Dondurma yemenin mutluluğunu milyonlarla paylaşan Algida, mutluluğu yayma misyonuyla tüketicinin kalbine dokunmaya devam ediyor. Algida, 2014 yılında “Gökten Dondurma Yağsa” projesiyle binlerce çocuğun yüzünde gülümseme yarattı. 6 Şubat depremleri sonrası Ateş Böceği Öğrenim Birimleri operasyonu ile deprem bölgelerindeki eğitimlerini sürdürerek çocukların ve ailelerin iyi olma halini destekledi. Şimdi ise teknolojiyi mutluluğu yayma hedefiyle birleştiren Algida, AI’ın uçsuz bucaksız hayal gücünü yanına alarak “mutluluğun resmini” çizmeyi başarıyor… Unilever Türkiye Algida Marka Müdürü & Dondurma Transformasyon Müdürü Irmak Çelebioğlu ile bu projeleri konuşurken, Unilever Türkiye Algida Markası Dijital Pazarlama Müdürü Eren Baydemir’den de AI projelerini pazarlama çalışmalarına nasıl entegre ettiklerini dinledik.
İletişim stratejinizde mutluluğu nasıl konumlandırıyorsunuz?
Irmak Çelebioğlu: Algida olarak, yıllardır dondurmanın mutlulukla bir ilişkisi olduğuna inanıyoruz. Mutluluk üzerine yapılan araştırmalar ise dondurma yemenin mutluluğu artırıcı bir eylem olduğunu kanıtlıyor. Bu saptamayla son 30 senedir herkes tarafından sevilen ürünlerimizle, tüketicilerimize mutluluğu da ulaştırmayı ve tüketicilerimizin mutlu anlarını artırmayı hedefliyoruz. İletişim stratejilerimizin her noktasında projelerimizin mutlulukla olan ilişkisini değerlendiriyor ve mutluluğa katkı sağlayacak projeler kurguluyoruz. Çünkü biliyoruz ki mutluluk bulaşıcıdır ve paylaştıkça çoğalır.
Mutluluğu yayma hedefiyle bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz projeleri sizden dinleyebilir miyiz?
Irmak Çelebioğlu: Her adımımızda toplumumuza mutluluğu hatırlatmak istedik. Hem globalde hem de ülkemizde her dönemin şartlarına uygun, mutluluğu kendine amaç edinen projeler üretmeye gayret ediyoruz. 2014’de “Mutluluğun Paylaş”ıldığı anları aktardığımız reklam filmimizle mutlu anları ekranlara taşımaya başladık. Sonrasında bir çocuğun hayalinden yola çıkarak “Gökten Dondurma Yağsa” projemizi hayata geçirdik. Türkiye’de yazın daha geç başladığı illerde havadan süzülen binlerce dondurma çocukların yüzünde gülümseme yaratırken, projeyi interaktif hale getirip tüm Türkiye’nin kendi şehirlerine taşıyacağı bir kurguya dönüştürdük. Covid-19 sebebiyle tüm dünyada değişen mutluluk kavramına uygun bir şekilde “Mutluluk Eve Sığar” dedik ve evde geçirilen mutlu anlara odaklandık. Covid etkisinin sürdüğü 2021 yılında Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile başlattığımız “Kalpten Kalbe Mutluluk Sınıfı” projemizi, ülkemizin 76 şehrine, 156 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştırdık. Mutluluğun öğrenebilen bir kavram olduğunu ön plana çıkardığımız eğitimler boyunca, mutlu olmaya bakış açısını değiştirirken, basit pratiklerle hayatta mutlu olunan anları çoğaltmayı hedefledik. Projemiz kapsamında, öğretmenlere verilen eğitimler aracılığıyla öğrencilere ulaştık. İçeriklerimizle “Kalpten Kalbe Mutluluk” sınıflarını oluşturduk. Projemiz, Milli Eğitim Bakanlığı onayında ilerledi ve günün sonunda en çok talep edilen eğitim platformu haline dönüştü. Bu yıl ise yaşadığımız büyük felaket sonrası mutluluk tanımı tamamen değişen deprem bölgelerimizde, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile birlikte, bölgedeki binlerce çocuğa ve aileye Ateş Böceği Öğrenim Birimleri’yle ulaştık. Eğitimin, öğrenmenin, sosyalleşmenin, yaraları hep birlikte sarmak için destek olacağına inanıyoruz. Amacımız bölgedeki binlerce çocuğun ve ailelerinin iyi olma haline destek olmak ve yüzlerinde minik de olsa bir gülümseme bırakabilmek.
Son dönemin en önemli gündem maddelerinden biri AI ve hayatımıza getirdiği yenilikler. Sizi bu yeni teknolojiyi pazarlama çalışmalarınızda nasıl kullanıyorsunuz?
Eren Baydemir: Unilever olarak hem global hem de yerel pazarlama inisiyatiflerimizde yapay zekâ kullanımını içgörü, inovasyon, marka etkileşimi ve medya alanlarıyla artırmaya devam ediyoruz. Yapay zekanın kullanım alanlarının sınırsızlığının farkında olsak da tüketicilerimizin ve şirketimizin veri güvenliği en önemli önceliğimiz. Bu yüzden hedefimiz, Unilever ve partnerlerinin yapay zekâ alanında güvenli bir şekilde el ele gelişmesi.
En iyi dijital tüketici yolculuğu sunmanın yolunun tüm pazarlama aktivitelerimizin kalbine tüketicilerimizi koymak olduğuna inanıyoruz. Yapay zekâ sayesinde tüketici verisini farklı derinlik ve veri kaynaklarıyla analiz ederek tüketicilerimizi çok daha iyi tanıyabiliyoruz. Sosyal dinleme araçlarının yapay zekâ temelli özellikleri sayesinde tüketici içgörüsüne erişimimiz ve içgörüyü anlamlandırmamız çok daha kolay hale geliyor. Veriye dayalı içgörüden beslenen kişiselleştirilmiş içerik yaratımı konusunda yapay zekâ işimize hız ve kolaylık katarken, yaratılan içeriğin tüketiciyle buluştuğu medya kanallarındaki yapay zeka çözümleri tüketicilerimizi en ilgili içeriklerle buluşturmamızı sağlıyor. Veriye dayalı içgörüden, içerik ve medya çözümlerine tüm bu süreçte yararlandığımız optimizasyon çözümleri ve farklı test metotları bizi öngörülerden değil, tüketicilerimizden beslenen kampanyalar ören bir marka haline getiriyor.
Mutluluğu yayma hedefiyle 16 Temmuz Dünya Dondurma Günü’nde gerçekleştirdiğiniz iletişim kampanyası da oldukça dikkat çekici. Size gelen yorumlar üzerine AI ile oluşturduğunuz görsellerde hangi temalar öne çıktı? Kampanyanın gördüğü ilgiden ve aldığınız geri dönüşlerden mutlu musunuz?
Irmak Çelebioğlu: Projemizin içgörüsü, dondurmanın mutluluk ile bir ilişkisi olduğunu bilmemiz üzerine kuruldu. Bu bilgi her ne kadar net gibi görünse de “Mutluluk nedir?” diye sorduğumuzda cevap vermek pek kolay olmuyor. Her birimizin mutluluk kavramı oldukça farklı. Bu soruyu kendimize sorarken hepimizin aklında yıllardır dilimize pelesenk olan “Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?” sorusu geldi. Son dönemlerde pek çoğumuzun sorularını sorduğu AI teknolojisi “Bu soruya da cevap verebilir mi?” diye düşündük ve yolculuğumuz başladı.
Türkiye’de ilk defa WhatsApp, Chatbot ve Generative AI teknolojilerini bir araya getirdiğimiz projemiz sayesinde kullanıcıların Algida WhatsApp hattında bizimle paylaştığı mutluluk anlarını, Generative AI teknolojisiyle resme dönüştürdük. Toplamda 60 bin görsel ürettik. Kullanıcıların mutluluk anlarını betimleyen kişiye özgü görseller çizmekle kalmayıp, projenin bir parçası olan herkese mutluluğumuzu paylaşmak için bir dondurma kodu hediye ettik. Kullanıcıları WhatsApp hattımıza davet ettiğimiz medya kampanyamızda diğer yayınlarımıza kıyasla Meta’da 8.7 kat TikTok’ta ise 2.6 kat daha yüksek tıklanma oranları elde ettik. 60 bin kullanıcı bizimle iletişime geçti, kullanıcıların yüzde 31’i ortaya çıkan görsellere iletişim izni verdi. Toplam 1 milyon 200 bin mesajlaşma gerçekleşti! Şimdi ise mutluluk paylaştıkça çoğalır diyerek, mutluluğu resmettiğimiz şaheserlerle Zorlu Marka Tünelinde “Mutluluk Sergimizi” açtık.
Bu kampanyayı hazırlarken herkesin mutluluk tanımlarının birbirinden çok farklı olacağını hayal etmiştik. Bizi şaşırtan bir diğer nokta ise mutluluk tanımının benzer temalar üzerinde yoğunlaşmasıydı. Gelen 65 bin cevabı 10 ana temada toplayabildiğimizi fark ettik. Farklı bir deyişle Türkiye’nin mutluluk haritasını çıkardık. Bu temaların birincisi yüzde 15 ile tatil ve gezmek olurken, ikinciliği yüzde 12 ile dondurma ve aşk & sevgi paylaştı. Diğer temalar ise: aile ve arkadaşlar (yüzde 11) huzur & sağlık (yüzde 10), mutlu anılar (yüzde 10), hobiler (yüzde 9), spor (yüzde 7), hayaller (yüzde 5), başarı & para (yüzde 3) oldu.
Mutluluğu on binlerle paylaştığımız projemizle böyle bir işe imza attığımız için biz de oldukça mutluyuz. Algida olarak, mutluluğu paylaşacağımız nice anlar diliyoruz.