Sır perdesi aralandı: Barbie’nin büyülü dünyasında neler oluyor?
Adeta pembe bir gezegende yaşıyormuşçasına baktığımız her şeyi pembe görüyoruz uzun süredir… Kimi pazarlama çılgınlığı diyor buna kimi şişirilmiş bir balon. Ancak en nihayetinde Barbie İstanbul prömiyerini yaptı ve sır perdesi aralandı. Spoiler vereyim; filmde en az Ryan Gosling’in oyunculuğu kadar akıllara kazınacak kesitler ve şakalar var…
Film 1959 yılı öncesine göz kırpan bir sahneyle başlıyor. Kız çocuklarını sadece “annelik” yapabileceği basit bebeklerle mutlu bir şekilde oynarken “Barbie”yi görerek kendi bebeklerini parçalarken izliyoruz. Burada Barbie hem moda ikonu hem de güzelliğin temsili olarak konumlandırılıyor. Elbette Barbie ile oynayan kız çocukları da modadan ve güzellikten anlayanlar olarak sınıf atlamış oluyor.
Bu önemli bir detay çünkü moda ve güzellik sektörü uzun süredir dayatılan normlara karşı çıkmak için uğraşıyor. Barbie gibi görünmek için bıçak altına yatan ve geri dönüşü olmayan hasarlar alan pek çok kadın var ve sırf bu güzellik normlarına uymadıkları için mutsuzlar… Ancak film 60 yılı aşkın kariyeri boyunca güzelliğiyle anılan Barbie’nin çocuklara olmak istediği kişi olma konusunda ilham verecek yetkinlikleri olduğunu vurguluyor. Zira Barbie geçmişte astronotluktan ABD başkanı olmaya kadar 250’den fazla farklı meslek üstlendi.
Kadınların mutsuzluğunun ya da dayanışmasının birbirleri üzerindeki etkisine de değiniyor film. Bir kadının mutsuzluğunun başka bir kadına verebileceği zararı Barbie’nin minik ama büyük etki yaratan selülitinden ve topuklarının yere basmasından (oyuncak bebeklerde bile Barbie topuklu ayakkabı giymişçesine hep parmak ucundadır) öğreniyoruz mesela. Çünkü gerçek dünyada Mattel’de çalışan mutsuz bir anne Barbie’nin muhteşem güzelliğini bozacak çizimler yapıyor. Ve bu Barbie’yi gerçek dünyaya sürüklüyor.
Barbieland’de Barbieler her gün hayatlarının en güzel günlerini yaşıyorlar. Mutlu uyanıyorlar, günleri güzel bir rutinde ilerliyor, her akşam büyük bir dans partisi veriyorlar ve her gece “kızlar gecesi” oluyor. Tabii bu sırada Ken’in (Ryan Gosling) sadece Barbie hayali ve sahili var…
Barbie’nin kadın liderliğindeki bir ütopya olan Barbieland’den çıkıp erkeklerin yönettiği gerçek dünyaya adım atmasının ardı sıra yaşanan olaylar; ilk taciz edilişi ve ilk gözyaşları ile içerisinde yaşadığımız bu hegomanyaya tekrar dışarıdan bir göz olarak bakıyoruz.
Bu yolculuğunda Barbie’ye eşlik eden Ken’in dünyada gördüklerini Barbieland’e uyarlamaya kalkışmasıyla etkili bir kadın mücadelesine de şahitlik ediyoruz. Başta ataerkil yönetimi benimseyen Barbie’ler geç olmadan kendine geliyor ve güç birliği yaparak alaşağı ediyorlar sevgili Ken’lerini. Ne derler bilirsiniz; “Sisters before misters.”
Tüm bu ciddi meselelerin yanı sıra müzik ve dans gösterileriyle izleyicilerin enerjisini yüksek tutan filmin basın gösteriminde sinema salonunun birçok kez kahkahalarla çınladığını söylemeliyim. Yani pembe boya stokumuz tükendiğinde Barbie meme’leri ve şakaları sarabilir etrafımızı…
Barbie yıldızlar geçidi
Vizyona çıkmak için gün sayan Barbie filminin başrollerini Margot Robbie ve Ryan Gosling paylaşırken müziklerinde de yıldız isimlerin imzası var;
- Ava Max – “Choose Your Fighter”
- Billie Eilish – “What Was I Made For?”
- Charli XCX – “Speed Drive”
- Dominic Fike – “Hey Blondie”
- Dua Lipa – “Dance The Night”
- Fifty Fifty & Kali – “Barbie Dreams”
- Gayle – “Butterflies”
- Haim – “Home”
- Karol G & Aldo Ranks “WATITI”
- Khalid – “Silver Platter”
- Lizzo – “Pink”
- Nicki Minaj & Ice Spice (Aqua) – “Barbie World”
- PinkPantheress – “Angel”
- Ryan Gosling – “I’m Just Ken”
- Tame Impala – “Journey To The Real World”
- The Kid Laroi – “Forever & Again”
Toparlayacak olursak Barbie’nin plastik dünyasına biraz sürdürülebilirlik ve eğlence eklemişler ve hiç fena olmamış. Belki gişe kuyrukları oluşturacak kadar değil ancak keyifli vakit geçirecek kadar güzel bir film bekliyor izleyicileri… Umarım bir gün kadınlar da Barbie’lerin kendinde bulduğu gücü bulur ve tüm bariyerleri parçalarız…