Duygusuz strateji sonuç getirmiyor!
Strateji geliştirme denince ilk akla gelen kelime her zaman “duygu” olmuyor… Oysa geliştirilirken ve uygulanırken duyguların göz önüne alındığı stratejiler her zaman daha çok yankı uyandırıyor, duyguların göz ardı edildiği stratejiler ise başarısızlığa uğruyor. Tam da bu nedenle liderlerin hem çalışanlarının motivasyonlarını artırmak hem hedef kitlesinin istek ve beklentilerini karşılamak için duyguları önceleyen stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Peki, gücünü duygulardan alan stratejiler ortaya koymanın yolu ne? Gelin, BBC, Microsoft ve The Guardian gibi şirketlerde liderlere marka danışmanlığı yapan David Lancefield’in kaleme aldığı makaleyle bu soruya yanıt arayalım…
En iyi stratejiler, zıtlıkların kesiştiği noktadan çıkar
En iyi stratejiler genellikle farklı endüstriler, ekosistemler ya da bilim ve sanat gibi alanların zıtlıklarının kesişim noktasından çıkar. Ayrıca, psikolojik olarak güvende hissedilen üretken bir ortamda başkalarıyla olan etkileşim de beraberinde yeni fikirleri getirir. Bu yüzden strateji geliştirirken hayal gücünü harekete geçirmek için korkuyu ve insanların kendini korumaya yönelik doğal eğilimlerini geçersiz kılmak gerekiyor. Nasıl ki aşk ya da öfke gibi güçlü duygular bir sanatçıya resim yapması ya da bir yazara şiir yazması için ilham verebiliyorsa, duygular da daha yaratıcı düşünmeyi harekete geçirebilir ve anı karşılayan stratejiler geliştirmeye yardımcı olabilir.
Netlik, güçlü duygular uyandırabilir
Önemli belirsizlik, kısıtlama, rekabet ve beklentilerle karşı karşıya kalındığında stratejik seçimler yapmak zorlaşır. Net bir kafaya sahip olmak, karar verme yeteneğini etkileyen güçlü duygular uyandırabilir. Stres dikkate alınan seçeneklerin aralığını kısıtlayabilir, aşırı özgüven ise keşfedilmemiş alanlarda büyük bahislere yol açabileceği gibi dürtüsel, kısa sürede pişman olunan, aceleci kararlara yol açabilir. Karar verirken duyguların ve tepkisel eğilimlerin etkilerini azaltan mekanizmalar uygulanmalı. Örneğin, etrafınızı farklı becerilere, uzmanlıklara ve tarzlara sahip olan ve size meydan okumaktan korkmayan insanlarla çevrelemek, yapılabileceklerin başında geliyor.
Kaygı, riski tetikler
Ortaya konan strateji, daha iyi, daha parlak bir geleceğe dair güven vermeli. Sağlam mantık ve yapılandırılmış argümanlar bir güven temeli oluşturur ancak harekete geçmek için yeterli değildir. Ayrıca insanların kalbine de dokunmak gerekir.
Var olan fırsatların bireyler için ne anlama geldiğini açıklayarak insanların duygularından yararlanılmalı. Stratejideki bir değişikliğin nedenleri ve sonuçları açıklanmalı. İnsanların başarının nasıl görüneceğini hayal etmelerine yardımcı olmak için görselleştirmeden yararlanılmalı. Yeni yaklaşımları test etmek ve bunları genel olarak ölçeklendirmeden önce güven oluşturmak için ise pilot uygulamalar yapılmalı.
Son olarak insanlar stratejiye katkı sağlamak konusunda cesaretlendirmeli. Zor zamanlarda yeni bir şey denemek ve bildik bir stratejiden vazgeçmek riskli hissettirir. Bunun üstesinden gelmek için başarısız olma korkusu, iş arkadaşlarına ve patrona karşı hissedilen güven eksikliğinin arkasındaki nedenlerin keşfedilmesi gerekiyor.