Prof. Dr. Canan Madran: “İngiltere’de yılda kişi başı 50 kg tekstil ürünü çöpe atılıyor, Amerika’da ise bu rakam daha yüksek.”
TRKPA TV’de Google üzerinden Hangouts ile canlı yayında 16 Şubat Salı akşamı “Sürdürülebilir moda” konuşuldu.
Prof. Dr. İbrahim Kırcova moderatörlüğündeki programın konukları Prof. Dr. Canan Madran, Doç. Dr. Deniz Atik, Dr. Zeynep Ertekin ve Arş. Gör. Sanem Odabaşı sürdürülebilirlik kavramının modaya uyarlanması ile ilgili güncel örnekleri izleyenlerle paylaştı.
TRKPA TV’nin “Sürdürülebilir Moda” yayınından önemli notlar ise şöyle:
Prof. Dr. İbrahim Kırcova: “Sürdürülebilirlik kavramından başlayıp bu kavramın modaya gelmesi ile ilgili bir kavramsal çerçeve çizerek başlamak yerinde olacak.”
Prof. Dr. Canan Madran: “Sürdürülebilirlik konusu özellikle 1990’lardan sonra çok tartışılmaya başlanan bir kavramdır. Sürdürülebilir kalkınma bu konudaki ilk kavramlardan birisi. Dünyanın mevcut kaynaklarlıyla gelecek nesillere kaynakları koruyarak devam etmesi için sürdürülebilirlik gereklidir. Sürdürülebilir moda çok çabuk tüketilecek bir şey. Oysa moda sektörüne yön veren işletmelerin sürdürülebilirliği asıl büyük konu.
Moda, yeryüzündeki insanların üstünü örten, herkesin kullandığı bir sektördür. Sürdürülebilirlik bakımından bakıldığında moda büyük ve tehlikeli. İngiltere’de yılda kişi başı 50 kg tekstil ürünü çöpe atılıyor, Amerika’da ise bu rakam daha yüksek. Bu sektör öyle bir sektördür ki, burada işini iyi yapan şirketler bu konuda örnek olmakta. Marks & Spencer bu konuda örnek verilen şirketlerden birisi.”
Prof. Dr. İbrahim Kırcova: “Sürdürülebilirlik tartışmalarında üzerinde görüş birliğine varılan konu, mevcut tüketim sisteminin değiştirilmesi. Ancak bu görüş mevcut kapitalist sisteme uymuyor”.
Doç. Dr. Deniz Atik: “Sürdürülebilirlik ve moda birbirine zıt iki kavramken, nasıl yanyana durabilir konusu tartışılan bir konu.
Kullan ve at üzerine kurulan bir sektörün nasıl sürdürülebilirlikten bahsediyor olması önemli. Moda sadece kıyafetle sınırlı değil, arabaların, cep telefonlarının ve fikirlerin bile modası var.
Ancak moda dendiğinde öncelikle kıyafetler akla geliyor.
Giysi alışverişi kadar hızlı bir planlı eskitme olan bir sektör yok. Alışveriş yapmak değişim arzusunu tatmin eden bir araç. Moda tüketimi, ait olma duygusu, beğenilme arzusu gibi konularla ilgili. Fonksiyonellik bunların arasında en az. Toplumsal boyutta, insanların yeni tüketim malzemeleriyle mutluluk arzusu içine girmesi ciddi bir problem. Moda sektörü bu tüketim kültürünün minik bir simülasyonu.”
Dr. Zeynep Ertekin: “Sürdürebilir moda ekosisteme, çalışanlara, toplumun iyiliğine ve refahına önem veren moda. Modanın gerçek anlamda olması gereken şekli. Ancak maalesef hızlı modanın gelişimiyle onun tam zıttı bir yere gelindi.
Moda insanlar için o kadar cezbecisi bir sektördür ki, tüketicilerin çok azı sürdürülebilir moda talebinde bulunuyor.
Böyle bir pazarın oluşmasında kurumsal taraftaki aktörlerin çok önemli rolü bulunuyor.
Hız pozitif bir olgu olarak sunulmaktadır ancak bu hızın negatif boyutu da bulunuyor. Hız üretici kısımda baskı ve strese sebep oluyor. Mağazalarda her hafta görülen farklı ürünler o noktaya gelene kadar stres dolu bir süreçten geçiyor. Aslında insanlara farklı şeyler sunuluyor.
Tasarımcılar büyük bir çıkmaz içinde. Şu anda aldığımız tekstil ürünlerinin %85’i çöpe gidiyor. Fazla giysileri birilerine vermek çare değil. Çalışma konuları ise bir diğer konu. Greenpeace’in detoks kampanyası bu konulara protestolardan biri. Sektörde bir uyanış bulunduğu söylenebilir.”
Prof. Dr. İbrahim Kırcova: “Moda daha çok tasarımcılar üzerinden açıklanan bir alan. Tüketimin hızlı olmasında tasarımcıların da önemli payı olduğu düşünülebilir. Tasarımdakilerin bu işteki etkisinin de açıklanması önem taşıyor.”
Arş. Gör. Sanem Odabaşı: “Moda sektöründe çok fazla insan çalışıyor. Tasarım süreci bir değerler yaratma silsilesi. Esas konu eğitim. 1992’de Rio’da gerçekleşen zirvede işin eğitim ayağına önem verilmesi konuşuldu.
Sadece tasarımcıların değil, tüketicilerin ve üretimcilerin de bilinçlenmesi gerekiyor. Sürdürülebilirlik ve moda dendiğinde genellikle üretimden bahsediliyor.
Moda tasarımında sürdürülebilirliğe verilen önemin artırılması gerektiği açık.”
Prof. Dr. Canan Madran: “Büyüme birkaç büyük şirket lehine olduğundan, var olan sektördeki yaygın küçük markaları da almaktadır ve hızlı, dev bir sektör haline geliyor. Dev fabrikalar sürdürülebilirlik konularını yeni yeni konuşmaya başlıyor. “
Prof. Dr. İbrahim Kırcova: “Üretim tarafıyla, tedarik, çalışan tarafıyla hızlı moda sektörünün sürdürülebilir şekilde yeniden yapılanmasını motive eden faktörlerin neler olduğunun anlaşılması önem taşıyor.”
Dr. Zeynep Ertekin: “Modada estetik önemli. Sürdürülebilir moda ürünlerinin aynı zamanda estetik de olması gerekiyor. Modada normal pazarın özelliklerinden uzaklaşarak yeni pazarın oluşması mümkün değil.
Moda defilelerinde sürdürülebilirlik konuşulması önemli. Burada gerçekten tasarımcılara çok iş düşmektedir zira işin önceliği tasarımla başlıyor.
Ancak bu süreç herkesin birlikte yapabileceği zorlu bir süreç.”
Doç. Dr. Deniz Atik: “Motivasyonlar sektörde, çevrede ve toplumda olan problemler. Bu sadece bir aktörün yapabileceği bir şey değil, bunların hepsinin birden bilinçlenmesi gerekiyor. Bazı hareketler ve bilinçli tüketiciler de mevcut. Gönüllü sadeleşme gibi akımlar bulunuyor. Bu durumun konuşuyor olması dahi bir adım olarak sayılabilir. “
Arş. Gör. Sanem Odabaşı: “Sürdürülebilir bir moda ürünü tasarlandığı zaman, ister istemez bu günümüzde algılanan moda anlayışından farklı, sade, az süslemesi ve albenisi olmayan tasarımlar gündeme geliyor. İstenilen renk ve baskı kullanılamıyor. Organik boyalarla istenen renk elde etmek ve cazibe yaratmak zor olabiliyor. Ancak tekstil ve moda sektörü teknolojiyi çok çabuk adapte eden bir sektör.
Tasarımcılar ürün odaklı değil çözüm odaklı yaklaşımlarla bu problemlerin altından kalkabilir.
Ancak herkesin bilinçlenmesi gerekir ve bu da ancak eğitimle gerçekleşecek bir durum.
Prof. Dr. İbrahim Kırcova: “Kapitalist sistem, bir yanda kar baskısı, tüketici ihtiyaçları, tüketicilerin daha çok tüketme isteği bir arada bulunuyor. Tasarımcıların sektörün diğer ayaklarını nasıl ikna edecekleri tartışma konusu.”