Hangi Avrupa ülkesinde kadın mucitler başı çekiyor?
Tarih boyunca Marie Curie ve onun radyoaktivite konusundaki öncü araştırmalarından Katalin Karikó’nun COVID-19 aşılarında kullanılan mRNA teknolojisinin geliştirilmesindeki kilit rolüne kadar birçok olağanüstü kadın, keşifleriyle dünyayı değiştirdi. Ancak son yıllarda kadınların bilim ve teknolojideki rolü artsa da cinsiyet eşitliği hala sağlanmış değil.
Avrupa Patent Ofisi (EPO) verilerine göre kadın mucit oranı 1970’lerin sonlarında yaklaşık yüzde 2’yken 2019’da yüzde 13’ün üzerine çıktı. 38 üye devletin patent faaliyetlerini mercek altına alan rapora göre 2010 ile 2019 arasında kadın mucit oranının en çok arttığı ülkelerin başında yüzde 30,6 ile Letonya gelirken onu sırasıyla Portekiz (yüzde 26,8), Hırvatistan (yüzde 25,8), İspanya (yüzde 23,2) ve Litvanya (yüzde 21,4) takip etti.
Rapora göre kadınların en çok patentli ürüne imza attığı sektör kimya (yüzde 22). Kadınlar makine mühendisliğinde ise kimya sektöründekinin dörtte biri kadar patentli ürüne sahip. Raporda bu durum kadınların kimya ve yaşam bilimlerine yönelik eğitim tercihlerinden farklı sektörlerdeki çalışma koşulları ve bunların iş-aile dengesi üzerindeki etkisine kadar çeşitli faktörlerle ilişkilendiriliyor.
Neden bu kadar az kadın mucit var?
Rapora göre, kadınların patent alma sürecine düşük katılımı, büyük ölçüde kadınların özellikle bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarındaki meslekleri icra ederken “erkeklerden daha zorlu seçimlerle karşı karşıya kalmaları” gerçeğiyle yakından ilgili.
Ayrıca veriler, benzer bilimsel üretkenliğe rağmen kadın akademisyenlerin erkeklere göre yaklaşık yüzde 40 daha az patent başvurusu yaptığını gösteriyor.