Alfa’ların medyayla ilişkisi markalara ne söylüyor?
Gelecek her zaman yeni fırsatları beraberinde getiriyor ancak bilinen bir başka gerçek varsa o da fırsatın yalnızca hazır olanlar için geliyor olduğu… Henüz iş hayatına karışmamış olsa da Alfa’ların pazarlama ve iletişim dünyasının radarına girdiği bir dönemdeyiz. Global Wunderman Thompson Commerce ekibinin hazırladığı “Generation Alpha: Preparing for the future consumer” raporu ile Wunderman Thompson’ın GroupM Türkiye iş birliğinde Türkiye’nin 81 ilinden 6-16 yaş aralığında katılımcılarla hazırladığı “Türkiye’de Alfa Jenerasyonunu Tanımak” raporu Alfa kuşağının medya ve içerik türleriyle ilişkisine ışık tutuyor… Peşinen söylemekte fayda var ki ezberlenmiş “dijital doğanlar” kalıbı bu jenerasyon için anlamını kaybediyor. Zira “dijital” zaten hayatın doğal bir parçası…
Kişiselleştirme ve fayda yaratma Alfa’lar için çok önemli
Reklamları görmemek için para vermek şu anda onlar için çok anlamlı değil. Buna karşılık genel reklamlardansa onlara göre kişiselleştirilmiş reklamları görmeyi tercih edenlerin oranı 25 puan daha yüksek. Ancak bu reklamların gerçekten kendi ilgi ve faydalarına olması çok kritik.
Alfa’ların yüzde 76’sı kişisel bilgilerinin kullanılmasından endişeli. Dijital ayak izlerini bırakmak istemiyorlar.
Bu da markaların bilgi toplarken çok daha dikkatli olmasını ve bu bilgileri kullanırken de gerçekten fayda sağlamalarını gerektiriyor.
Televizyonun hâlâ bir ağırlığı var
Alfa’ların çoğunluğuna göre standart televizyon akışında onlara uyan bir içerik yok. Ancak televizyon Türkiye’de sürekli arka planda açık olan ve önemini koruyan bir mecra. Genelinde onlara uygun bir içerik olmasa da içinden kendi ilgilendiği içerikleri çekip dijitalde istediği zaman – belki de istediği hızda- izliyorlar. Örneğin TikTok videoları izlemektense TV içerikleri izlemeyi daha çok tercih ediyorlar. Ancak uzun bir videoyu izlemektense üst üste kısa videoları izlemeyi tercih ediyorlar.
Alfa’lar beklemeyi sevmiyor, istedikleri içeriğe, istedikleri anda ulaşmak istiyor. Bunların yanında TV hâlâ bir güven teşkil ediyor; TV’de gördükleri bir içeriğe internette gördüklerinden daha fazla güveniyorlar.
Medya tercihleri nasıl şekilleniyor?
Katılımcıların medya tüketim alışkanlıklarını daha iyi kavramak adına medya tüketimine ilişkin olarak ikişerli şıklar halinde hangisini tercih edecekleri sorulduğunda; Alfa kuşağının TikTok izlemektense TV içeriği izlemeyi, genel reklamlardansa kendilerine özel hedefli reklamları görmeyi tercih ettiği gözlemleniyor. Her hafta yeni bir bölümü beklemektense dizinin tüm bölümlerini arka arkaya izlemeyi tercih ediyor olmaları ise streaming platformları için avantajlı bir noktayı işaret ediyor…
Oyunlar “oyun” olmaktan çıktı
Oyun sadece oyunu oynayan kişi olmak değil hem bir yaşam biçimi, bir sosyalleşme şekli, bir platform, hem de başlı başına bir içerik kategorisi Alfa’lar için… Oyun üzerinden sohbet etmek veya canlı bir oyun yayını seyretmek, yüksek oranlarda yapılan aktiviteler.
Özellikle 10 -12 yaş arasının yüzde 63,6’sı en az bir kere canlı bir oyun yayını izlediğini söylüyor. Oyun içi reklamları en fazla fark eden Alfa’lar ise yüzde 58,8 ile 6-9 yaşındaki Mini-Alfa’lar. Bu jenerasyonu yakalamak için markaların bir an önce “gaming stratejilerini” yaratmaları çok kritik.
Oyun üzerinden içerik üretmek, sosyal medyada influencer’larla iş birliği yapmak veya medya planlarına ilgili mecraları dahil etmenin de ötesinde oyunun bir “topluluk” yaratma potansiyeli de çok yüksek…