Dönüşümün daha insancıl olması şart!
2023 yılı tek bir kelimeye sığmayacak denli farklı gelişmelere sebep oldu. Genel olarak kategorize etmek gerekirse; doğal afetlerin, dünya ekonomisindeki değişimlerin ve elbette yapay zeka teknolojisindeki büyük gelişmelerin oldukça konuşulduğu bir yıldı bizler için. Bütün bu gelişmeler içerisinde bizi en derinden sarsan elbette ülkemizde yaşanan deprem felaketi oldu. Ülkemizin zor zamanlarda nasıl tek yürek olduğuna şahit olduğumuz olaylardan biri olsa da negatif etkileri duygusal olarak da ekonomik olarak da devam ediyor. Birçok marka ve ajansın elindeki tüm işleri bir kenara bırakıp depremin yaralarını sarmak için geceli gündüzlü fikirler geliştirerek, bunları deprem bölgesinde küçücük bir umut haline getirme arzusu da sektörümüz için umut verici bir tecrübeydi.
Dünya ekonomisi için 2023 yılı üretim-tüketim endeksi ve tedarik zinciri bakımından pandemi dönemine göre daha iyimser bir senaryo koydu önümüze. Finans dünyasının yeni ve teknolojik enstrümanlarla eskisinden daha hızlı adımlar atması, çok uzak olmayan geleceğe umutla bakmamızı sağlayabilir. Tabii bu iyimserliği besleyecek anlamları ve inovasyonları ortaya koymak son derece kritik. Küresel iklim krizine karşı enerji dönüşümünün bu yolda atılan en önemli adımlardan biri olacağı ortada. Bu enerji dönüşümünün “doğa dostu” ve “insancıl” hale getirmek de sanırım yakın geleceğimizin en büyük ödevi haline geliyor. Ekonomi ve finans sektörü için insanların artık birer “rakam”dan öteye geçmesi gelecekte çok daha demokratik bir zemine, kişiselleştirilebilir haklara yol açabilir. Böylelikle üretimlerin makro ve mikro seviyede hem nitelik hem de nicelik açısından arttığını görebiliriz.
Yapay zeka teknolojisindeki gelişimler ise dönüşümü “insancıl” hale getirme ödevini bize bir kez daha hatırlatır cinsten. Özellikle “Üretken Yapay Zeka” teknolojisinin pazarlama ve reklamcılık sektöründeki etkisi muazzam.
“Üretken Yapay Zeka”nın şimdiden birçok büyük ödül organizasyonunda bir kategori olarak yer alması da sektörümüzün adaptasyonu açısından olumlu bir gelişme. Fakat teknolojinin gelişim hızı ve insan adaptasyonunun hızı arasındaki makas her geçen gün daha da açılıyor. Bu sebeple “insan-merkeziyetçi” çözümlerin, regülasyonların; katastrofik senaryoların önüne geçmek için hayata geçmesi gerekiyor. Yapay zeka teknolojisinin insana daha çok düşünme ve üretme alanı açması, özellikle eylem zamanımızı algoritmalarla minimize ederek bizlere düşünsel ya da yaratıcı zaman dilimi sağlaması dünyadaki tüm pozitif gelişmeler için en güçlü zeminlerden biri haline gelebilir. Bu sebeple yapay zeka teknolojisinin uzun yıllar boyunca en yakın takipte kalınacak gelişmeleri barındıracağını kolaylıkla söyleyebiliriz. Sektörümüzün de bu konuda edinebileceği kadar deneyim elde etmesi oldukça önemli. Çünkü daha emekleme aşamasında olan bu teknoloji içerisinde iyi-kötü fikir gibi kavramlar oldukça muğlak. Deneyim ise en önemli esas…
“Yapay zeka teknolojisindeki gelişimler dönüşümü “insancıl” hale getirme ödevini bize bir kez daha hatırlatır cinsten. Özellikle “Üretken Yapay Zeka” teknolojisinin pazarlama ve reklamcılık sektöründeki etkisi muazzam. “Üretken Yapay Zeka”nın şimdiden birçok büyük ödül organizasyonunda bir kategori olarak yer alması da sektörümüzün adaptasyonu açısından olumlu bir gelişme.”
“Beklentim umut dolu bir yıl”
Beklentilerimi de tek bir kelimeye sığdırmak imkansız. Ama 2023 yılı içerisindeki gelişmelerin ışığında 2024 yılından beklentilerimi sıralayacak olursam;
Dünya ekonomisinin durağanlık döneminden sıyrılıp büyüme dönemine gireceği ve yaratıcı ekonomiye hizmet eden bütçelerin artacağı; Markaların “anlam” ve “fayda” iletişimlerini hem makro hem de mikro ajandalarla daha da farklılaştıracağı; Teknolojik gelişmelerin insan odağı üzerine daha çok tartışmaların ve gelişmelerin yaşanacağı; Yaratıcılığın tüm bu başlıklardaki çözümlerde en önemli anahtarlardan biri olacağı bir yıl beklediğimi söyleyebilirim…