Tamamı kadınlardan oluşan jürisiyle, tüketicide en çok yankı uyandıran kampanyaların yarıştığı Gerety Awards’un All-Star jürisinde bu yıl Türkiye’yi temsilen Ingage CEO’su Pınar Ercan Tursun katıldı. Türkiye’yi temsil ediyor olmanın hem kendisi hem de Ingage adına gurur verici olduğunu söyleyen Pınar Ercan Tursun, bu yıl yarışmada çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında teknolojiyle çözüm üreten işlerin öne çıktığını dile getiriyor. “Yakın gelecekte bizi daha kompleks bir performans pazarlamacılığı bekliyor” diyen Tursun ile Gerety Awards jürisinin çıktılarını, pazarlama sektörünün yükselen trendlerini ve global perspektifte Türk reklamcılığının nerede durduğunu konuştuk…
Global yaratıcılık festivali Gerety Awards’u farklı kılan tarafı jürisinin tamamen kadınlardan oluşması. Siz Gerety Awards’un bu yönünü ve arkasındaki anlayışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sektörün her alanında kadınları daha fazla görmek beni çok mutlu ediyor. Her geçen gün yönetici kademesindeki kadın sayısının artışını da memnuniyetle gözlemliyorum. İş hayatında eşitliğin, öz disiplinin, çalışmanın ve takım birliğinin değerine inanıyorum. Tamamı kadınlardan oluşan jürisiyle, tüketicide en çok yankı uyandıran kampanyaların yarıştığı Gerety Awards’un arkasında yatan anlayışın bu bağlamda çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Gerety Awards, sadece kadınlar tarafından ya da kadınlara yönelik olarak yapılan değil; yankı uyandıran tüm reklamların yarıştığı global bir yaratıcılık festivali. Gerety Awards, biz kadın yöneticiler ve tüm sektör olarak kendine özgü bir değere sahip. Her sene devam eden organizasyon, dünya çapında çok çeşitli ajansları ve çalışmaları mercek altına alarak herkese ilham veriyor ve yaratıcı diyaloğu teşvik ediyor. Bu büyük organizasyonun bir parçası olma ayrıcalığına sahip olmaktan ve diğer saygın meslektaşlarımla birlikte global çapta yaratıcı endüstrinin ürettiği işleri keşfetmekten keyif alıyorum.
Kadınları değerlendirme mekanizmasında merkeze alan Gerety Awards sizce pazarlama dünyası için ne ifade ediyor?
Gerety Awards, dönüşümün hızla yaşandığı reklam endüstrisinin kendisini yeniden tanımlamaya çalıştığı evrende standartları yeniden belirliyor. Bu bağlamda yaratıcılık festivalleri içerisinde, sektör için olduğu gibi bizim için de özel bir yeri var. Dünyada en çok yankı uyandıran reklam kampanyalarının yarıştığı Gerety Awards, dünyanın her yerinden gelen başvuruları kabul ediyor. Çeşitli endüstrilerde yaratıcı işleri ve çeşitliliği öne çıkarmayı hedeflemesi de Gerety Awards’u diğer ödül etkinliklerinden ayrıştıran bir diğer konu.
Bu yıl Gerety Awards jürisinde Türkiye’yi temsil ettiniz. Türk reklam sektörünü böylesi bir yarışmada temsil etmek size neler hissettirdi?
Sektör açısından itibarı her geçen yıl artan ve jürisi tamamıyla kadınlardan oluşan yaratıcılık festivalinde Türkiye’yi temsil etmiş olmak hem kendi adıma hem de Ingage adına bizlere gurur veriyor. Bununla birlikte, Gerety Ödülleri organizasyonunu çok yönlü kreatif disiplinlerin bir arada yer aldığı global bir başarı sembolü olarak görüyorum. Faydalı işleri belirlemiş olmanın kendine özgü deneyiminden büyük keyif alıyor ve dünyanın her yerinden farklı perspektifleri görmeyi seviyorum.
Jüride global arenada yapılan pek çok başarılı işi değerlendirdiniz. Yarışan işlere baktığınızda öne çıkan eğilimlerin neler olduğunu söyleyebilirsiniz? Reklam ve pazarlama sektörünün yükselen trendleri neler?
Dijital ve fiziksel kanalların entegrasyonundan çeşitlilik için artan taleplere kadar oyunun giderek karmaşıklaştığı, doğrusal müşteri yolculuklarının geçmişin bir kalıntısı haline geldiği pandemi sonrası dünyada, deneyim tasarımı konusu giderek daha önemli hale gelmiş durumda. Deneyimi merkeze koyduğumuz reklam ve pazarlama dünyasında bazı mega trendler aslında tüm süreçlerin belirleyicisi oluyor. Bunlar arasında toplumun artan çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ihtiyaçlarına doğru yanıtı verebilmek için kapsamlı bir pazarlama stratejisi izleyebilmek en başta geliyor.
Bununla birlikte çerezsiz geleceğe yönelik atılan adımlar, hibrit deneyimi güçlendiren kampanyalar ve veriyi merkezine alan pazarlama teknolojilerini daha doğru şekilde kullanan modeller en önemli konular arasında yer alıyor. Tabii tüm bunları hayata geçirmek için çaba gösteren markaların kârlılığın ötesine geçen bir amaçla var olduklarının taahhüdünü vermeleri de gerekiyor.
Öte yandan, bir diğer öne çıkan gündem olan metaverse’te ise markaların yakın gelecekte bu sanal evrende sadece bir proje geliştirmek yerine, buradaki platformlarda daha gelişmiş reklamlar verebilecekleri bir dünyaya gidiyoruz. OOH (Out of Home) reklamlarını, OOW (Out of World) olarak görebilmek mümkün olacak. Metaverse reklamcılar için tüketiciyle etkileşim içerisinde olabileceği ve reklamları hedef kitleye göre kişiselleştirebileceği bir evren. Birçok platform metaverse’te reklam modellerine yatırım yapmaya başladı. Yakın gelecekte bizi daha kompleks bir performans pazarlamacılığı bekliyor diyebiliriz.
Bu yıl en çok dikkatinizi çeken, tabiri caizse yarışmaya damga vuran işleri hangileriydi?
Fark yaratan ve beni etkileyen projeleri iki temel kategoride değerlendiriyorum. Biri inovatif teknolojiyle kreatif fikrin birleştiği işler ki bunlar ağırlıklı olarak dijital odaklıydı. Diğeri ise engelli bireyler, toplumsal cinsiyet eşitliği, cezaevindeki bireyler gibi önemli konuları cesaretle ele alan markaların ve ajansların işleriydi. Dünyanın dört bir yanından meslektaşlarımla bu işleri değerlendirmek bana ilham verdi ve yeni perspektifler kattı.
Gerety Awards’ta yarışan işlerle Türkiye’de yapılan çalışmaları karşılaştırdığınızda nasıl bir tablo çıkıyor ortaya? Global perspektifte Türk reklamcılığı nerede duruyor?
Global işlerle kıyasladığımızda ülkemizde de çok başarılı işler çıktığını görüyoruz. Bizim markalarımızın ve ajanslarımızın en önemli artısı yeni teknolojileri reklam ve pazarlama süreçlerine çok hızlı entegre etmeleri. Özellikle veri temelli yaratıcı işlerde, dünyada çok iyi bir durumdayız. Bu noktada önemli olan bu taraftaki bilgi ve deneyimimizi global pazarlara da ihraç edebilmek.
Ingage olarak bu kapsamda bizim de Near Shore Hub olarak adlandırdığımız bir projemiz bulunuyor. Türkiye hem coğrafi anlamda Avrupa’ya en yakın noktada bulunarak çok avantajlı bir konumda hem de nitelikli insan iş gücüyle dünyada çok iyi bir yerde. Avrupa’daki markalara Türkiye’den hizmet vererek hem yapacağımız hizmet ihracatıyla ülke ekonomisine katma değer sağlayacağız hem de şirket olarak yurt dışına sağlayacağımız servis ise; Ingage’de hepimiz adına heyecan verici ve yepyeni bir yolculuk olacak.