YouTube, habercilik dersi verecek | Son 24 saatin gündemi
Tinder’ın kurucusundan mental sağlığımızı gösteren akıllı yüzük geliyor!
Giyilebilir teknolojiler uzun zamandır hayatımızın bir parçası. Attığımız adım sayısından uyku kalitemize kadar yaptığımız çeşitli aktiviteleri takip edebileceğimiz birçok akıllı cihaz bulunuyor. Fiziksel sağlığımıza dair geribildirimler verebilen giyilebilir akıllı cihazlara ise şimdi bir de mental sağlığımızı ölçebilen yüzük ekleniyor…
Dr. Dustin Freckleton ve Tinder’ın kurucusu olarak bilinen Sean Rad’ın yeni girişimi Happy Health, ilk ürününü duyurdu. Geçtiğimiz dönemde 60 milyon dolarlık fonlama alan Happy Health, ilk ürününü satışa çıkarıyor. Şirketin açıklamasına göre, akıllı yüzükte elektrodermal aktivite (EDA) sensörü bulunuyor. Akıllı yüzükte ayrıca insan derisine uygun dört elektrot, dört ışık, ivmeölçer ve iki sıcaklık sensörü yer alıyor. Bu sayede değişen stres seviyesini takip ediyor. Yapay zeka ise “mental karnenizi” oluşturabiliyor.
Happy Ring için ön sipariş listeleri de oluşturulmaya başlandı. Yüzük için ön ödeme yapan kullanıcılar öncelikli olacakken; aylık, yıllık veya 24 aylık abonelik katmanla sunulacak. Abonelik fiyatları ise aylık 30 dolar, yıllık paket için aylık 24 dolar ve 24 aylık paket içinse aylık 20 dolar olacak…
Huawei krizde hayatta kalmaya çalışıyor
Mevcut enflasyonist ortam büyük markaları da etkilemeye başladı. Şirketlerin toplu işten çıkarma ve küçülme kararları ardı ardına geliyor. Şimdi ise Huawei bu sınavı veriyor…
Çin medyasından Yucai ve NetEase yayınladıkları raporlarla oldukça çarpıcı iddialar ortaya attı. Söz konusu raporların en dikkat çekici kısımları ise Huwei CEO’su Ren Zhengfei tarafından gönderildiği söylenen mesajlardı. Yucai ve NetEase, şirketin çalışanlarına gönderdiği bir bildiriyle “nakit akışına ve kâr marjına öncelik verilmesini” istediği bildiriliyor.
Ren Zhengfei’nin gönderdiği bildiride Huawei’i önümüzdeki 3 yıl için zor bir dönem beklediği ve şirketin daha çok ‘hayatta kalmaya’ odaklanacağı bilgileri yer alıyor.
Kaynak: WebTekno
YouTube, habercilik dersi verecek
YouTube, kullanıcılar arasında asılsız haberlerin dolaşmasının önüne geçmek için harekete geçmeye karar verdi. Cambridge Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın sonucunda verilen karara göre şirket, kullanıcıları dezenformasyon teknikleri konusunda eğitmek için otomatik reklam vidoları yayımlaya başlayacak.
“Gerçeği önceden gösterme” adı verilen araştırma kapsamında 5,4 milyon kişiye yalan haber videosu izletildi, bu kişilerden 22 bini daha sonra bir ankete katıldı. Sonuçlar, insanların çarpıtılan bilgiye maruz kalmadan önce bunun nasıl üretilip yayıldığını öğrenmeleri halinde yalan haberlerin nasıl etkisiz kaldığını ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, video izleyen kişilerin, yalan haber yayan bir içerikteki dezenformasyon tekniklerini hemen tespit ettiğini, güvenilir ve güvenilir olmayan bilgi kaynakları arasında kolayca ayrım yapabildiğini ve bilgiyi paylaşıp paylaşmama konusunda daha doğru karar verebildiğini gördü.
Kaynak: BBC Türkçe
TV’nin kumandası kimde?
Radyonun ardından televizyon tüm evlere girmeyi başardığında tüm dünyada “radyo ölüyor” seslerinin yükselmesini göz önüne aldığımızda bugün kimi öngörülerin televizyonun yarınını parlak görmemesinde şaşılacak bir şey yok elbette. İnternet kullanımının yaygınlaşması, izleyicinin streaming platformları ile haşır neşir olması alışkanlıklarını da köklü bir biçimde değiştirdi. Bu değişim Ofcom’un Birlekşik Krallık’ta gerçekleştirdiği “2022 Ulusal Medya Raporu”na da hayli çarpıcı bir biçimde yansıyor. 65 yaş üzeri izleyici kitlesi bugün yaklaşık olarak günde 6 saat televizyon izlerken, 18-24 yaşındaki 10 yetişkinden 9’u TV kanallarını atlıyor ve izleyecek bir şey ararken doğrudan dijital yayın platformlarına yöneliyor… Gelin araştırmanın çarpıcı bulgularına daha yakından bakalım!
Ofcom Birlekşik Krallık’ta 3 bin 556 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmanın ardından “2022 Ulusal Medya Raporu”nu yayınladı. Araştırma verilerine göre medya alışkanlıklarındaki nesil farkı rekor seviyeye ulaşmış durumda.
Araştırmada öne çıkan veriler şöyle;
- Genç yetişkinler şimdi 65 yaş ve üzerindekilere kıyasla, neredeyse 6 kat daha az TV yayını izliyor.
- 16-24 yaş arası bireyler bir günde TV karşısında ortalama olarak 1 saatten daha az (53 dakika) zaman harcarken, bu son 10 yılda üçte iki oranında bir düşüşün yaşandığı verilere yansıyor.
- 65 yaş ve üstü olanlar, günün uyanık oldukları vakitlerinin yaklaşık üçte birini, yani günde yaklaşık altı saati (5 saat 50 dakika) TV yayını izleyerek geçiriyorlar. Bu da on yıl öncesine göre biraz daha yüksek bir oran.
- 18-24 yaşındaki 10 yetişkinden 9’u TV kanallarını atlıyor ve izleyecek bir şey ararken doğrudan dijital yayın platformlarına yöneliyor.
- 55-64 yaşındaki 10 kişiden 6’sının (yüzde 59), 65 yaş ve üzeri kitleninse yüzde 76’sının izleyecek bir şey ararken ilk adresi TV kanalları oluyor.
Profesyonel bir overthinker mısınız yoksa yardıma mı ihtiyacınız var? İşte Overthinking’le baş etme rehberi…
Overthinking (aşırı düşünme) sorunu belirsizliği en çok hissettiğiniz ortamlarda yoğunlaşır. Ve birçok insan için uzaktan çalışma belirsizliklerle dolu bir dünya demek… Psikologlar, aşırı düşünenlerin yanlış gidebilecek şeyler hakkında takıntılı bir şekilde endişe duyduklarını söylüyor.
Ama bir anlamda, fazla düşünen biri olmak iyi bir şey olabilir. ABD’deki en büyük tıbbi araştırma kuruluşlarından biri olan Mayo Clinic’te psikolog olan Craig Sawchuk, “Overthinker’lar aşırı vicdanlı, son derece sorumlu ve biraz mükemmeliyetçi olma eğilimindedir. İşlerini önemsiyorlar ve gerçekten iyi yapmak istiyorlar” diyor. ABD, Michigan Üniversitesi Ross İşletme Okulu’nda davranış bilimcisi olan Jeffrey Sanchez-Burks, aynı zamanda “duygusal olarak son derece uyumlu” olma eğiliminde olduklarını ekliyor.
Bu yüzden aşırı düşünenler iş yeri için bir nimet olabilir. Çalışkanlar ve başkalarının duygularının oldukça farkındalar; Performanslarını ve insanlarla olan ilişkilerini düşünmek için çok zaman harcadıkları için, kendini işine adayan ekip üyeleri olabilirler. Sawchuk, “Bu gerçek bir güç” diyor.
Ancak kaygı çok yüksek bir seviyede olduğunda, bu güçlü yönler zayıf yönlere dönüşebilir. Ve gerçekleştirilen araştırmalar işin ruminasyon (Yaşanmış olumsuz olaylarla ilgili tekrarlayan düşüncelerin zihinsel aktiviteleri bölecek şekilde yankılanması) boyutuna varmasının zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde zararlı etkilere yol açabileceğine işaret ediyor. Haberle ilgili detaylara göz atmak için TIKLAYIN.
Dün neler konuşuldu? (Twitter Trending Topics)
1 | #yetkilisendikadanistifa |
2 | #ogretmenlerisyanda |
3 | hıncal |
4 | Çakma |
5 | Cüneyt Özdemir |
6 | #salı |
7 | Szalai |
8 | Abdest |
9 | #süperligkoçholdingsezonu |
10 | Gemi |