Kamusal Wi-Fi şirketinizin sonunu getirebilir!
Uzaktan çalışma sistemi, ev ortamını ofise dönüştürdüğü gibi hareket halinde çalışmaya da imkan tanıyor. Hal böyle olunca, ellerinin altındaki ilk cihazdan işlerini halletmeyi tercih edebilen çalışanlar çoğunlukla siber tehditleri göz ardı ediyor. Cisco’nun EMEA bölgesindeki 8 ülkede yaptığı araştırmaya göre, uzaktan çalışma, siber güvenlik konusunda kişileri rahat davranmaya itebiliyor.
Araştırma, evlerdeki rahat ortamın, kişilerin cihaz güvenliği konusunda tedbiri elden bırakmasına yol açabildiğini ortaya koyuyor. Üstelik risk yalnızca evlerle sınırlı değil. Artık pek çok insan kamusal alanlarda veya hareket halindeyken de işlerini yürütüyor. Bu da bağlantıya giden kestirme yollarla riske girmelerine yol açıyor. Nitekim katılımcıların yüzde 76’sı iş için barlar, havaalanları ve restoranlar gibi alanlardaki kamusal Wi-Fi ağlarını kullandıklarını itiraf ediyor. Bu durum ise güvenlik açıklarını beraberinde getiriyor ve bireysel hatalar çığ gibi büyüyerek kurumsal düzeyde hasara yol açabiliyor. Katılımcıların yüzde 76’sı iş görevleri için güvenli olmayan kamusal ağları kullanırken, yüzde 60’ı ise kişisel telefonlarını tercih ediyor.
İş için kişisel cihazlar kullanılıyor
Sonuçlara göre, e-posta göndermek (yüzde 58), iş görüşmeleri yapmak (yüzde 48) ve belge paylaşmak (yüzde 42) gibi iş görevleri için kişisel cihazlarını sıklıkla kullanan çok sayıda çalışan var. Kişisel cihazlarında işle ilgili hiç sohbet etmemiş veya bir iş belgesi üzerinde çalışmamış kişilerin oranı ise sadece yüzde 10.
Her beş çalışandan biri uzun zamandır şifrelerini güncellememiş
8 binden fazla katılımcının yüzde 90’ı iki veya daha fazla bağlı cihaza sahip ve bu kişilerin yüzde 84’ü en az bir bağlı cihazı evdeki başka biriyle paylaşıyor. Siber suçlarda her seviyede küresel bir artış yaşanırken, kişisel cihazlarının saldırıya uğramasından endişe duyduklarını itiraf eden katılımcıların oranının yüzde 57 olması, saldırı tehdidi konusunda kaygılar olduğunu ortaya koyuyor. Ancak kaygılara ve evde paylaşımlı olarak kullanılan cihaz sayısına rağmen, her 6 katılımcıdan 1’i Wi-Fi şifresini hiç değiştirmemiş, her 5 kişiden 1’i de bir yıl veya daha uzun süredir güncellememiş.
Yüzde 37 çok faktörlü kimlik doğrulamadan habersiz
Katılımcıların yüzde 37’si çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) kullanmıyor ya da MFA’nın ne olduğunu dahi bilmiyor. Artık neredeyse her akıllı telefonda parmak izi veya yüz tarayıcısı bulunduğundan, kullanıcılar kişisel cihazlarındaki uygulamaları açmak için parola yerine biyometriyi tercih ediyorlar.
Gençlerin referansı sosyal medya
Çevrimiçi ve cihaz güvenliği davranışları hakkında nereden tavsiye aldıkları sorulduğunda, yanıtlar ağırlıklı olarak arkadaşlara ve aileye sorma (yüzde 39) veya sadece sağduyuya göre hareket etme (yüzde 35) yönünde. Ancak sosyal medyanın referans olarak kullanımı, genç nesiller arasında belirgin bir şekilde yüksek. 16-34 yaş aralığındakilerin yüzde 35’i sosyal medyayı kullanırken, daha büyük yaş grubundaki katılımcılarda bu oran çok daha düşük. Medya, uygulama tedarikçileri ve devlet yetkilileri ise referans noktaları listesinde oldukça alt sıralarda yer aldı (yüzde 25’in altında).