Bugün konuğumuz Cumhuriyet’in 100. yılı özelinde hazırladıkları iletişim kampanyasıyla Tavuk Dünyası ve ajansı GLAMLY.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 28 Ekim 1923 akşamında, Çankaya Köşkü’ndeki yemekte söylediği “Efendiler! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!” sözlerinin üzerinden tam 100 yıl geçti.
Cumhuriyetimizin kuruluş sürecindeki önemli anlardan biri sayılan o akşama ithafen, o gün Atatürk ve misafirleri için hazırlandığı rivayet edilen akşam yemeği, 100 yıl sonra bir kez daha Tavuk Dünyası’nın özel olarak hazırladığı bir restoranında servis ediliyor ve Cumhuriyet’in 100’üncü yaşı, davetliler ile birlikte ilk günkü coşkusu ve heyecanıyla kutlanıyor.
Şimdi bu özel projeyi dinlemek için sözü Tavuk Dünyası CMO’su Ceylan Özmen ve GLAMLY Kreatif Direktörü Irmak Barbarosoğlu’na bırakıyoruz.
Kampanya için nasıl bir brief paylaştınız? Ne hayal ediyordunuz ilk başta?
Ceylan Özmen: Ajanslarımızla dönemsel olarak işlerimizi değerlendirdiğimiz bir buluşmada, toplantı arasında sohbet ederken GLAMLY ekibi bize fikirden söz etti. Proaktif hazırlanmış bir fikirle gelmişti ajansımız. Konunun değeri, manevi önemi ve aktardıkları anın gücü o kadar heyecanlandırdı ki bizi, aktardıkları üzerinden aklımıza gelen başka önerileri de ekleyerek fikri hep birlikte son haline getirdik. İlk duyduğumuz andan itibaren bizi çok heyecanlandıran bir iş ortaya çıktı.
Çıkış noktanızdan biraz bahseder misiniz? “100 Yılın Yemeği” fikri ortaya nasıl çıktı?
Irmak Barbarosoğlu: Söz konusu Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olunca, kalplere dokunmak öncelikli hedefimizdi. “Tavuk Dünyası gibi misafirlerinin tüm duyularına hitap eden ve önemli anlarına eşlik eden bir marka, misafirlerini bu anlamlı günde ne şekilde ve nasıl bir araya getirip, onlara Cumhuriyet ruhunu ve heyecanını hissettirebilir” diye düşündüğümüzde cevap net bir şekilde önümüzdeydi aslında. Bu tabii ki bir sofra etrafında olmalıydı.
Cumhuriyet ve sofra denilince de Atatürk’ün Cumhuriyet’i kuracaklarını ilan ettiği o meşhur akşamın yemek masasına gittik. Atatürk’ün halkın bağımsızlığını ilan edeceklerini söylediği o sofrayı, 100 yıl sonra Cumhuriyet’in çocuklarıyla bir kez daha kurmak istedik. Tarihçiler ve gazetecilerle bir araya gelip, Atatürk’ün mutfağına dair kayıtlara, 28 Ekim 1923 akşamında yenilen yemeğin menüsüne ulaşmaya çalıştık ve o sofrayı yeniden kurmak için kolları sıvadık.
Peki markanın “İyi Yemek” çatısıyla proje arasında nasıl bir iletişim köprüsü kurdunuz?
Ceylan Özmen: “İyi Yemek” çatısı bizim ana iletişim söylemimiz. Bununla birlikte, iletişim söyleminin çok daha ötesinde, daha geniş bir kapsamı ifade ediyor. Kaliteli, uygun fiyatlı ve lezzetli bir yemeği, misafirlerimizin kendilerini iyi hissedebilecekleri bir mekanda sunmak vizyonuyla çıktığımız bu yolda, sunduğumuz tüm deneyimin iyi olması ana motivasyonumuz. Ürünlerimizin lezzetinden, kullandığımız malzemelerin kalitesine, restoran konforumuzdan sunduğumuz hizmete kadar, her restoranımızda her gün misafirlerimize ‘iyi’yi sunma gayretindeyiz. Bundan daha doğru ve daha güçlü bir bağlam olmadığını düşünüyoruz.
Irmak Barbarosoğlu: Kesinlikle. Çünkü Cumhuriyet demek; iyi hissetmek, iyi şeyler hayal etmek, iyi olmak demek. 100 yıl önceye gittiğimizde 28 Ekim akşamındaki o yemekte söylenen “Efendiler! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!” sözü bugün bile hepimize iyi geliyor, yüzlerimizde çocuksu bir mutluluk oluşturuyor, bizleri huzurlu hissettiriyor. O akşamki yemeği hatırlamak, aynı yemekte bir masa etrafında toplanmak ve o akşamı hayal etmek… Sanırım hepimiz isterdik o akşam orada olmayı.
28 Ekim’de bizi nasıl bir davet bekliyor?
Ceylan Özmen: Sosyal medya hesaplarımız üzerinden yapacağımız davetimize katılmak isteyen takipçilerimiz arasından belirli bir sayıda davetli seçeceğiz. Katılımcılarımızı, İstanbul’daki bir restoranımızda vereceğimiz 100 Yılın Yemeği davetimizde ağırlayacağız. 28 Ekim akşamında, Atatürk’ün misafirleri için hazırlandığı rivayet edilen menüyü servis edeceğiz. O özel menüyü hazırlamak, o muhteşem yemeğin ruhunu vereceğimiz davette yaşatabilmek adına hazırlıklarımız sürüyor; biz de oldukça heyecanlıyız açıkçası.