Siber saldırıların bir yılda verdiği zarar ABD ve Çin ekonomisini yakaladı…
Pandemi dönemindeki kapanmalar ve evden çalışma sonucu artan siber saldırılar büyük tahribatlar yaratmaya devam ediyor. Kişi ve kurumları güvenlik açıkları nedeniyle zor durumda bırakan siber saldırıların oluşturduğu zarar yıllık 6 trilyon dolara ulaşmış durumda. Bu zararın ciddiyetini daha iyi anlayabilmek için ülke ekonomileri üzerinden bir kıyaslama yapmak yerinde olacak; zira 6 trilyon dolar dünyanın en büyük ülke ekonomileri olan ABD ve Çin’den sonraki en büyük ülke ekonomisine karşılık geliyor… Bu perspektifle bakıldığın siber güvenlik bir tercihin ötesinde zorunluluğa çoktan dönüştü. Peki siber saldırılardan doğan kayıplar gelecekte nasıl bir boyuta ulaşacak? “Siber güvenli” olmak için neler yapılmalı? Yanıtlar Cerebrum Tech Kurucusu Dr. Erdem Erkul‘dan geliyor…
Dijitalleşmenin hayatımıza her geçen gün daha fazla girmesiyle kişisel verilerin korunması da önemini artırdı. Bu doğrultuda Google, Amazon, Facebook/Meta, Apple ve Microsoft gibi dev şirketlerin yıllık siber güvenlik anlaşmaları ve yatırımlarının 2021 yılında ciddi bir artış gösterdi. Cerebrum Tech Kurucusu Dr. Erdem Erkul, 2019 yılında 163 milyar doların üzerinde değeri olan siber güvenlik pazarının 2030’da 430 milyar doları aşmasının beklendiğinin altını çiziyor…
“Siber saldırılardan doğan kayıp 2025’te 10 trilyon doları bulacak”
Erkul, “CB Insights tarafından toplanan verilere göre, sadece 2021 yılında Google, Amazon, Meta, Apple ve Microsoft, yaklaşık 1,8 milyar dolar veya yüzde 336 artışla 23 adet siber güvenlik şirketini finanse etmek veya satın almak için toplamda 2,4 milyar dolar harcadı.
Cybercrime Magazine’e göre ise yalnızca 2021’de siber suçların maliyeti 6 trilyon doları aştı. Bu zarar, bir ülkenin ekonomisini anlatmak için kullanılıyor olsaydı, ABD ve Çin’den sonraki en büyük üçüncü ülkeden bahsediyor olurduk. Bu maliyetin daha da artması ve 2025 yılına kadar 10 trilyon doları aşması bekleniyor” diye konuştu.
Nasıl siber güvenli olunur?
Vaktinde alınan güçlü önlemlerle riskin en aza indirilebileceğini söyleyen Erkul, dijital güvenliğin “kullanıcı güvenliği”, “donanım-ağ güvenliği” ve “bilgi güvenliği” olarak kendi içinde birkaç dala ayırarak ele alınabileceğini belirtirken, alınabilecek aksiyonları dört maddede özetliyor…
- Çok faktörlü kimlik doğrulama kullanın: Özellikle banka uygulaması gibi önemli konularda şifreye ek olarak telefon kilit deseni veya parmak izi doğrulaması zorunlu tutulmalı.
- Uygulamaları ve sistemleri güncel tutun: Siber suçlular programların açıkları üzerinden saldırır, bu sebeple elektronik ve dijital varlıkları güncel tutmakta yarar var.
- Tıklama yaparken dikkatli olun: Zararlı dosyalar çoğunlukla linkler aracılığıyla gelir. Böyle bir durumda tanınmayan veya şüpheli bulunan linkleri tıklamaktan kaçınmak riski önler.
- Güçlü şifreler oluşturun: Her bir hesap için farklı, standartlara göre güçlü sayılan şifreler tercih edilmeli. Birçoğumuz için kolay yol gibi görünse de web sitelerinin ve uygulamaların şifreleri hatırlaması risk oluşturuyor.
Geleceğin mesleği: Siber güvenlik uzmanlığı
Gelecekte siber güvenlik uzmanlarına ilginin büyük olacağını da söyleyen Erkul, “Şüphesiz, siber güvenlik geleceğin sorunlarından biri. Hayatlarımız sanal dünyaya daha çok taşındıkça dijital güvenliğin sağlanması ve artırılması gerekecek. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS) Bilgi Güvenliği Analistleri, siber güvenlikle ilgili işlerin sadece ABD’de 2029 yılına kadar yüzde 31 oranında büyüyeceğini öngörüyor.
Şu an siber güvenlik uzmanlarının eksikliği nedeniyle talep, arzdan çok daha fazla. Tabii bu noktada farklı uzmanlıklar kazanmak önemli. Güvenli ağ yönetimi, güvenli sistem yönetimi, bulut güvenliği veya BT dahil olmak üzere farklı alanlarda uzmanlaşmak gerekiyor. Ağ güvenliği mühendisi, bilgi güvenliği analisti, güvenlik mimarı veya siber suçlarla uğraşan adli bilişim analistleri gibi mesleklere ilgi ve talep büyük olacak gibi duruyor” dedi.