Çeşitlilik ve kapsayıcılık stratejileri var ama kadınlar yok!
PwC Türkiye’nin yeni nesil çalışan esenliği platformu Wellbees ile hazırladığı “İş Gücünde Sürdürülebilirlik” araştırması eşitlik, kapsayıcılık, adalet, etik, esenlik, yetenek açığı ve bağlılık gibi iş gücünde sürdürülebilirlik başlıkları altında çalışanlar arasındaki genel görünümü ortaya koyuyor. Bu kapsamda yeni dönemde kurumlarda en sık uygulanan esenlik uygulaması esnek çalışma olarak karşımıza çıkarken ofisten çalışmanın psikolojik güvenlik skorunu düşürdüğü dikkat çekiyor. Erkeklerin daha fazla eğitim almanın yanı sıra psikolojik güvenlik ve bağlılık skorunun daha yüksek olduğu da dikkat çeken veriler arasında. Şirketlerin sosyal sürdürülebilirlik stratejisi olarak “çeşitlilik ve kapsayıcılık” başlıklarını önceliklendirdiği bir senaryoda kadınların skorunun neden bu kadar düşük olduğu da kocaman bir soru işareti…
Sosyal sürdürülebilirlik stratejisi: Çeşitlilik ve kapsayıcılık ilk sırada
Araştırmada “Kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler kapsamında iş gücü planları değerlendirilirken sosyal sürdürülebilirlik perspektifinden bakılıyor mu?” sorusuna yanıt arandı. Araştırmanın sonuçlarına göre şirketlerin bu alanda en öncelik verdiği strateji çeşitlilik ve kapsayıcılık oldu. Katılımcıların yüzde 24,9’u ilk sırada buna işaret etti.
Şirketlerin gündeminde yer alan diğer stratejilerse şöyle sıralandı: Destekleyici eğitimler ve programlarla yetenek kazanımı ve gelişimi (yüzde 22,8), çalışan esenliği uygulamaları (yüzde 20,6), sosyal sorumluluk projeleri aracılığıyla toplumsal adaletin sağlanması (yüzde 19,3) ve tedarikçilerin etik uygulamalara sahip olması (yüzde 12,5). Öte yandan şirket kırılımına bakıldığında, KOBİ şirketlerinde yetenek ve beceri kazanımı/geliştirmeye yönelik uygulamalara biraz daha fazla önem verildiği görüldü.
Esenlik: Kurumlar esnek çalışmaya ağırlık veriyor
Araştırmada kurumlarda uygulanan imkânlar, çalışanların canlılıkları, olumlu ve olumsuz duyguları, ruh sağlıkları ve iş dışı faaliyetler açısından irdelendi. Kurumlarda en sık görülen esenlik uygulaması yüzde 27,4 ile esnek çalışma olanakları olurken psikolog, diyetisyen, spor hocası gibi uzman desteği yüzde 19 ile ikinci sırada, konuyla ilgili eğitimlerse yüzde 17,7 ile üçüncü sırada yer aldı. Stres yönetimi ve sigara bırakma programları en az görülen uygulamalar olarak sıralandı.
Yetenek açığı: Erkekler daha fazla eğitim alıyor
Araştırmaya katılanların neredeyse yarısının (yüzde 48) kendilerini geleceğe hazırlayacak, yüzde 44’ünün de dijital becerilerini geliştirecek ve işlerini daha iyi yapabilmelerini sağlayacak eğitimler aldığına yönelik yanıt verdiği görülüyor. Uluslararası kurumlarda yetenek gelişimi skorları en yüksek seviyedeyken, yerel aile kuruluşlarında en düşük düzeyde olduğu ortaya çıkıyor. Ayrıca erkeklerin daha fazla eğitim aldığı da sonuçlara yansıyor.
Ofiste çalışmak psikolojik güvenlik skorunu düşürüyor
Araştırmada işle ilgili kararlarda fikir verebildiğini hisseden, yeni beceriler öğrenebilen, duygularının dikkate alındığını söyleyen, yakın iş arkadaşlarına sahip olan ve yaptığı işte iyi olduğunu duyan çalışanların psikolojik güveninin yüksek seviyelerde olduğu görülüyor. Psikolojik güvenlik skorları yaş arttıkça yükseliyor. Öte yandan bu skor ofisten çalışma modelinde en düşük seviyesindeyken, hibrit çalışma modelinde ise yükseliyor.
Çalışan bağlılığı: Bağlılık ortalamanın üstünde
“Çalışanlar mevcut şirketlerinde çalışmaktan memnun mu, yapılan işlerin amaçları konusunda hevesli mi? İşini ilham verici buluyor ve çalışmaya devam etmek istiyor mu?” gibi soruların yöneltildiği ve sürdürülebilir bir iş gücü yaratılması için hayli kritik olan bu başlıkta katılımcıların genel bağlılık skoru 69,5 oluyor. Diğer sonuçlarla uyumlu bir şekilde erkeklerde (yüzde 71,8) ve hibrit çalışma modelinde (yüzde 72,5) bu skor daha yüksek.
Araştırmanın Metodolojisi:
2022 Eylül ve Ekim aylarında teknoloji, perakende, tüketici ürünleri, sağlık ve otomotiv başta olmak üzere 18’den fazla sektörde, farklı departmanlarda çalışan 308 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada katılımcıların yüzde 44’ü uluslararası kurumlarda, yüzde 20’si yerel kurumlarda, yüzde 11’i ise yerel aile kuruluşlarında çalışıyor.
Katılımcılar arasında yüzde 57 ile hibrit çalışma modeli yaygınken, yüzde 32 oranında ofis ve yüzde 10 oranında sanal/uzaktan çalışma modeli görülüyor. Ekip yönetme sorumluluğuna sahip olduğunu bildiren katılımcı oranı ise yüzde 57.
10 yılda kadın istihdamı yalnızca yüzde 5 arttı
Bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü 11 ilimizi sarsan, binlerce canımızı kaybettiğimiz ve oluşan maddi, manevi ağır hasarın izini hep birlikte silmeye çalıştığımız deprem felaketinin yarattığı derin üzüntüyle yaşıyoruz. Bilindiği üzere, tüm dünyada afetlerin yıkıcı etkisinden en çok etkilenen grup kadınlar. Pandemi sürecinde olduğu gibi depremden de kadınların daha çok etkileneceği muhakkak. Bu sebeple bu krizi yönetirken kadın işgücünü afet sonrası krizden korumak için kendisi ve yakınları depremden etkilenmiş kadınlara odaklı rehabilitasyon çalışmaları, mesleki gelişim odaklı eğitim ve mentorluk programları düzenlemek, kadın istihdamı odaklı teşvikler uygulamak ve uzaktan çalışma imkanı sunan altyapılar kurmak önemli.