Dikkat, depremde ilk yıkılan binalar su izolasyonu yapılmayanlar!
Binalar ne denli kurallara uygun inşa edilirse edilsin eğer doğru bir zemin etüdü ve zeminden başlayarak kurallara uygun bir su izolasyonu yapılmamışsa büyük bir depremde binanın zarar görmemesi mümkün değil. Yapılan bina denetimlerinde su izolasyonu yapılmayanlarda yıkıcı zarar görmenin olası olduğunu söylüyor uzmanlar. Bugüne kadar inşa edilen kusurlu binalar için yapılacaklar belliyse de yenilerin bu tespitlere uygun yapılması kaçınılmaz.
Muhtemelen hepimiz deprem gerçeğini aklımızın bir yerinde sürekli tutuyor ve endişelenmeye devam ediyoruz. Uzmanları dinliyor, kaçınılmazı öğrenilmiş çaresizlikle kabul ediyoruz. Peki, olması bekleneni değiştirmek mümkün mü?
Yanıt doğru zamanda, konuya doğrudan hedeflenmiş içeriğiyle KYK Yapı Kimyasalları’ndan geliyor. Depremden etkilenen 11 ilde yapı sektörünün profesyonellerine depremde tahribatın en çok hangi sebeplerle geldiği ve önlemleri konusunda bir dizi eğitim verilecek. Eğitimin içeriği KYK profesyonellerinin yanı sıra kendisi de uzun yıllardan bu yana ülkemizde konuya ilişkin danışmanlık veren Yüksek İnşaat Mühendisi ve Yüksek Mimar Yoshinori Moriwaki’nin önderliğinde hazırlanacak.
6 Şubat sonrasında daha çok sorulan, “Deprem coğrafyamızın bir gerçeği ise daha az kayıp yaşamak için depreme dayanıklı binalar inşa etmek mümkün mü?” sorusunun yanıtını KYK Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Orkun Sürmeli’nin açıklamalarından verelim;
“KYK tarafından verilecek eğitimlerin ana çıktısı, “Deprem Bilincini ve Farkındalığını Artırmak” olarak belirlendi. Nihai hedefimiz ise “Yeniden! Hep Birlikte Ayağa Kalkmak” olarak tanımlandı. Yüzölçümü olarak ülkemizin yüzde 92’si; nüfus yoğunluğu olarak da halkımızın yüzde 95’i deprem kuşağında yer alıyor.
17 Ağustos 1999 tarihli Gölcük depreminde resmi kayıtlara göre 17 bin 480, 6 Şubat depreminde ise 50 bin 783 kişi hayatını kaybederken çok ağır maddi ve manevi hasarlar meydana geldi. Deprem sonrasında yapılan incelemeler, yapıların birçoğunun hatalı proje, uygunsuz malzeme kullanımı ve kalitesiz işçilik nedeniyle yıkıldığı veya ağır hasar aldığı görüldü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından 55 bin 651 konutta ve işyerinde yapılan kontrollerde, incelenen binaların yüzde 79’unun hasarlı olduğu ve bu hasarların yüzde 64’ünün, nem nedeniyle oluşan korozyondan kaynaklandığı tespit edildi.
KYK Yapı Kimyasalları 2005’den bu yana düzenli olarak; eğitim ve uygulama için özel olarak tasarlanmış Eğitim Tırı Kâşif ve eğitim otobüsü Gezgin ile tüm Türkiye’de 200’e yakın farklı noktada sektör profesyonellerine, uygulamacılarına, ilgili teknik lise, meslek yüksek okulu ve yüksek okul öğrencilerine 18 yıldır eğitim ve seminerler veriyor. Eğitimlerimizden 180 bin katılımcı yararlandı. Bugün ise eğitimlerimizi bir başka aşamaya taşıyor ve dayanıklı binalar için sektör profesyonellerini uzmanlık düzeyinde eğitime davet ediyoruz.
Bu amaç doğrultusunda, Yüksek İnşaat Mühendisi ve Yüksek Mimar Sayın Yoshinori Moriwaki’nin önderliğinde, deprem bölgesinde, depreme karşı ne yapmamız gerektiği, yapılarımızı yeniden inşa ederken veya güçlendirirken nelere dikkat etmemiz gerektiği konuları üzerinde duruyor ve yapılarımızı depreme karşı korumak için adım atıyoruz.”
Köprülerimiz ve viyadüklerimizin dayanıklılığı Japonya deneyimine emanet
Yoshinori Moriwaki sağlam binayı oluşturan üç olmazsa olmazı, küçük yaşlarda başlayan ve tekrarlanan eğitimlerle depreme dayanıklı yapılar için soran, sorgulayan birey olmayı gelişmiş toplumun ilk sırasına koyuyor. İkinci sırada, kentsel dönüşüm ve güçlendirme konusunda bilinçli olmak, hangi seçeneğin uygun olduğuna dair uzmanlarıyla karar vermek ve her yıkımda haklı, haksız suçlu ilan edilen müteahhitlerin güncel tekniklerle geliştirilmesi var. Bütün bunlar da elbette denetim mekanizmasının kusursuz çalışıyor olması.
Peki, bu üç kritik adım uygulanmazsa ne oluyor? Sanırım 17 Ağustos’ta ders almadığımız ortadayken 6 Şubat’ın yıkıcı etkisi bize ne oluyor sorusunun yanıtını vermeli.
Yeniden yaratımın eşsiz güzelliği
Japonya’da 15. yüzyıldan bu yana yaşamın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edilen Kintsugi felsefesi KYK Yapı Kimyasalları’nın “Yeniden! Hep Birlikte Ayağa Kalkmak” yaklaşımıyla metaforik bir yakınlık kuruyor.
Peki, Kintsugi felsefesi bize neyi anlatır? YKB Sürmeli açıklıyor, “Kusurlardaki güzelliği görmek, kırılan parçalarından yeniden doğup, eskisine göre daha değerli olmak anlamına geliyor. Bu felsefeye göre parçalanmak ve kırılmak kayıp değil, yeni bir varoluştur. Mükemmel olmayanı kabul etmek, kırıklarımızı sevgiyle onarmak düşüncesiyle çıktığımız bu yolda, bizler de Kintsugi felsefesinden ilhamla yaralarımızı onarıp, yeni varoluşlara katkı sağlamak, yönetmeliğe uygun, depreme dayanıklı ve güvenli yapılar inşa etmek, depreme karşı farkındalık yaratmak için deprem bölgesindeki sektör profesyonellerine seminerler vermeyi hedefliyoruz.”
Neler yapılmalı konusuna gelince Sürmeli, “Yeni yapıların; doğru proje, doğru ürün ve doğru uygulama ile dayanıklı ve güvenli olarak inşa edilmesine, güçlendirilmeye uygun mevcut yapıların ise doğru yöntemler ile yaşanabilir hale getirilmesine katkı sağlamak gerekiyor. Bu amaçla ürün portföyümüzü, karbon fiber güçlendirme sistemleri ile genişlettik. İnancımız odur ki, yaşadığımız bu zor günleri el birliğiyle aşacak, yeni bir gelecek inşa edeceğiz.” diyor…
KYK’nın eğitim odağından uygulamaya yönelik akademik yaklaşımını bir beka sorunu olan deprem felaketine çözüm üreten iyi örülmüş bir Kurumsal Sosyal Sorumluluk projesi olarak değerli buluyorum. Faydası çok olsun…