GastoFest’te gitmek de kolay değil dönmek de!
Gitmeyi istiyorum ama boğazımı ne kadar tutacağımı bilemiyorum. Önüme özene bezene sunulan porsiyonlara sahiden direniyorum. Dönüşte beni bekleyen aralıklı diyetin uzun saatleri direncime az da olsa destek oluyor. Gaziantep ve Adana GastroFest’lere kilo almadan, gittiğim kiloyu koruyarak dönmeyi başarıyorum. Ne mutlu bana!…
Giderek sayısı artan Gasronomi Festivalleri bunca zamandır uyuyan büyük bir potansiyeli harekete geçiriyor. Adı her ne kadar gastronomi olsa da lezzetin yanı sıra bölge kültürüyle konuklarını tanıştırıyor.
Epeydir yöresel üretim ve beraberinde lezzetler “Coğrafi İşaret” tanımına alınıp kayıtlara geçiriliyor. Burada YÜciTA’dan söz etmek gerekiyor. Gönüllülük esasına dayanan ve Türkiye’nin birçok bölgesinden, farklı kurum ve kuruluşlardan değişik kesim ve profillerde üyelerden oluşan bir araştırma ağı olan YÜciTA, Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu Başkanlığında Anadolu hazinelerinin envanterini çıkarıyor. Koruyor, sahip çıkıyor… Kimi kentlerde belediyelerin kimisinde valiliğin bazılarında da yerel inisiyatiflerin sahip çıktığı gastronomi festivalleri giderek yaygınlaşıyorken anlaşılıyor ki damak tadı üzerinden güçlü bir hareket başlatılmış.
Son dönemde Gaziantep, Adana, Antalya’da GastroFest’ler yapılırken bu yazı yazılırken ülkenin pek çok noktasında yeme-içme odağından yani en çok sevdiğimiz yerden ülke turizmine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Dünya ölçeğinde lezzet ehli restoranlarımızın Michelin Yıldızı’yla parlatıldığını da hatırlarsak başta İstanbul olmak üzere topyekûn bir hareketin başladığını, başlatıldığını söylemek mümkün.
GastroFest’lerin izinde Anadolu’da…
İzmir, Gaziantep, Adana, Bursa, Antalya, Antakya ardı ardına yeme içme festivalleri düzenliyor. Her kentin dinamikleri farklı denilebilirse de ardı ardına olunca organizasyonları kıyaslama fırsatı veriyor. Henüz başlayanlarla epey yol almış olanların tasarlanış ve uygulanış açısından deneyim farkı oluyor elbette. Eni konu GastroFest’ler bize de yeni.
Katıldığım Gaziantep ve Adana GastroFest’lerindeki izlenimlerimi katkı sağlamak üzere paylaşmak isterim.
- Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Gastroantep Festivali, bu sene 4. Kez, Adana 6. kez düzenleniyor. Elbette kentlerin tüm paydaşlarıyla hep birlikte hareket etme deneyimi arttıkça geçmiş yıllardaki güçlendirilmeye açık alanları kapatılıyor.
- Her iki kent, başta yerel yönetimleri olmak üzere projeye sahip çıkıyor, güç birliği yapıyor.
- Kamu yönetimi koşulsuz destek veriyor. Valiler kola-kravat etkinliklerde hazır ve nazır…
- Uzmanlık gerektiren buluşmalar tasarlanmış. Yerli, yabancı şefler, kenti markalayacak profesyoneller ya sahne alıyorlar ya da workshop yapıyorlar.
- Eğlence de ihmal edilmemiş. Millet halka açık konserlerde rahatlıyor.
- éKent yönetimlerinin GastroFest’lerden beklentisi nedir?” sorusunu soruyorum. Her bir kentin bu buluşmalardan ne beklediğini yetkililere sormak ve yapılagelenlerin amaca ne kadar hizmet ettiğini bilmek de gerekli.
- Festival sonrası değerlendirme çıktılarını alabilsek keşke.
- Meraklarımdan birkaçı daha şöyle: Ana konuşma konuları nasıl belirlendi? Konuşmacılar nasıl seçildi? Kentler GastroFest’ler üzerinden nereye taşınıyor? Gerçekçi hedef nedir?
- Et ağırlıklı beslenmemiz festivallerin de et üzerinden değerlendirilmesine neden oluyor. Oysaki Alaçatı hariç bir ot festivali düzenlendiğini duymadım.
- Karadeniz gibi Çukurova da ot cenneti. Endemik bitki açısından dünyanın en zengin bölgesindeyiz. Oysaki bu zenginliğin gerektiği kadar değerlendirilmediği herkesçe malum.
- Adana, Antakya, Antep üçgeninden bakarsak 3A modeli bölgesel bir festival için ne tür fırsatlar doğurur?
Elbette bu iki başarılı festivalin gerisindeki ajanları da unutmamak lazım…
Gastroantep Festivali için Sözen Group Kurucusu Gökmen Sözen’in, Effect BCW Ajans Başkanı Gonca Karakaş’ın ve Bluechip Event Kurucusu Elmas Özler’in, Adana Lezzet Festivali içinse 7 İletişim’den Haluk Özsevim’in Sade İletişim’den Ebru Koralı’nın ve Ak Ajans Başkanı Efsun Tekyeten’nin emekleri başarıda kritik rol oynadı…
Uluslararası demekle uluslararası olunmadığını biliyoruz. Katılımcılar, stantlar, ikili anlaşmalar evreninden bakarsak nasıl uluslararası olunur sorusunun yanıtını festival yönetimleri elbette biliyordur. Ve dileğim bu yıl daha çok öğün satışı yapılan yöresel panayır görünümünde olan toplu alanların, uluslararası katılımcıların da katıldığı derinlikli kültürün konuşulup, tartışıldığı festivaller olmaya doğru ilerler mi?
Takımlarımızın şampiyonluklarını Saran Media Group izletecek