Çalışan deneyimini ölçümleyen 5 kritik soru
Liderlerin pek çok zorlu görevi var; çalışanları ofise dönmeye ikna etmek, şirkete yeni yetenekler çekmek ve var olan yetenekleri elde tutmak… Rekabetin her geçen gün daha da çetin bir hale geldiği günümüzde tüm bunların önemi de artmaya devam ediyor. Peki çalışanlara daha iyi bir deneyim sunmanın püf noktaları neler? Yanıtlar Great Place to Work®‘ün özgün çalışan deneyimi anketi Trust Index™’ten geliyor.
Great Place to Work®‘ün çalışanların iş yerlerindeki deneyimleri hakkındaki düşüncelerini yansıtan özgün çalışan deneyimi anketi Trust Index™; çalışanla kişisel ilişkiler kurmanın, çalışanı takdir etmenin, onları duymanın ve eşit mesafede yaklaşmanın çalışan deneyimi üzerinde önemli bir pozitif etki yarattığına işaret ediyor. Ve çalışan deneyimini ölçümleyen 5 kritik soruya dikkat çekiyor;
Yönetim, çalışanlarla kişisel ilişkiler kurmaya çalışıyor mu? Çalışan deneyimi söz konusu olduğunda, yönetim ile çalışanlar arasında güvene dayalı ilişkiler kurulması büyük önem taşır. Ancak güven tamamen kişisel bir duygudur ve bir dereceye kadar kişisel ilişki kurmadan birinin güvenini kazanmak neredeyse imkansızdır. Bu ilişkiyi kurmanın ilk adımı, yönetimin, çalışanları sadece profesyonel bir bakış açısıyla organizasyona sunabilecekleri katkı amacıyla değil, insan olarak önemsedikleri için dinlediklerini göstermesidir.
Yönetim, çalışanların sıra dışı çalışmalarını veya gösterdiği üstün çabayı takdir ediyor mu? Yönetim ve çalışanlar arasındaki güven ilişkisinin temelinde iki kritik faktör bulunuyor. Bunlardan ilki, yönetimin, çalışanların çabalarını, çalışanlarda karşılık bulacak derecede takdir edip etmediğidir. Diğer faktör de, yönetimin ne ölçüde tarafsız olarak algılandığıdır. Yani takdir mekanizmasının gerçekten çalışanların yaptığı işe bağlı olduğu konusu net olmalı.
Yönetim, çalışanların fikirlerine kulak veriyor mu? Güvenilmediğinin hissedildiği yerde birilerine güvenmek zordur ve bu nedenle yöneticiler, çalışanlarına güvendiklerini göstermek için her fırsatı değerlendirmeliler. Bunu yapmanın harika yollarından biri, çalışanların fikirlerini dinleyerek cevap vermek. Böylece yöneticiler çalışanlarının fikirlerine ve duygularına saygı duyduğunu ve değer verdiğini göstermiş olur. Yöneticileri çalışanların fikirlerine açık olmaya teşvik etmek, çalışanların organizasyondaki deneyimleri hakkında daha rahat geri bildirimde bulunmalarını sağlar ki bu da, çalışan deneyimini daha da iyileştirmek için kullanılabilecek daha değerli bilgiler edinilmesine yardımcı olur.
Çalışanların sosyal arka planları ve kişisel özellikleri ne olursa olsun, aynı şekilde davranılıyor mu? Çalışan deneyimini ölçerken yalnızca büyük resme takılıp kalmamak ve farklı çalışan gruplarının, aynı organizasyonda olsalar dahi, deneyimlerinin birbirinden çok farklı olabileceği unutulmamalı. Bunun gibi sorular, çalışanların organizasyondaki çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve aidiyet yaklaşımı hakkında ne hissettiklerini ölçmeye yardım eder ve liderlerin bu konudaki gayretlerini desteklemenin yanı sıra hangi istikamette ilerlemeleri gerektiğini de gösterir.
Organizasyondaki ortam psikolojik açıdan sağlıklı mı? Olumlu bir çalışan deneyimi için çalışanların kendilerini psikolojik ve duygusal olarak güvende hissetmesi gerekir. Etkili bir çalışan deneyimi anketinin önemli bir işlevi de, psikolojik ve duygusal güveni ölçmek olmalı. Bir organizasyon her şeyi doğru yapıyor, ancak çalışanlar tükenmiş, toksik bir kültürde sıkışıp kalmış, belirsizlik nedeniyle kaygılı hissediyor ya da ihtiyaç duydukları desteği alamadıklarını düşünüyorlarsa, bu durum genel çalışan deneyimini olumsuz olarak etkileyebilir. Öte yandan çalışanlar kendilerini psikolojik olarak sağlıklı hissettiklerinde, yönetime daha fazla güvenmeye açık olurlar. Bu da güven oluşturmaya yönelik diğer girişimlerin başarı şansını artırır.