İş dünyasının sosyal liderleri -2
Geçmişte dünya ve insanlık meselelerine daha ziyade “kurumsal kimlik” ile yanıt verilirken, artık başta liderler olmak üzere bireylerin de katkısı ön plana çıkmaya başladı. Özellikle CEO’lar tabir yerindeyse hepimizi ilgilendiren bu kritik konularda verilen mücadelenin bayraktarları, sözcüleri haline geldiler. Liderlerin kendi şirketlerinde gerçekleştirdikleri çalışmalarla kendilerini kısıtlamaksızın, dışarıda da yer yer STK’ların çatısı altında, yer yer kendi bireysel çabalarıyla daha iyiyi arama yolculuğunda güzel şeyler yaptıklarına tanıklık ediyoruz. Peki, Türk iş dünyasında “gönülden” üstlendikleri sorumlulukla daha iyi bir dünya hayali için sorumluluk alan liderler hangileri? Daha da önemlisi bu büyük amaç için hangi aksiyonları alıyorlar? Biz sorduk “İş dünyasının sosyal liderleri” anlattı…
Sürdürülebilirlik için “tehlikeli tırmanış”
✓ Hayatım boyunca hep doğayla iç içe olmam, beni doğaya ve doğal yaşamı tehdit eden sorunlara karşı duyarlı kıldı. İklim krizi de gezegenimizi tehdit eden en büyük problemlerden biri. İklim krizine ve neden olduğu yıkıma dikkat çekmek, bu konuda farkındalığı artırmak amacıyla birkaç yıl önce Everest’e tırmandım. Sürdürülebilir bir gelecek için mücadele mesajını daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla kaleme aldığım “Tehlikeli Tırmanış” adlı kitabımda da hem bu yolculuğumu hem de iklim krizine dair uzman görüşlerini ve çözüm önerilerini paylaşmak istedim.
✓ Bir diğer tutkum ise su altı… Su altı yaşamına ve mirasına olan merakım, antik eserlere ve tarihe olan ilgim, beni su altı arkeolojisine yönlendirdi. Bu mirasın korunması amacıyla Akdeniz Arkeolojisi Derneği Başkanı olarak, arkeoloji projelerine destek olmaya çalışıyorum. Akdeniz Üniversitesi Sualtı Kültür Mirası Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz’in yürüttüğü akademik çalışmaları destekliyorum. Dünyanın en modern ve büyük su altı arkeoloji
Projelerimizle 20 milyondan fazla insana dokunduk ve değişim yarattık
✓ “Sürdürülebilir, ekonomik kalkınmayı destekleyici ve sonuç odaklı” sosyal sorumluluk projeleriyle ülkesine değer katan OPET, bu projelerle bugüne kadar 20 milyondan fazla insana dokundu ve değişim yarattı.
✓ OPET, bugün hijyen kavramıyla özdeşleşmiş bir marka… Temiz Tuvalet Kampanyası; 23 yıldan bu yana devam ediyor. Bu kampanyayla hijyen ve temizliğin hayatımızdaki önemi ve sağlığa etkileri konusunda farkındalık yaratıldı. OPET istasyonlarında başlayan bu kampanyayla 12 milyondan fazla kişiye eğitim verildi ve sadece akaryakıt dağıtım sektöründe değil genel olarak ülke genelinde bir bilinç değişikliği sağlandı.
✓ Temiz Tuvalet Kampanyası’nın doğurduğu İşimiz Temiz Projesi ise 2021 yılında pandemi sırasında hayat buldu. 2022’de ise, “Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar” projesiyle bu alandaki çalışmalarımızı yeni bir boyuta taşıdık. Projenin ana hedef kitlesi 81 ilde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm resmi okullarda öğrenim gören öğrencilerden oluşuyor.
✓ OPET olarak farklı sorunları hedef alan birçok projemiz daha mevcut. Yeşil Yol Projesi, Örnek Köy Projesi, Tarihe Saygı Projesi ve açılımı olan Troya Arkeo-köy Tevfikiye Projesi, Troya Etnoköy Çıplak Projesi, Trafik Dedektifleri Projesi, Kadın Gücü Projesi, Doğaya Saygı Projesi… Tüm projelerimiz devamlılık içerecek şekilde sürerken yaşanan deprem felaketi nedeniyle afet mağduru vatandaşlarımıza destek olmak üzere çalışmalar başlattık.
✓ Diğer taraftan başkanlığını yürüttüğüm Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Kadın Girişimciler Kurulu olarak kadın girişimciliğini bir kalkınma, eşitlik ve ekonomik gelişim fırsatı olarak görüyoruz. Kadınların iş hayatına güçlü, etkin ve eşit katılımının sağlanmasına yönelik atılacak her adım, toplumun gelişimine ve ekonomik kalkınmaya yönelik bir yatırım olarak görülmeli. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu olarak amacımız ülke genelinde kadınlarımıza birçok alanda eğitim vermek ve kadınları her alanda desteklemek. Kadın girişimcilere eğitim, kapasite geliştirme desteği ile girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde destek sağlamak üzere birçok program ve proje geliştiriyoruz.
Her yıl milyonlarca insanın yaşamına dokunuyoruz
✓ P&G, Türkiye’de 35 yılı geride bıraktı. 32 yılına tanıklık ettiğim bu sürede sadece kendimiz için değil, paydaşlarımız ve toplum için de birçok değer yarattık. Kurumsal Vatandaşlık ilkelerimiz doğrultusunda projeler geliştirerek her yıl milyonlarca insanın yaşamına dokunmaya devam ediyoruz.
✓ 2020’den beri Gıda Kurtarma Derneği ile yürüttüğümüz Boşa Harcama kampanyamız bunlardan biri. Gıda israfını önlediğimiz ve ihtiyacı olanların beslenme ihtiyacını karşıladığımız bu kampanyamızı depremlerin ardından afet bölgesine yönlendirdik. Projemizin kapasitesini artırarak Ramazan ile bölgede ayda 1 milyon kişiye gıda desteğinde bulunmaya başladık. Ayrıca tatlı, şeker macunu, ramazan şerbeti gibi ikramlar ve Karagöz-Hacivat gösterileri ile halkımıza moral vermeye çalıştık. Şef Rafet İnce ile ise 4 farklı çadırkentte toplam iki bin kişi için sıcak iftar menüsü hazırladık.
✓ 11 yıldır Ariel’in Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Migros iş birliği ile yürüttüğü Kıyafet Bağış kampanyamızı da bu yıl depremzedelerin kıyafet ihtiyaçlarının karşılanması için gerçekleştirdik. Migros mağazalarında toplanıp Ariel ile yıkanıp temizlenen kıyafetler, depremzede çocuklara ulaştırılacak.
✓ Pandemi sürecinde ülkemizdeki 20 lider markamızla gerçekleştirdiğimiz 42 Sevgi ve İyilik Hareketi gibi çalışmalarımıza şimdi de deprem bölgesine yönelik desteklerle devam ediyoruz. Öncelikle barınma ihtiyacını karşılamak üzere çadırlarımızı, Türk Kızılayı iş birliği ile afetten etkilenen bölgelere yönlendirdik. Prima Mobil Bebek Bakım Odamızı hizmete açtık. Head&Shoulders ve Orkid markalarımızla tuvalet kabinleri kurduk. İş ortağımız Arçelik’in desteğiyle hizmet veren mobil çamaşır yıkama tırlarına Ariel deterjan sağladık. Oral-B markamız ve Türk Diş Hekimleri Derneği ortaklığında 6 adet ağız bakım ünitesi hazır ettik.
✓ Boşa Harcama ve Kıyafet Bağış Kampanyası gibi 15’i aşkın dernekle yürüttüğümüz diğer topluma katkı projelerimiz de devam ediyor. Özel Olimpiyatlar, 17 yıldır; P&G “Olimpik Anneler” 10 yıldır spora katkı sağlıyor. Prima “Prematüre Bebek Bezi Bağışı”, Orkid “Okula Devam”, Pantene “Güçlü ve Uzun Bir Hayat” projelerimizle bebeklere, genç kızlara ve kadınlarımıza destek oluyoruz.
Zorlu Holding “eşit bi’ hayat” için çalışıyor
✓ Zorlu Holding olarak, sürdürülebilirliği iş stratejimizin merkezine koyuyoruz. Küresel meselelere odaklanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı rehber alan Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik stratejimizin ana faaliyet alanlarından insan odaklı ekosistemleri güçlendirme hedefiyle FAVÖK’ün yüzde 1’ini SKA’lara ayırıyoruz. Bu kapsamda; nitelikli eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği, eşitsizliklerin azaltılması ve sosyal inovasyon gibi odak alanlarımızda toplumsal fayda yaratan çalışmalar ve projeler gerçekleştiriyoruz.
✓ Kurucu ortağı olduğumuz sosyal inovasyon platformu “imece” aracılığıyla Türkiye’de sosyal inovasyon ekosisteminin gelişimine katkı sağlıyoruz. Nitelikli eğitim alanında 2016 yılında paydaşı olmaya başladığımız MZV-MEF YetGen 21. Yüzyıl Yetkinlikleri Eğitim Programı ile gençleri destekliyoruz. Yeni nesilleri yetiştirmekte kritik role sahip değerli öğretmenlerimizin gelişimine fayda sağlamak hedefiyle Öğretmen Ağı’nı ve YetGen Öğretmen Eğitimi Programı’nı destekliyoruz.
✓ Fırsat eşitliği ilkesiyle toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki tüm çalışmalarımızı “Eşit Bi’Hayat” yaklaşımımız çerçevesinde geliştiriyoruz. Zorlu Çocuk Tiyatrosu ile çocukların hayallerini besleyerek, onları geleceğe güvenle hazırlayacak bir sanat dalını keşfetmelerine zemin açıyoruz. İş birliği ve katılımcı şirket kültürünün önemine olan inancımızla üst yönetim olarak bu alanlarda yakın takip ve koordinasyon içerisindeyiz, sürdürülebilirlik ekiplerimizi destekliyor, birlikte öğreniyor, gelişiyoruz.
CarrefourSA’dan “üretime doğrudan destek”
✓ CarrefourSA olarak, “Doğrusu” söylemimizle tek kelimede özetlemeye çalıştığımız iş kültürümüzün vazgeçilmez parçalarından biri sürdürülebilirlik. Tüm paydaşlarımız için “doğrusu”nun izinde olmak faaliyetlerimize yön veren ilkelerin temelini oluşturuyor.
✓ Çevre bilincinin ötesinde, çok daha geniş bir perspektifle ele aldığımız sürdürülebilirlik yaklaşımımız doğrultusunda hayata geçirdiğimiz proje ve uygulamalarla bu kültürü sürekli güçlendirmeye, etki alanımızı toplumun farklı kesimlerine de yayarak CarrefourSA’nın sosyal şirket anlayışını pekiştirmeye büyük önem veriyoruz.
✓ 11 ilimizde çok büyük yıkıma neden olan depremlerin ertesinde hızlı bir şekilde hayata geçirdiğimiz “Üretime Doğrudan Destek” projemiz de bu yaklaşımımızın önemli sonuçlarından biri. Proje kapsamında, ekiplerimizle birlikte gerçekleştirdiğim saha ziyaretlerinde Türkiye’nin en verimli tarım topraklarına sahip olan ve coğrafi işaretli ürünlerin yüzde 30’unu barındıran bölgedeki üreticilerimizin karşı karşıya kaldığı sorunları yerinde tespit ettik. Bir yandan ailelerinin ve kendilerinin can güvenliğiyle uğraşan ve bu acı tablo içerisinde yeni bir yaşam kurabilmenin yolunu arayan yerel üretici ve çiftçilerimize destek olmak adına projemizde ilk aşamada hızlı bozulma özelliği olan ürünlerin alımını gerçekleştirerek onların yanında yer aldık.
✓ Tüm bunları yaparken, Türkiye’nin dört bir yanındaki kadın üreticilerimizi desteklemek adına, “Kadınların Gücü CarrefourSA’nın Gücü” yaklaşımımızın bir parçası olarak 5 yıldır gerçekleştirdiğimiz “Kadın Üretici Pazarı” etkinliğimizi bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, “Üretime Doğrudan Destek Günleri” adıyla gerçekleştirdik. Depremden etkilenen kadın üreticilerimizin de yer aldığı Üretime Doğrudan Destek Günleri’nde bu üreticilerimiz ürünlerini müşterilerimizle buluşturma imkanı buldu. Bu süreçte bizzat kadın üreticilerimiz ile bir araya gelerek onların sorunlarını ilk ağızdan dinledim. Tüm yönetim ekibimizle birlikte, önümüzdeki dönemde de bu üreticilerimizin yanında yer almaya, sahip olduğumuz etki gücümüzü ülkemizin toplumsal ve sosyal kalkınması için seferber etmeye devam edeceğiz.
“Cam tavan arabada güzel”
✓ Odağına insanı alan kurumsal bir yapıda çalışmanın profesyonel yaşamımdaki en büyük şans olduğuna inanıyorum. Kişisel hassasiyet gösterdiğim pek çok konu, çalıştığım kurumun kültürü ve iş yapma ilkeleri açısından da en öncelikli meseleler arasında konumlanıyor.
✓ Mesleklerin cinsiyeti olmadığı bilincini benimseyen ve bugünkü başarılı konumuna kadın çalışanların aklı, yaratıcılığı, gücü, çalışkanlığını her seviyede değerlendirerek gelen bir kurumun çalışanları olarak; 2022 Mart ayında “Cam Tavan Arabada Güzel” adını verdiğimiz projemizi hayata geçirdik. Bireysel olarak da destekçisi olduğumuz ve çok sayıda paydaşla birlikte sürdüreceğimiz uzun soluklu bu proje ile hem kadınların hayatın her alanında karşı karşıya oldukları görünmez bariyerlerin ortadan kalkmasına, hem de “kendi değerlerinin farkında olmalarına” duyduğumuz ihtiyaca dikkat çekmek istiyoruz. Bu kapsamda STK, influencer, basın ve eşitsizlik konusunu ele alan organizasyonlarla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Herkesi bu çağrımıza ortak olmaya davet ediyor, kadınların profesyonel yaşamda maruz kaldıkları sorunlara dair farkındalığı artırmak için “Gelin cam tavanları hep birlikte kıralım” diyoruz.
✓ Aynı yaklaşım doğrultusunda kadınların satış alanındaki temsiliyetlerini artırmayı ve güçlendirmeyi hedefleyen Women In Sales platformunun üyesi olan kurumumuz, Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin de (WEP) imzacıları arasında yer alıyor. Ben de kadınların iş hayatında sürdürülebilir bir şekilde var olmaları ve yükselmelerini destekleyen gönüllü bir kuruluş olan PWN İstanbul’un üyelerinden biri olmanın gururunu taşıyorum.
“Kadın için teknoloji” projesi deprem bölgesine genişleyecek
✓ Dijitalleşmenin toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli bir dönüm noktası olduğu inancıyla 2007’den beri Habitat Derneği iş birliğiyle “Kadın için Teknoloji” projesini yürütüyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”, “Nitelikli Eğitim” ve “Eşitsizliklerin Azalması” maddeleri başta olmak üzere altı maddesine katkı sağlayan projemiz, Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınların dijital okuryazar olmasına katkıda bulunurken, kadınları sosyal ve kültürel hayat ile teknoloji kullanımında daha etkin hale getirmeyi amaçlıyor.
✓ Kadınlar eğitimlerin sonunda teknoloji ve interneti kullanarak her türlü bilgiye daha kolay erişme imkanı buluyor, sosyal çevrelerini genişletip, işlerinde ve e-devlet işlemlerinde teknoloji araçlarını aktif olarak kullanmaya başlıyor, sosyal medya üzerinden el emeklerini, evde ürettiklerini tanıtmaya, satmaya başlıyorlar. Bu yönüyle projemiz kadınların ekonomik bağımsızlığını kazanmasına da önemli bir katkı sunuyor. Proje kapsamında bugüne kadar 25 bine yakın kadına dokunduk. Temel bilgisayar kullanımı ve Office programları eğitimleriyle başlayan projemizi, katılımcılarımızın taleplerini de dinleyerek, sosyal medyadan güvenli internete, dijital temizlikten mobil cihaz kullanımına kadar farklı konularla geliştiriyoruz.
✓ “Kadın için Teknoloji” projemizi bu yıl deprem felaketinin yaralarını sarmak adına bölgedeki kadınları, gençleri, çocukları da kapsayacak şekilde dönüştürmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Kadın kooperatiflerinin ürünlerini raflarımıza taşıyoruz
✓ Gıda perakendecisi olarak gıdanın üretiminin ve sağlıklı gıdaya erişimin kesintisiz sağlanmasını önemsiyoruz. Bu doğrultuda, iklim değişikliğiyle mücadele için 1,5 ºC senaryosuyla uyumlu olarak 2030’a kadar karbon ayak izimizi yüzde 42 azaltmayı taahhüt ettik. Soğutucu dolaplarda gaz yerine soğutulmuş su döndüren sistemin, yeni nesil cihazların yaygınlaştırılması, yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık veriyoruz. Satışımızda bulunan ürünlerin karbon ayak izini azaltmak için de Migros Sürdürülebilir İş Ortakları Ağı’nı kurarak, bilgi birikimimizi tedarikçilerimize açtık. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve çiftçilerimizin emeğinin karşılığını güvenle almaları önemli.
✓ Kooperatiflerden alımlarımızı artırarak küçük üreticilerin pazarda yer bulmalarına, yerelden tedarik edilen ürünlerin aynı bölgede satışını önceliklendirerek markalaşma süreçlerine katkı sağlıyoruz. Türkiye’de öncülüğünü yaptığımız İyi Tarım Uygulamalı üretimi artırmak için üretici ve çiftçilere sertifika süreçlerinde danışmanlık veriyoruz. Kadınların üretimde güçlenmesi amacıyla kadın kooperatiflerinin ürünlerini raflarımıza taşıyor, aynı zamanda onları eğitimlerle de destekliyoruz. Toplumsal gelişime katkı ve fırsat eşitliğinin desteklenmesi adına Aile Kulüpleri ile kişisel gelişim, meslek edindirme kursları düzenliyoruz. Bin bir emekle üretilen gıdanın korunması için de operasyonel iyileştirme, otomatik sipariş, tüketim tarihi yaklaşan ürünlerde indirimli satış, satışa dönmeyenlerin bağışlanması çalışmaları yürütüyoruz.
Deprem bölgesinin yaralarını birlikte saracağız
✓ Hepimizi yasa boğan deprem felaketinin yaralarını hep birlikte sarabileceğimize inanıyoruz. Bu inançla, deprem bölgesinde ekonomik ve sosyal hayatın yeniden canlanması için çalışıyoruz. Habitat Derneği ile birlikte hayata geçirdiğimiz “Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek” projesiyle, deprem bölgesindeki çocuklarımızın psikolojik olarak toparlanmalarına destek olmak ve eğitim süreçlerine katkıda bulunmak istiyoruz.
✓ Proje kapsamında kuracağımız konteyner teknoloji sınıfları ve gezici eğitim aracında 7-14 yaş arası çocuklara yönelik müzik ve masal atölyeleri, kodlama eğitimleri ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenlenirken, oyun terapisiyle psikososyal destek sağlanacak.
✓ Konteyner teknoloji sınıfları Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da kurulacak. Gezici eğitim aracı ise afetten etkilenen illerdeki köy, çadır kent ve konteyner kentleri ziyaret edecek. Etkinlik ve eğitimlerimiz afetten etkilenen çocukların yerleştirildiği diğer illeri de kapsayacak. Bu projeyle toplam 100 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca, liseli gençlere yönelik olarak düzenleyeceğimiz “Afete Teknolojik Çözümler Hackathonu” ile yapay zeka ve diğer teknolojiler kullanılarak afet konusunda çözüm üretilmesi sağlanacak.
✓ Diğer yandan, depremzede ve birinci derece depremzede yakını olan kişilere istihdam önceliği sağlayacağız. Discover Genç Yetenek Programımızda da bu kişiler öncelikli olacak. Ekosistemimizdeki iş ortaklarının katkısıyla bir yılda toplam 650 kişiye iş imkanı sağlamayı hedefliyoruz.
Deniz kirliliğini önlemek amacıyla “mavi nefes projesi”ni başlattık
✓ Garanti BBVA olarak parçası olduğumuz topluma karşı sorumluluğumuzu bankacılığın çok ötesinde görüyoruz. “Sürdürülebilirlik” bu anlamda hem stratejik önceliklerimizden hem de sektöre öncülük ettiğimiz alanlardan bir tanesi.
✓ Sürdürülebilirliğin desteklenmesi için iklim krizi ile mücadele ve kapsayıcı büyümeye odaklanıyor, çalışmalarımız kapsamında yeşil dönüşümü tabana yaymayı hedefliyoruz. Odağımızı sadece finansmanla sınırlı tutmayarak yeşil dönüşümde farkındalığı artırmak için önemli adımlar attık. Ülkemizi Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla “İhracatta Sürdürülebilir Gelecek” etkinlikler serisine başladık. İstanbul ve Gaziantep’te gerçekleştirdiğimiz buluşmalarda Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile beraber KOBİ’ler başta olmak üzere AB’ye ihracatta bu süreçlerden etkilenecek sektör ve kurumlara somut önerilerle süreci anlatmak, akıllardaki sorulara cevap verebilmek ve “Yeşil Mutabakat” konusunda danışmanlık yaparak kurumların hareketlenmesine önayak olmayı amaçlıyoruz.
✓ Sürdürülebilirlik çalışmalarımızda atık yönetimi ve temiz gelecek kritik öneme sahip. Bu nedenle 2021 yılında DenizTemiz Derneği/ TURMEPA iş birliğiyle “Mavi Nefes Projesi’ni başlattık. 21 Eylül 2021– 31 Mart 2023 tarihleri arasında deniz süpürgeleriyle Marmara Denizi’nden 132 bin 400 kg katı atık toplandı ve uygun olanlar geri dönüşüme kazandırıldı.
✓ 2 yıllık süreçte Marmara Denizi’ni çevreleyen İstanbul, Kocaeli, Bursa, Tekirdağ ve Çanakkale’de 165 kurumda 30.943 öğrenciye ve bin 680 öğretmene ulaşıldı. Proje kapsamında Marmara dışındaki sularımızı da temiz tutmak ve tüm Türkiye’de çevre bilinci konusunda farkındalık yaratmak için çalışıyoruz. Geçtiğimiz yaz, yat turizminin etkili olduğu Adrasan’da deniz temizliği yaparak yaklaşık 2 ton sıvı atık topladık. Kirlilikle baş etmek adına “Ahtapot 6” deniz süpürgesi 12 ay boyunca Van Gölü’nde faaliyet gösterecek. Kirliliğin önüne geçmek için bilinç ve farkındalığın evlerimizde başlaması, bireylerin ve kurumların da üzerine düşeni yapması gerektiğine inanıyorum.
Kadın kanserleri için “Pembe Hat”
✓ Güzellikten ilham, değerlerinden güç alan Estée Lauder Şirketleri olarak, insanları, pozitif etki yaratmayı ve kapsayıcılığı yaptığımız tüm işlerin merkezine koyuyoruz. Her alanda değer katabileceğimiz sosyal sorumluluk çalışmalarında yer alarak, kurucumuz Estée Lauder gibi öncü rol üstlenmeyi önemsiyoruz.
✓ “Kadının Yükseltilmesi ve Cinsiyet Eşitliği” çalışmalarımızda yer alan eğitim, gelişim ve liderlik konuları kadar kadınların sağlığını korumak da bizim için büyük önem taşıyor. Evelyn H. Lauder’in eş kurucusu olduğu Pembe Kurdele hareketi, kampanyanın başladığı 1992 yılından bu yana global meme kanseri hareketinin simgesi. Estée Lauder olarak en büyük kurumsal sosyal fayda programımız olan bu kampanya çerçevesinde, insanları meme kanserinin olmadığı bir dünya düşüncesine yaklaştırmak amacıyla dünya çapında 60’tan fazla kuruluşa bugüne kadar 118 milyon dolara ulaşan destek sağlandı.
✓ Ben ve ekibim de Türkiye’de kadın kanserine yakalanmış ve tedavi gören hastalar için çok anlamlı çabaları olan Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği ile iş birliği içerisinde aktif olarak çalışıyoruz. Bu hastaların iyileşmesine yönelik farklı ihtiyaç alanlarında kullanılmak üzere verdiğimiz kurumsal maddi destek yanında, tedavi sürecinde onlara psikolojik destek sağalan “Pembe Hat” aracılığıyla uzmanlarımız sürece yönelik kişisel bakım yönlendirmesi yapıyorlar. Böylece hem ihtiyaca yönelik pratik destekler, aynı zamanda da hastanın tedavi ve iyileşme sürecinde moral desteği vermeyi amaçlıyoruz.
✓ Ülkemizde yaşanan 6 Şubat depremi sonrasında bölgeyi destekleyen çeşitli sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde, felaketten etkilenen en korumasız gruplardan olan çocuklar ve kanserli hastalara yönelik kapsamlı desteklerimiz devam etmekte. Bu kapsamda yakın dönemde hayata geçen Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği’nin, hijyenik koşullar ve pratik mutfağa sahip yaşam konteynerlerinden oluşan ve onkoloji hastalarının bir araya gelip hayatı paylaşacakları Kız Kardeşim Köyü’nün de aktif destekçisiyiz.
Kadınlara inandık ve “anahtar kadında” dedik
✓ Borusan Otomotiv Grubu olarak elektrikli mobilite yolculuğumuza 2013’te BMW i3 ile başladık. Bu alandaki kararlılığımızın göstergesi olarak “Türkiye Otomotiv Sektörünün Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak” misyonunu üstlendik.
✓ Sürdürülebilirlik yol haritamızdaki hedeflerimizden biri de düşük karbonlu gelecek için ülkemizdeki elektrifikasyon dönüşümünde dinamiklerin daha iyi bir noktaya gelmesi adına bir topluluk oluşturmaktı. Bu amaçla Sürdürülebilirlik Akademisi iş birliği ile iklim değişikliğinin yarattığı etkileri karbonsuz bir gelecekte dengelemek ve sürdürülebilir ulaşım seçeneklerini yaygınlaştırmak üzere “Elektrifikasyon Dönüşüm Platformu”nu hayata geçirdik. Kamu kurumları merkezde olmak üzere otomotiv sanayi, enerji üretim şirketleri, akaryakıt ve şarj istasyonları, dernekler, sivil toplum kuruluşları gibi dönüşümde rol oynayan paydaşları kapsayacak platformla ilgili çalışmalarımıza 2022 yılının ikinci yarısında başladık.
✓ Borusan Otomotiv Grubu olarak sürdürülebilirlik odak alanlarımızdan “insan” çatısı altında yer alan toplumsal cinsiyet eşitliği projemiz “Anahtar Kadında” ise çok önemsediğimiz bir uygulamamızdır. Eşitlikçi çalışmaları desteklemek amacıyla hayata geçirdiğimiz bu projemiz ile eşit ve özgür bir gelecek için kendi kariyer hikayesini yazan kadınlara inandık ve bu yolda Anahtar Kadında dedik. Bugün Borusan Oto şubelerimizde 16 kadın teknisyenimiz çalışmaktadır. “Eşit Hayaller Eşit Çözümler” odağımızla sektörümüze kadın teknisyenler kazandırmaya devam edeceğiz.
İş dünyasının sosyal liderleri -1