TV izleyenler azalıyor, YouTube ve Netflix ana ekrana dönüşüyor
Dizi ve film sever kitlenin ve haberleri takip etmek isteyen insanların hatırı sayılır bir kısmı dijital yayın ortamlarına taşınmış olsa da televizyon izleme alışkanlığı ortadan kaybolmuş değil. Ipsos’un Türkiye’yi Anlama Kılavuzu araştırma verilerine göre toplumun yüzde 69’u her gün televizyon izliyor. Basılı yayın ise kan kaybetmeye devam ediyor ancak buna karşılık olarak internetten gazete okuma alışkanlığı beklenenin aksine artmıyor… Gelin, “Ben hiç televizyon izlemiyorum, hep belgesel falan…” diyenler kaç kişi, takip edilen yayınların içeriği ne ve nerelerden takip ediliyor, araştırmayla yakından bakalım...
Dünya gündemleri, ulusal gündemler, savaşlar, salgın hastalıklar iş güç hayat şartları, bireylerin tutum davranışlarını haklı olarak etkiliyor. 2018 yılına kadar her gün televizyon izlediğini söyleyen kişilerin oranı yüzde 80’nin üzerindeyken 2020 senesinde yüzde 74’e, 2022 senesinde ise yüzde 69’a inmiş. Programların ve dizilerin içerik kalitesini arttırması, insanların evinde geçirdiği vaktin bir bölümünü televizyona ayırması için bu düşüşü etkileyen faktörlerden biri… Son yıllarda sadece 10 kişiden 1 “Ben artık hiç televizyon izlemiyorum” diyor.
Yüzde 50 dizileri YouTube’tan takip ediyor
Televizyonda dizi izleyenlerin oranı 2020 yılına göre 10 puan gerilerken; YouTube ve Netflix’te dizi izleyenlerin oranı artıyor. Televizyondan farklı olarak yayın platformlarının izlenmek istenen türde seçeneği, istenen tekrarda ve arzu edilen zaman aralığında izleyebilmek bu artışın önemli etkenlerinden. Dizi izlemek için hangi platformlar kullanıldığı sorulduğunda 2020 yılında toplumun yüzde 45’i televizyon derken 2022 senesinde bu oran yüzde 35’e gerilemiş durumda. Bugün her 2 kişiden 1’i Youtube’dan dizi seyrettiğini belirtirken, Netflix’ten dizi seyrettiğini söyleyenleri oranı 21’e kadar çıkmış durumda.
Televizyonun gözdesi hala haberler ve yerli diziler.
2022 yılında her 2 kişiden 1’i artık basılı gazete okumadığını belirtiyor. Her gün ya da haftada en az bir kere okuyanların oranı da yüzde 10 civarında. Her 2 kişiden biri ise bugün internetten gazete okuduğunu belirtiyor ancak internetten gazete okuyanların oranı 2018’den beri fazla değişmiyor. Haberler ve ana sayfa gazete okuyan kişilerin en çok okuduğu bölümler olurken ekonomi haberleri yüzde 14’ü ile ikinci sırada yer alıyor. Haberler, haber programları ve yerli diziler toplumun televizyonda en çok izlediği program türleri. Her 2 kişiden biri bu program türlerini izlerken Bu iki program türünü yarışma programları takip ediyor.
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar GEDİK verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu : Medyanın biçim değiştirdiğini söylemeye gerek yok. Eskiden bir medya organı sahibi olabilmek en düşük yatırım seviyesinde gazete veya dergi kurmak, daha yüksek yatırımlara çıkabilenler için ise radyo ve televizyon yatırımı yapmak demekti. Şimdi popüler olsun veya olmasın Facebook, Youtube, Twitter, Instagram hesaplarının her biri birer kişisel medya organı. Bu ortamda TV izleme oranının yıllar içinde düşüyor olması da şaşırtıcı değil. Her gün TV izleyenlerin oranı yüzde 88’den yüzde 69’a kadar düşmüş halde, büyük bir değişim.TV izleyenler açısından haber takibi hala en önemli neden.
2017’de yılın kelimesi “Fake News” idi. Ipsos’un birkaç yıl önce Dünya çapında gerçekleştirdiği araştırmada farklı mecralar arasında TV güvenilir haber kaynağı olma sıralamasında ilk sırada geliyordu. Sonraki dönemde bu tabloda büyük bir değişim de olmadı.Türkiye’yi Anlama Kılavuzu araştırması gösteriyor ki ülkemizde sadece TV izleyicileri değil gazete okurları için de habere ulaşabilmek hala en önde gelen motivasyon. Medyanın giderek içiçe geçerek daha karmaşık bir biçim aldığını görüyoruz. Ulusal gazete haberleri sosyal medyanın en önemli tüketim malzemelerinden biri. Televizyonu talep ettiğimiz anda telefondan izlemek mümkün, sosyal medyada paylaşılan hikayeler gerçek olarak sunuluyor.
Neyin gerçek neyin türetilmiş olduğunu anlamak güç. Tüm bu zeminde medyaya güveni değil ölçmek tarif etmek bile zor.Öte yandan medya yöneticileri, içerik üreticileri için önemli bir fırsat alanı da söz konusu. Medya tüketimi hiç olmadığı kadar yüksek. İnsanların beklediği şey mümkün olduğunca şeffaf bir yaklaşım, paylaşılan haberlere,reklamlara dair daha yüksek bir sorumluluk duygusu.