Bir süredir teknolojik ürün alırken sadece ürünün sunduğu faydalara değil, mevcut cihazlarımızla ne kadar uyumlu çalışacağına da bakıyoruz. Film izlerken tabletimize bağladığımız kulaklığın telefonumuz çaldığında görüşme süresince telefona, daha sonra da tekrar tablete bağlanması, akıllı saatimizin temassız ödeme yapabilmesi ya da telefonumuza gelen önemli bildirimleri kontrol etmemizi ve gerektiğinde işlem yapabilmemizi mümkün kılması… Bunların hepsi güçlü bir ekosistemle mümkün diyor Samsung Electronics Türkiye Mobil İş Birimi Başkan Yardımcısı Murat Azdemir ve Samsung ekosisteminin son üyesi olan S Wallet’tan bahsediyor. Devasa Ar-Ge bütçesiyle anbean kullanıcıların ihtiyaç ve isteklerini takip ederek cesur inovasyonlara imza atan Samsung, S Wallet ile Türkiye’de ilk defa kendi ödeme çözümünü hayata geçiren mobil telefon markası oluyor.
Son zamanlarda sıklıkla karşılaşıyoruz multitasking kelimesiyle… Maksimum verimi elde etmek istediğimiz her alanda multitasking yeteneklerimizi sergilememiz gerekiyor. Ancak bunu yardım almadan sürdürmek biraz zor… Tam da bu noktada kendisi de birçok işi aynı anda yaparak insanların multitask yeteneklerini destekleyen akıllı telefonlar devreye giriyor. Samsung, Galaxy Note serisiyle ezberleri bozmak ve hayatı kolaylaştırmak için devasa bir adım atmıştı, şimdi ise Galaxy Z Fold5 ve Flip5 ile hem profesyonel hem de günlük yaşamda birçok fonksiyonel fayda sunuyor.
Üstelik birbiriyle bağlantılı cihazlardan oluşan devasa bir ekosistemle birçok değer önerisini eş zamanlı olarak sunuyor. Bu ekosisteme en son katılan dijital ürün S Wallet oldu. İş Bankası ve Visa partnerliğinde geliştirilen S Wallet uygulaması akıllı telefon ve saat aracılığıyla temassız ödeme yapmayı mümkün kılıyor. Samsung Electronics Türkiye Mobil İş Birimi Başkan Yardımcısı Murat Azdemir ile büyüyen Samsung ekosistemini, katlanarak artan katlanabilir telefon satışlarını ve Samsung’un gündemini konuştuk. Satır aralarında Azdemir’in vizyoner bakış açısına dair detayları da göreceksiniz…
Sektörün güçlü oyuncularından hep geleceğe yön vermesi, geleceği inşa etmesi beklenir. Bu kapsamda Samsung’un gündeminde hangi teknolojiler var?
İnovasyon, Samsung’un DNA’sında yer alan çok önemli bir konu başlığı. Samsung olarak Ar-Ge’ye ciddi yatırımlar yapıyor ve tüketici odaklı inovasyona odaklanıyoruz. Her yıl Ar-Ge’ye ayırdığımız bütçe 14,1 milyar dolar.
Akıllı telefon pazarı her ne kadar çok canlı olsa da aslında standart akıllı telefonlardaki pazarın belli bir doygunluğa ulaştığını söylememiz mümkün. Dolayısıyla gelen talepler, ekranların büyümesi yönünde olunca, bizim gibi üreticiler de bu talebe özellikle mobil tarafta, form değiştirebilir telefonlarla yanıt veriyoruz.
İnovasyon gündemimizin en öncelikli konularından biri “Ekosistem”. Akıllı telefon, akıllı saat, akıllı kulaklık ve hatta önümüzdeki dönem tanıtacağımız yeni ürünlerde de kullanıcıların gündelik hayattaki tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir ekosistem geliştirmeye gayret ediyoruz. Bu ekosistemde yeni ürünler geliştirmek kadar ürünlerin birbiriyle bağlantılı çalışmasına da değer veriyoruz.
Mesela, film izlerken tabletinize bağladığınız Samsung kulaklık, telefonunuz çaldığında otomatik olarak telefonunuza bağlanır. Telefon görüşmeniz bittiğinde de yeniden tablete bağlanır. Kulaklıkla müzik dinlediğiniz bir senaryoda biri aniden sizinle sohbet etmeye başladığında kulaklığınız otomatik olarak dinlemekte olduğunuz müziğin sesini kısar ve tekrar yükseltmek için konuşmanızın bitmesini bekler.
Gündemimizdeki bir diğer madde ise “Güvenlik”. Biliyorsunuz Samsung cihazlarındaki tasarım diğer ürünlerden çok farklı. Zira Samsung cihazları bir montaj zihniyetinde değil, işlemciden dışarıya doğru tasarlanıyor. O yüzden işlemcinin etrafında çalışan donanım ve yazılım katmanı entegre bir şekilde tasarlanıyor. Böylece güvenlik işlemci, donanım ve yazılım dahil her katmanda çalışabiliyor. Yüksek güvenlik standartları sunan bir marka olarak güvenlik tarafında çok ciddi bir ürün geliştirme sürecimiz var.
Diğer taraftan Samsung global anlamda yeni nesil işlemcilere, yeni nesil çiplere ve yarı iletkenlere yatırım yaptı, ki bunun stratejik önemi çok büyük. Sadece telefon ve tablet değil, ev elektroniğinden inşaata biyoteknolojiden medikal ürünlere dek çok geniş yelpazede ürün geliştiren bir marka Samsung.
S Wallet için ne tür bir CX deneyimi tasarladınız?
Biz S Wallet’ı tasarlarken hep şunu düşündük; “Kullanıcılarımız zaten akıllı telefon ve akıllı saatleri kullanıyorlar. Bizim onların alışkanlıklarına ve ihtiyaçlarına göre geliştirebileceğimiz başka neler var?”
Akıllı telefonlarımızda zaten pek çok çözümü veriyoruz ama temassız ödeme gündelik hayatın içinde olan bir konu ve artık çok daha mobil yaşıyoruz. Özellikle pandemi sonrası mobilitenin daha da artmasıyla birlikte dedik ki, “Bizim dijital cüzdan geliştirmemiz lazım. Yetmez, ekosistem yapısı gereği bunu saate de entegre etmemiz lazım. Çünkü çoğu zaman yanımızda cüzdanımız, belki telefonumuz bile olmadan çıkıyoruz. Mesela ofiste çalışırken hızlıca aşağı inip kahve almak istediniz…
Bizim için ürünün en temel içgörüsü kullanıcı deneyimi; “Kullanıcı neler yapıyor? Neye ihtiyacı var? İhtiyaçlarına uygun çözümleri nasıl geliştirir ve hayatlarını kolaylaştırırız?” sorularının yanıtlarını ararken S Wallet çıktı ortaya.
Türkiye’deki kullanıcılarımız için ekosistem ürünleri ile daha fazla deger yaratma hedefimiz kapsaminda S Wallet’ı akıllı saatlerimize entegre etmeye karar verdik. İlerleyen süreçte yeni içgörüler ve kullanıcı feedbackleri ile bu ekosistem çok daha büyüyecek. Zira daha ürünü duyurmadan bile sosyal medyada S Wallet ile ilgili usecase’ler görmeye başladık. Bu geri bildirimleri ürünü geliştirme noktasında çok kıymetli buluyoruz.
Uygulamanın altyapısı Türkiye’de, dolayısıyla her türlü ihtiyaca yönelik inovasyonu hızlı bir şekilde geliştirerek uygulamaya alabilecek bir pozisyondayız.
S Wallet ile tüm finansal portföyün tek bir yerden yönetilebilmesi hem zaman hem de büyük kolaylık sağlayacaktır. Ancak nasıl derler bilirsiniz “tüm yumurtalarını tek sepete koyma…” Malum dijitalin hayatımızdaki hacmi arttıkça siber saldırıların da hedefi haline geliyoruz. Bu noktada ne tür güvenlik önlemleri alıyorsunuz?
Her şeyden önce ürünün regülasyon ve yasalara uygun olması bizim için çok değerli. İş Bankası’nın altyapısını kullanarak tüm yazılımı ve müşteri bilgilerini Türkiye’deki server’larda tutuyoruz. Güvenlik beklentisinin en yüksek olduğu ödeme alanında ise Visa’nın partnerliğinde çok yüksek bir hizmet standardı sunuyoruz.
Biraz önce de bahsettiğim gibi Ar-Ge çalışmalarımızda önceliğimiz kullanıcıların kendini güvende hissetmesi. Dolayısıyla biz daha müşterilerimize gitmeden kendi içimizde zaten çok yüksek bir güvenlik standardı yakalıyoruz. Bunu hem yerel regülasyonlara hem de kendi iç prensiplerimize uygun yapmaya çalışıyoruz. O açıdan içimiz çok rahat, bankacılık, ödeme sistemleri ve teknoloji devi 3 şirketin bir araya gelmesi ister istemez çok yüksek bir kalite ve güvenlik standardı getiriyor.
“S Wallet kullanıcı deneyimini geliştirmek ve kullanıcıların Samsung’dan aldığı faydayı artırmak için devreye aldığımız inisiyatiflerden sadece biri. En günceli, en heyecan verici olanı ancak önümüzdeki dönemde yeni inisiyatifleri de devreye alıyor olacağız. Amacımız Galaxy ekosistemini hem donanım hem deneyim hem de fayda olarak büyütmek ve daha fazla katma değer yaratabilmek.”
Katlanabilir telefonlar dayanıklılık noktasında önyargıyla karşılanmıştı. Ancak artık kullanımının yaygınlaştığını görüyoruz. Siz bu süreci nasıl yönettiniz?
Bunu şöyle görmek lazım, kullanıcılar her zaman yeni teknolojilere belli bir mesafede yaklaşıyorlar. Bunu birçok sektörde görüyoruz; elektrikli arabalarda, katlanabilir telefonlarda ve yeni nesil pek çok üründe… Ta ki faydayı görene kadar… Faydayı gördükleri anda çok hızlı kararlarını değiştirip bir anda o ürünün elçisi olabiliyorlar. Katlanabilir ürünlerimizde de bunu gördük.
Galaxy Z Fold ve Galaxy Z Flip’te yeniden satın alma oranı yüzde 92, tavsiye etme oranı ise yüzde 98. Kullanıcılarımıza “Bir sonraki telefonunuz nasıl olacak?” diye sorduğumuzda “Kesinlikle katlanabilir bir telefon olacak” yanıtını alıyoruz. “Bundan sonra farklı bir model kullanmam çünkü katlanabilir telefon benim ihtiyaçlarımı ve beklentilerimi karşılıyor, tarzımı yansıtıyor” diyorlar.
Elbette biz de bu konuda birçok yatırım yapıyoruz. Kullanıcılarımıza ürünlerimizi sadece pazarlama kampanyalarıyla göstermenin ötesinde onları perakende deneyim alanlarımıza davet ediyoruz. Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde katlanabilir telefonlarımızı sergilediğimiz pop-up mağazaları açtık. Yakın zamanda İstanbul ve İzmir gibi şehirlerimizde bu mağazaların sayısını artırmayı planlıyoruz.
Katlanabilir telefonların temeldeki değer önerisi nedir? İletişim çalışmalarınızda hangi özelliklerini ön plana çıkarıyorsunuz?
Tüm telefonlarda tek ekran varken katlanabilir modellerimizde biri kapak biri de iç ekran olmak üzere iki ekran var. Dolayısıyla anlık ihtiyacınıza göre kapaktaki ya da içerideki ekranı kullanabiliyorsunuz.
Kullanıcılara sunduğumuz ikinci değer önerisi ise özellikle Galaxy Z Fold5 ile devasa ekranda tüm işlerini halledebilecek olmaları… Kullanıcıların çalışmasını destekleyecek multitasking yeteneklere sahip. Galaxy telefon modelleri hem işlemcisi hem de pili ile kullanıcıların aynı anda birden çok işi yapmalarına destek oluyor.
Üçüncüsü kullanıcılar anlık ihtiyaçlarına göre telefonun şeklini değiştirebiliyor. Mesela meşgulken telefonu hiç açmadan kapaktaki ekranda bildirimleri takip edebiliyor, mesajlara yanıt verebiliyor ve diğer tüm işlerini yapabiliyorlar. İzleme modundayken ya da online bir toplantıya bağlanmaları gerektiğinde telefonu katlayıp herhangi bir destek olmaksızın masaya bırakabiliyor ve görüşmesini rahatça sürdürebiliyor.
Genellikle ön kamera tasarım gereği arka kameradan daha düşük bir kapasiteye sahiptir. Ancak bugün insanlar gittiği hemen her yerde selfie çekiyor. Galaxy Z Flip5 ve Galaxy Z Fold5’de selfie çekimini de ana kamerayla yapma imkanı sunuyoruz. Bu bambaşka bir deneyim… O sebeple katlanabilir telefonlarımız için şunu söylüyoruz; “En iyi selfie telefonu”.
Sunduğunuz ürünlerin iş dünyası profesyonellerine sağladığı ek faydalar var mı? Ürünleriniz hangi kullanım alanlarında öne çıkıyor?
Profesyonel kullanıcılarda Fold kullanımı çok yüksek çünkü ceplerindeki aynı zamanda bir bilgisayar. Fold’un büyük ekranında kullanıcılar rahatça toplantılarını yapabiliyor, raporlarını okuyabiliyor, yazılarını yazabiliyor. Telefonun ekranını istedikleri kadar parçaya bölerek bir toplantıya bağlanırken bir taraftan da maillerini okuyabiliyor ve eş zamanlı olarak piyasayı takip edebiliyorlar. Bu sebeple profesyonel kullanım segmentinde Galaxy Z Fold tercihi çok hızlı bir şekilde artıyor. Ürünün bataryası da profesyonel kullanıma çok uygun. 2 güne kadar şarj etme ihtiyacı duymadan kullanılabiliyor.
Yazılı, görsel ya da animasyon içerikleri üretenler için de pek çok fayda sunuyoruz. Hem ürün tasarımı hem de ekosistemin gücü içerik üretim sürecini kolaylaştırıyor. Kullanıcılardan aldığımız feedback’lerle cihazlarımızı sürekli güncelliyor ve geliştiriyoruz. Bu kapsamda en son Galaxy Z Fold5, Galaxy Z Flip5 ve Galaxy Tab S9 Serisine dünyanın en çok tercih edilen not alma uygulamalarından biri olan Goodnotes uygulamasını getirdik.