Türkiye’de online arkadaşlıklara güven tam
Şehirlerarası yolculuk paylaşım ağı BlaBlaCar ve New York Üniversitesi Stern İşletme Okulu işbirliğiyle yapılan dijital çağda güven araştırmasının, internetin kişiler arası güveni nasıl değiştirdiğine dair çarpıcı sonuçları açıklandı.
New York Üniversitesi İşletme Okulu profesörlerinden Arun Sundararajan ve BlaBlaCar’ın kurucusu Frédéric Mazzella tarafından ortak hazırlanan Güven Çağına Giriş (Entering the Trust Age) adlı rapor, 11 ülkede[1] 18.289 katılımcıyla yürütülen araştırmanın sonuçlarını değerlendirerek, bireylerin birbirleriyle buluşmadan önce online dünyada nasıl daha fazla güven geliştirdiklerini ortaya koyuyor.
Katılımcıların online platformlardaki profil bilgileri dolu olan kişilere, iş arkadaşları ve komşularından daha fazla güvenmesi, araştırmanın çarpıcı sonuçlarından biri olarak öne çıkıyor. Hatta araştırmanın sonuçları, arkadaşlarına ve ailelerine duydukları güven seviyesine çok yakın bir güven seviyesine işaret ediyor.
Katılımcılar
% 94- aile üyelerine,
% 92- arkadaşlarına,
%88 – profil bilgileri dolu olan bir BlaBlaCar üyesine,
%58 – iş arkadaşlarına,
%42 – komşularına,
%16 – sosyal medyada iletişime geçtikleri kişilere
güvendiklerini belirtiyor.
BlaBlaCar üyesi, iş arkadaşı ya da komşuya göre daha çok güven uyandırıyor
Türkiye’de yapılan araştırmaya katılanlar ise profil bilgileri dolu olan bir BlaBlaCar üyesine, iş arkadaşları ya da komşularından daha fazla güvendiklerini belirtirken, %70’i yolculuk paylaşımını en iyi tanımlayan kavramların dayanışma ve sorumluluk olduğunu düşünüyor. Türkiye’deki güven araştırmasına katılan yolcular için, sürücü seçiminde en önemli güven kriterleri: sistemdeki puanlama ve yorumlar, sürücünün profil fotoğrafı ve yolculuk öncesi yapılan kısa telefon görüşmesi olarak sıralanıyor.
Güven araştırması raporu, online platformların kişiler arasında daha önce görülmemiş ölçüde güven yarattığını ortaya koyuyor. Online olarak bağlantıda olma ve dijital güven araçları, bireylerin kimlik ve farklı kişilerden alınmış tek defalık puanlamaların yer aldığı profil bilgilerine dayanarak karşılıklı güven sağlamalarını güçlendiriyor. Böylece, iki insan hiç tanışmamış olsalar bile bir bireyin online profiline bakılarak güvenilirlik değerlendirilebiliyor. Bu durum kişiler arası güvenin yayılmasını sağlarken, bireyleri güven ağlarının merkezine yerleştirerek, karşılıklı işbirliğine izin veren sonsuz fırsatlar ortaya çıkarıyor ve bu durum bireyleri online ticaretin ötesine geçirerek yolculuk paylaşımı ve kısa dönem ev sahipliği yapma gibi etkileşimlere yol açıyor.
Ayrıca araştırma sonuçları eş düzeyde kullanıcıların olduğu tek bir pazaryeri ortamında beslenen ve büyütülen güven duygusunun tüm paylaşım ekonomisi için pozitif yayılma etkisi sergileyeceğini gösteriyor. Araştırmaya katılanların yaklaşık yarısı (%48) yolculuk paylaşımının kendilerini diğer insanlara daha açık hale getirdiğini belirtirken, Türkiye’de gerçekleştirilen araştırmada ise katılımcıların %54’ü yolculuk paylaşımının kendilerini diğer bireylere daha açık hale getirdiğini dile getiriyor. Benzer şekilde, yolculuğunu paylaşmış olanların diğer paylaşım ekonomisi platformlarına katılma eğiliminin, yolculuğunu paylaşmamış olanlara oranla 3 kat daha fazla olduğu anlaşılıyor.
Güven araştırması raporu, bunlara ek olarak platformlara, topluluklarındaki dijital güveni artırmak için altı temel öneride bulunuyor: Kullanıcı tarafından beyan edilen profil bilgisi, puanlamalar, bağlayıcı finansal yükümlülükler, kullanıcıların kullanım seviyelerinin açık olarak görülmesi, moderasyon (sistemin düzenli kontrolü) ve sosyal medya profilleriyle entegrasyon.
Dijital güven ağları, güven anlayışını dönüştürüyor
Telefonun icadının insanlığın iletişim kurması açısından ne anlama geliyorsa, dijital güvenin de kişiler arası güven için aynı anlama geldiğine dikkat çeken Mazzella, “Telefon bir anda insanların birbirleriyle uzaktan iletişim kurmasına imkan tanıdı. Aynı şekilde, dijital güven ağları da bireylere diğer bireylerin güven seviyesi hakkında anında bilgi edinebilme olanağı sağlıyor. Güven duygusu, hem erişimi hem de gerçek zamanlı olması bakımından dönüşüme uğruyor” dedi.
Araştırmayı hazırlayanlar, bireylerin online dünyada gerçekleştirdikleri başarılı ekonomik ve sosyal etkileşimler aracılığıyla birbirlerine olan inançları arttıkça, toplumdaki güven seviyesinin de yeni bir döneme, “Güven Çağı”na yol açacak şekilde artacağını öngörüyor.