Medyası da güçlü ticareti de
Pandemiyle birlikte adeta altın çağını yaşayan e-ticaret şimdi bayrağı sosyal ticarete bırakmaya hazırlanıyor. Öyle ki Deloitte’un 2023 Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Öngörüleri raporuna göre sosyal ticaret hacmi 2023 yılında 1 trilyon doları aşacak. 2022 yılında 2 milyardan fazla insanın sosyal ticareti kullandığına işaret eden rapor, 800 milyar dolar olan alışveriş hacminin yüzde 25 büyüyeceğini öngörüyor. Araştırma influencer’ların Y ve Z kuşağı üzerindeki etkisinin X kuşağından daha fazla olduğuna dikkat çekerek, kısa sürede sosyal ticaretin evrim geçirerek yeni ürünlerin daha kolay bulunduğu, ödemenin daha hızlı yapıldığı bir forma bürüneceğini belirtiyor. Gelin sosyal ticaretin geleceğine yön verecek 6 trende daha yakından bakalım…
Bizzat Google tarafından yapılan bir araştırmaya göre ise 14-24 yaş arası kullanıcıların yüzde 40’ı birincil arama motoru olarak sosyal medyayı kullanmaya başladı bile. Instagram’ın kullanıcılarıyla gerçekleştirdiği bir anket çalışması da katılımcıların yüzde 81’inin Facebook ve Instagram’ı ürün araştırması yapmak için düzenli olarak kullandığını ortaya koyuyor. İnsanlar seyahat rezervasyonları ve satın almak istedikleri ürünler için artık sosyal aramayı kullanıyor. Elbette bu puanların sosyal ticaret hanesine eklenmesiyle sonuçlanıyor.
Asya-Pasifik bölgesi yüzde 68,5 pazar payıyla sosyal ticarette lider konumda. Pazarın öncüsü olan Çin’de, özellikle WeChat ve diğer sosyal medya platformları üzerinden alışveriş yapan kişi sayısı 424 milyona ulaşmış durumda.
eMarketer’e göre, ABD’de 14 yaş üzeri kitlede en az bir kez sosyal medya platformu üzerinden alışveriş yapan kişi sayısı 2023 yılında 101,1 milyon kişiyi bulacak. Avrupa’da 2020-2026 tahminlerine göre sosyal ticaret pazarı yaklaşık yüzde 27,8’lik bir büyüme kaydedecek. Bu pazarda sektör bazında en yüksek potansiyelin moda sektöründe olduğu düşünülüyor.
Görünen, markaların tüketicilere daha sürükleyici alışveriş deneyimleri sunmak için yeni teknolojilerden ve 5G’nin gücünden yararlanması halinde bu tahminlerin de aşılacağı yönünde. İşte 2023’e damga vurması beklenen sosyal ticaret trendleri…
1- Z’ler dijital avatarlarını bekliyor
Influencer’lar ürün tanıtımında hala önemli bir rol oynamaya devam etse de dijital avatarlar dijital moda podyumlarını işgal etmeye hazırlanıyor. Dijital avatarlar çok yakında markalara yeni koleksiyonları tanıtma konusunda farklı olanaklar sağlayacak. Yani tüketiciler, çevrim içi alışveriş sırasında giysi ve aksesuarların giyildiğinde nasıl görüneceğine dair net bir fikre sahip olabilecek.
Instagram’ın 2023 Trend Raporuna göre, Z Kuşağı kullanıcıların yüzde 67’si özgün giyim tercihlerini, vücut tiplerini ve cilt tonlarını yansıtmak için dijital avatar kullanmak istiyor. Metaverse’ün yükselişi, dijital avatarların kullanımını daha çok teşvik edecek. Moda perakendecileri, bu avatarların kullanabileceği dijital aksesuarlar ve giysiler sunarak bu trendden yararlanabilir.
eMarketer’a göre Facebook, en yüksek sosyal ticaret oranlarına ev sahipliği yapan platform. Veriler ayrıca tüketicilerin çevrim içi satın alma yolculuklarına sosyal medyada arama yaparak başladığına işaret ediyor. Online alışveriş yaparken en çok YouTube’dan arama yapılıyor. İkinci adres ise Facebook oluyor.
2- Mikro influencer’lara talep artacak
Mikro-influencer’larla iş birliği yapmak yeni bir trend değil ancak bugün hala geçerli ve geçerliliğini koruması bekleniyor. Özellikle küçük işletmeler, mikro-influencer’ların reklam bütçelerini daha iyi dengelerken daha geniş bir kitleye ulaşmadaki etkisini keşfedecek.
Yüz binlerce ya da milyonlarca takipçisi olan influencer’ların aksine mikro influencer’lar reklam bütçelerinin daha makul fiyatlar üzerinden yönetilmesine imkan tanırken genellikle segmentasyonu ve reklam hedeflemeyi basitleştiren özel kitle türlerine sahipler.
Ayrıca genel algı mikro influencer’ların daha özgün ve şeffaf oldukları yönünde. Tüm bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, mikro influencer’ların, markaların erişimine pozitif bir katkı sağlayacağı aşikâr.
3- Sosyal anketler geliyor
Üçüncü parti veriler tedavülden kalktıktan sonra markalar, ürün ve hizmet tekliflerini kişiselleştirmek adına sıfır parti verilere bağlı olacak.
Şubat 2022’de SheerID ve Forrester Consulting iş birliğinde Kuzey Amerika ve EMEA’da bulunan ve her birinin yıllık geliri 100 milyon dolardan fazla olan 200 şirketin dijital pazarlama yöneticisiyle gerçekleştirilen araştırma kapsamında katılımcıların yüzde 85’i sıfır parti verilerin etkili kişiselleştirilmiş deneyimler oluşturmak için kritik olduğunu belirtiyor. Ayrıca, yanıt verenlerin yüzde 82’si sıfır parti verilere erişimleri olduğunu söylerken, yüzde 42’si bunu etkili bir şekilde nasıl kullanacaklarını bilmediklerini itiraf ediyor.
4- Tüketici-marka iş birliği yükselişte
Son dönemde ses getiren reklamların pek çoğunda tüketici dokunuşu var. Sosyal medyayla birlikte yaygınlaşan interaktif iletişimin bir sonucu olarak birkaç yıldır tüketicinin oluşturduğu içeriklerin iyi birer reklam malzemesi olduğu keşfedildi. Kendi içeriklerinin marka tarafından görünür ve paylaşılır olduğunu görmek tüketicinin marka kimliğiyle özdeşlik kurmasını sağlıyor. Ve elbette tüketicinin hep aradığı gerçeklikte içerikler çıkıyor ortaya.
Bir diğer avantajı, insanların algılarını etkili bir şekilde değiştirebilmesi. Tüketici böylece söz konusu markanın sadece kendi fikirlerine değil iyi içeriklere de değer verdiğini görüyor ve güveni artıyor.
5- Chatbotlar AI ile güçleniyor
Geçtiğimiz yıl analitik teknolojiler şirketi Verint’in ABD’de gerçekleştirdiği bir araştırma chatbot’ların müşteri hizmetleri alanında giderek yaygınlaştığını ancak çoğu kişinin chatbot deneyimlerini tamamen “sinir bozucu” bulduğunu ortaya koymuştu. Chatbot’lar markalar için daha az maliyetle müşterilere hizmet vermeyi mümkün kılarken tüketicinin de ihtiyaç duyduğu ulaşılabilirliği sağlıyor. Ancak tüketicinin aldığı yanıtlardan tatmin olması gerekiyor.
OpenAI’ın bu yıl oldukça ses getiren yapay zeka sohbet robotu ChatGPT’yi kullanıma sunmasıyla birlikte bu alanda beklenti arttı. 2023 yılında markaların müşteri hizmetlerinde kullandığı chatbot’lara da yapay zeka güncellemesi gelmesi bekleniyor.
6- Canlı yayın satışları Çin’den dünyaya yayılıyor
İngiliz araştırma şirketi GlobalWebIndex, Çin’deki sosyal medya kullanıcılarının, sadece bir saat içinde milyonlarca dolarlık canlı yayın alışverişi yaptığını belirtiyor. Benzer şekilde, ABD’de yapılan bir araştırma, tüketicilerin yüzde 82’si için canlı yayın alışverişlerinin alışılagelmiş online alışverişten daha ilgi çekici olduğunu ortaya koyuyor.
Çin’in canlı yayın satış pazarı son üç yılda 3 milyar dolardan 171 milyar dolara yükseldi. McKinsey & Company’ye göre canlı yayın satışları 2026 yılına kadar tüm e-ticaretin yüzde 10 ila 20’sini oluşturabilir.
Son yıllarda Facebook, TikTok ve YouTube gibi platformlar canlı yayın alışverişlerini teşvik etmek için Macy’s, Walmart ve Sephora gibi perakende devleriyle ortaklık kurdu. Bazı markalar ise kendi kanallarını oluşturmayı tercih etti. Mesela ABD’li lüks moda perakendecisi Nordstrom kendi canlı alışveriş kanalını açtı. Alibaba’ya ait Taobao Live, ülkede yaklaşık yüzde 80 paya ulaştı. Apple ise kullanıma sunduğu “Bir Uzmanla Alışveriş Yapın” özelliğini ilk olarak ABD’deki müşterileri için devreye aldı.
ECHO Summit 2023 için kayıtlar başladı…
Aşağıdaki formu doldurarak e-ticaret ve sosyal ticaret alanındaki en güncel gelişmelerin konuşulacağı ECHO Summit’e katılabilirsiniz. 25 Mayıs Perşembe günü Divan Kuruçeşme’de sınırlı sayıda katılımcıyı ağırlayacak olan zirvede yerinizi almak için geç kalmayın…