefer soğuk su içmeye çıkarsın.
9- Asıl konunun rahat çalışmak olduğunda hemfikiriz ama bunun dezavantajlarına göğüs gerecek cesaretin var mı? İsmail Abi’nin üç şartından ikisinden mahrum kalacaksın: Sigorta ve yemek.
BONUS
Her koşulu tamamladın bir de mahalle baskısından kurtulman gerek. Freelancer olarak ne kadar para kazanırsan kazan anne babanın hatta tüm mahallenin gözünde evde geçirdiğin süreçler için işsiz lanse edileceksin.
Tüm bu zorlukların ve daha fazlasının üstesinden geldin ve freelance çalışmanın verdiği özgürlüğü yaşayabiliyorsun, arkadaşların her sabah ofise ayak sürüyerek giderken sen onların öğle tatili zamanında uyanıp çalışmaya başlıyorsun. Bundan sonra geriye tek bir şey kalıyor:
Tebrikler!
(Ofisten alkışlıyor)