Çalışan sadakatinde well-being alarmı!
Dönüşen iş yapış şekilleriyle birlikte pek çok çalışanın da iş yerinden beklentileri değişti. Öyle ki son iki yıldır küresel olarak devam eden büyük istifa hareketi tam sona ermişken çalışanlar eski iş yerlerinin yolunu arşınladı. Akabindeyse sessiz istifa hareketi sektör bağımsız her alanda bir krizin habercisi oldu… Hal böyleyken çalışan sadakati yaratmak adına çalışan beklentilerini karşılamak da şirketler adına hiç olmadığı kadar büyük bir önem kazandı. İşin özü pandeminin başında yeni normal diye adlandırılan pek çok iş yapış şekli ve çalışan beklentisi artık “yeni” söyleminden kurtuldu ve norma dönüştü. Gelin bu dönüşüme Aon Türkiye‘nin “Well-being Uygulamaları, Yan Hak Trendleri ve Ofise Dönüş Anketi”nin verileri ışığında daha yakından bakalım…
Aon Türkiye’nin gerçekleştirdiği araştırmaya, finanstan sağlık hizmetlerine, imalat sanayiden tüketim ürünlerine kadar 16’dan fazla sektörde faaliyet gösteren, yüzde 20’si lokal, yüzde 80’i global şirketlerden oluşan toplam 94 kurum katıldı. Pek çok çarpıcı veri sunan araştırma verileri gösteriyor ki COVID-19 sonrasında ofise dönüş planlarını tamamlayan şirketlerin yüzde 83’ü çalışma düzenlerinde değişiklik yapmış olsa da, tamamen evden çalışmayı benimseyen şirketlerin oranı yüzde 3 ile sınırlı kalmış…
Farkındalık yüksek aksiyon düşük…
Araştırma kapsamında katılımcılara yeni dönemde şirket performanslarını en çok etkileyeceğini düşündükleri üç madde sorulduğunda sırasıyla; yeteneği çekmek ve tutmak (yüzde 71), çalışanların sağlıklı bir iş/yaşam dengesi kurabilmesi (yüzde 50), değişen demografik yapı ve değişen çalışan beklentileri (yüzde 48) karşımıza çıkıyor.
Değişen çalışma ortamını dikkate alarak şirketler çalışanlarını desteklemeleri gerektiğini düşünmelerine karşın tam kapsamlı bir well-being programı hazırlayarak aksiyona geçen şirketlerin oranının yalnızca yüzde 5 ile sınırlı kalmış olması ise gidilecek çok yol olduğunu işaret ediyor.
Şirketlerin yüzde 87’si çalışan memnuniyetini ve bağlılığını artırmayı amaçlıyor
Şirketler well-being planlarını başlatmak için önceliklerini ise şöyle sıralıyor:
- Çalışan memnuniyetini ve bağlılığını artırmak (yüzde 87)
- Çalışan verimliliğini artırmak (yüzde 74)
- İş-yaşam dengesini geliştirmek (yüzde 70)
- Çalışan stresini azaltmak (yüzde 57)
- Yetenekleri çekmek ve tutmak (yüzde 51)
- Çalışanın fiziksel sağlığını desteklemek (yüzde 49)
- Şirket iş performansını artırmak (yüzde 36)
- Çalışan sirkülasyonunu düşürmek (yüzde25)
- İş güvenliğini desteklemek (yüzde14)
- Sosyal sorumluluk (yüzde 12)
“Şirketler, yan hakları genişletme eğiliminde”
Anket sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Aon Türkiye Sağlık ve Emeklilik Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinem Yalçın; “2020 yılında yaptığımız çalışmada uzaktan çalışma yönteminin yükselen trend haline geldiğini tespit etmiştik. Bu çalışmada ise şirketlerin uzaktan çalışma opsiyonunu benimsediğini görüyoruz. Değişen çalışma koşulları, şirketleri çalışana sundukları paketler ve hakları gözden geçirmeye yönlendiriyor. Bu gözden geçirmeler neticesinde şirketlerin aksiyon aldıkları/almayı planladıkları alanların wellness ve esnek yan haklar uygulamaları olarak öne çıktığı gözüküyor” diyor.
Şirketlerin well-being başlığı altında, çalışanı destekleyecek çeşitli programlara başlamış olsa da çok az şirketin bunu sistemli bir şekilde yapabildiğinin altını çizen Yalçın bu alanın gelişime açık olduğuna dikkat çekiyor…