Bize iyi gelen markalar
Pandemi döneminde yükselen bir trend olan “wellbeing” kavramı bugünün tüketicisi için alışverişlerinde artık temel bir beklentiye dönüşmüş durumda. Öyle ki tüketiciler kendilerine “iyi gelen” markaların ve ürünlerin keşfine çıkarken tıpkı bir marka savunucusu gibi “iyi gelenleri” de tavsiye etmekten geri durmuyor. Peki, Türk toplumu “kendisine iyi gelen markaları” nasıl tanımlıyor? İyi hissetiren ürünleri nasıl keşfediyor? Hangi ürün gruplarında kendisine iyi gelen markalar için daha fazla ödeme yapmayı kabul ediyor? Yanıtlar Sia Insight’ın Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Bize İyi Gelen Markalar” araştırmasından geliyor.
Uluslararası mutluluk araştırmalarının hemen hepsinde dibe demir atmış bir ülkede tüketicilerin kendine iyi gelenlerin peşinden koşması araştırması ve nihayetinde kavuştuğunda da güçlü bir sadakat bağı geliştirmesi elbette sürpriz değil.
“İyi gelmek” elbette ucu açık bir kavram… Ancak kavram üzerinde tüketicinin uzlaştığı noktalar da var. Mutluluk ve hayatı kolaylaştırması ise bu ortaklaşmadan en çok öne çıkanlar arasında…
Mevcut enflasyon ve döviz kurları arasında “moralim düzelsin alışverişi” yapmak pek çok tüketici için bir hayale dönüşmüş olsa da Marketing Türkiye için Sia Insight’ın gerçekleştirediği “Bize İyi Gelen Markalar” araştırmasının sonuçları açıkça gösteriyor ki tüketicilerin tamamı alışverişlerinde kendine iyi gelecek bir ürünü ya da markayı satın almayı önceliklendiriyor. Her 10 kişiden 7’si ise bunun için tabiri caizse elini taşın altına koymaya, yani daha fazla ücret ödemeye hazır…
Peki, tüketici kendisine iyi gelen markaların ortak özellikleri için neler diyor? Hangi alışverişlerinde “iyi gelmek” kavramını önceliklendiriyor? Kendisine iyi gelenleri nasıl keşfediyor ve dahası “iyi gelenleri” ne derece tavsiye ediyor?
“Mutlu et yeter”
Katılımcılara “Bir markanın size ‘iyi gelmesi’ sizin için ne anlam ifade ediyor?” sorusu yöneltildiğinde her 5 kişiden 1’inin ilk yanıtı “mutluluk vermesi” oluyor. Mutluluğun yanı sıra katılımcılar hayatlarını kolaylaştıran ve bütçelerini koruyan marka, hizmet ve ürünleri iyi gelmek kavramıyla daha çok özdeşleştiriyor. Özellikle 36-45 yaş arası tüketicilerde satın alınan marka, ürün ve hizmetin mutluluk vermesi ön plana çıkarken, kadınlarda hizmetin psikolojik olarak rahatlatmasının, erkeklerde ve düşük SES grubunda “diğerlerinden farklı hissettirmesinin” biraz daha önceliklendirildiği araştırma verilerine yansıyor…
Bize en çok “kalite” iyi geliyor
Tüketiciler kendilerini iyi hissettiren markaları düşündüğünde, bu markaların akla gelen ilk özellikleri kaliteli (yüzde 25), uygun fiyatlı olması (yüzde 16), güven ve mutluluk vermesi (yüzde 11) oluyor.
Yaş kırılımına göre veriler incelendiğinde 26-35 yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 31’le kaliteyi önceliklendirdiği görülürken “güven” unsurunun kadın katılımcılar için anlamlı derecede farklılaştığı gözlemleniyor.
Tüketici iyi hissettirene daha fazla ödemeye hazır!
Katılımcılara satın aldıkları bir ürünün kendilerini iyi hissettirmesinin ne derece önemli olduğu sorulduğunda, çarpıcı bir biçimde katılımcıların yüzde 68’i çok önemli yüzde 28’i de önemli olduğunu ifade ediyor. Açıkça görülüyor ki tüketiciler kendilerine iyi gelen ürünleri satın almak istiyor… Peki, bunun için daha fazlasını ödemeye hazırlar mı? İşte tam da bu soru katılımcılara yöneltildiğinde görülüyor ki her 10 metropollü tüketiciden 7’si kendisine iyi hissettirecek ürünü satın almak için daha fazla ücret ödeme eğiliminde. Demografik farklılıklara bakıldığında, genç yetişkinlerin ve yüksek SES grubunun daha fazla ücret ödeyebileceği görülüyor.
Ayakkabıya zaafımız var…
Katılımcılara kategori bazlı olarak o alanda kendilerine iyi gelen ürün ve hizmetlere daha fazla ödeyip ödemeyecekleri sorulduğunda katılımcıların yüzde 77’sinin “bana iyi hissettirecek ayakkabı için daha fazla öderim” dediği araştırma verilerine yansıyor. Ayakkabıları yüzde 75’le “beyaz eşya” ve yüzde 73’le “hazır giyim” kategorileri takip ediyor.
İyi gelmenin anahtarı: İyi deneyim
Araştırma sonuçları gösteriyor ki tüketiciler kendilerine iyi gelen ürün, hizmet ve markaları daha çok kendi deneyimleriyle (yüzde 55) ve kendi yaptıkları araştırmalarla (yüzde 52) keşfediyor. Bununla paralel olarak, tüketicilerin e-ticaret sitelerindeki kullanıcı yorumlarından (yüzde 44) ve yakın çevrelerindeki insanların tavsiyelerinden (yüzde 42) etkilendiği de araştırma verilerine yansıyor.
“İyi”ler kulaktan kulağa yayılıyor
Açıkça görülüyor ki bir marka ya da bir ürün tüketicisine iyi geliyorsa bu asla gizli kalmıyor… Öyle ki katılımcıların yüzde 65’i kendisine iyi gelen bir ürünü çevresindekilere “kesinlikle” tavsiye ettiğini belirtirken yüzde 32’si de tavsiye ederim diyor…
Araştırmanın Metodolojisi
Marketing Türkiye adına Sia Insight’ın yürüttüğü “Bize İyi Gelen Markalar Araştırması”nın saha çalışması 28 Nisan – 4 Mayıs 2023 tarihleri arasında online bilgi toplama yöntemi kullanılarak Sia Live Paneli katılımcıları ile gerçekleştirildi. İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayan metropollü tüketicileri kapsayan araştırmaya 400 kişi katıldı.