Türkiye’nin yüzde kaçı oruç tutuyor?
Rapor Bülteni‘nin 94. sayısında Ankara Enstitüsü ve İstanbul Politikalar Merkezi tarafından hazırlanan Türkiye’de Dindarlık Algısı adlı raporu incelendi. Araştırmada Türk toplumunun din anlayışına, dindarlık eğilimlerinde yaşanan değişim ve dönüşüm incelendi.
Araştırmada öne çıkan başlıklar…
*Araştırmaya katılanların yüzde 92,3’ü Müslüman, yüzde 3,2’si deist, yüzde 2,7’si ise kendini ateist olarak tanımladı.
*Katılımcıların yüzde 93’ü bir sıkıntısı olduğunda dua ederek Allah’tan yardım istediğini belirtti.
*“Allah’ın var olduğuna inandığını ve bundan hiç şüphe duymadığını” ifade edenlerin oranı yüzde 86, “Bazı şüphelerim olsa da Allah’ın varlığına inanıyorum” diyenlerin oranı yüzde 7 olurken, Allah’ın varlığına inanmayanların oranı yüzde 3 olarak belirlendi.
*Katılımcıların yüzde 46’sı “ahlaklı olduğum sürece, neye nasıl inandığım o kadar önemli değildir” önermesine katılmadığını ifade etti.
Raporda ayrıca, Türk toplumunda geçerli ve hakim dinin İslam olduğu, deizm ve ateizmin son yıllarda yükseliş kaydettiği, insanların büyük bir çoğunluğunun sıkıntılı hissettiği zamanlarda Allah’a dua ettiği, bir Tanrının varlığını büyük ölçüde kabul ettiği, görece olarak çoğunluğun ise ahlak ile dini inanç arasında pozitif korelasyon kurduğu tespit edildi.
“En önemli kriter ahlak”
*Rapora göre geleneksel resmi ve ritüele dayalı dindarlık biçimlerinden ahlaki ilke ve erdemlere dayalı bir dindarlık anlayışına doğru bir kayma söz konusu. Katılımcılara göre, Allah’a inanmaktan sonra dindarlığın en önemli kriteri kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmak.
*Araştırmada ayrıca yaş ve siyasi eğilimin dindarlık seviyesi ile olan ilişkisinin de oldukça yüksek olduğu belirendi. Buna göre, 25-34 yaş grubundaki bireyler kendilerini çok dindar olarak tanımlıyor.
Siyasi eğilimler de etkili
*AK Parti, MHP ve İYİ Partili katılımcıların çoğunluğu kendilerini “dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biri” olarak tanımlıyor.
*Çocuklarının dindar olmasını isteyenlerin oranı yüzde 76, çocuklarının dindar olup olmamasını önemsemeyenlerin oranı yüzde 12, çocuklarının dindar olmasını istemeyenlerin oranı ise yüzde 9.
*Temel dini bilgilerini ailelerinden öğrendiğini belirtenlerin oranı yüzde 50,8, kendi kendine araştırarak öğrenenlerin oranı yüzde 20, camilerden öğrenenlerin oranı yüzde 14,7, cemaatlerden öğrenenlerin oranı yüzde 3,3. Araştırmaya katılanların yüzde 9,7’si ise “diğer yöntemlerle” dini bilgileri öğrendiğini belirtti.
*Rapora göre toplumun yüzde 73’ü Türkiye’de dindarlığın azaldığı görüşünde.
İbadetlere katılım oranı
*Araştırmaya göre en yüksek düzenli ibadet oranı 65 yaş ve üzeri bireyler arasında olup bu yaş grubunun yüzde 52,3’ü günlük ibadetlere katılırken, kadınların erkeklere kıyasla daha düzenli bir şekilde namaz kıldığı belirlendi.
*Düzenli namaz kılma oranının yaşla birlikte arttığı tespit edilen araştırmada, bu oranın eğitim seviyesi yükseldikçe azaldığına dikkat çekildi. Öte yandan daha düşük eğitim seviyesine sahip bireyler, daha yüksek eğitim seviyesine sahip olanlara kıyasla daha fazla düzenli dua ettiğini söylüyor.
*Katılımcıların yüzde 66,5’i düzenli olarak, yüzde 9,4’ü ise ara sıra Ramazan ayında oruç tutuğunu belirtirken, düzenli oruç tutma oranının kadınlarda erkeklere göre ve genç yaş gruplarında yaşlılara göre daha yüksek olduğu anlaşıldı.
*Düzenli oruç tutma oranının da eğitim seviyesi yükseldikçe azaldığı tespit edildi.
*Araştırmaya katılan erkeklerin yaklaşık yarısı Cuma namazlarına düzenli olarak, yüzde yüzde 20’si ara sıra ve yüzde 17’si ise hiç gitmediğini söylüyor. Katılımcıların yüzde 12’si eskiden Cuma namazlarına katıldıklarını ancak dini veya siyasi nedenlerden dolayı katılmayı bıraktıklarını ifade ediyor.
*Araştırmaya göre, “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir” ifadesine katılmayanların oranı yüzde 74 olurken, bu ifadeye katılanların oranı yüzde 14,6 oldu.
*Katılımcıların yüzde 72’si evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı olduğunu söylerken, evlilik öncesi cinsel ilişkiyi kabullenenlerin oranı yüzde 15 olarak gerçekleşti.
*“Farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru buluyorum” ifadesine katılanların oranı yüzde 19 oldu.
*AK Parti ve MHP’li katılımcılar her Müslüman kadının başını örtmesi gerektiği fikrine katılma eğilimindeyken CHP’li katılımcılar bu ifadeye katılmama eğiliminde.
*Katılımcıların yüzde 64’ü dindar olmanın ahlaklı davranmak için yeterli olmadığı görüşünde.
*Katılımcıların yüzde 62,4’ü “Banka seçerken, İslami banka olmasına önem veririm” ifadesine katılmazken, yüzde 20’si bu ifadeye katılıyor.
Din ve siyaset ilişkisi
*“Dindar kişilerin devlet yönetiminde yer almasını memnuniyet verici buluyorum” ifadesine katılanların oranı yüzde 41 iken bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 37.
*Raporda, AK Parti ve MHP seçmenlerinin çoğunluğunun dindar insanların devlet yönetiminde yer almasını olumlu bulduğunu, muhalefet partilerine oy veren seçmenlerin çoğunluğunun ise tam tersi bir görüşe sahip olduğu belirtiliyor.
*Katılımcıların büyük bir çoğunluğu laikliği din ve vicdan özgürlüğü olarak görüyor.
*Rapora göre Diyanet İşleri Başkanlığına güvenmeyenlerin oranı yüzde 41’i iken güvenenlerin oranı yüzde 35,4.
*Dini tarikat ve cemaatlere güvenmeyenlerin oranı yüzde 59,5, güvenenlerin oranı ise yüzde 13,9.
*Dini kanaat önderlerine güvenmeyenlerin oranı yüzde 44,5 iken güvenenlerin oranı yüzde 23,1.
*Raporda genç yetişkinler (18-34) dini gruplara en yüksek güven düzeyine sahipken 55 yaş ve üzeri kişiler en düşük güven düzeyine sahip.
*Eğitim seviyesi arttıkça dini kurumlara, tarikatlara ve kanaat önderlerine duyulan güven azalıyor.
Dini mesafe ve hoşgörü
*Katılımcıların çoğunluğu dinler arası evliliklere karşı olumsuz iken mezhepler arası evliliklere karşı daha olumlu bir yaklaşım sergilerken, erkekler kadınlara kıyasla dinler arası evliliklere daha olumlu yaklaşıyor.
*Alevi katılımcılar Sünni katılımcılara kıyasla dinler arası ve mezhepler arası evliliklere yönelik daha “açık” bir tutum sergiliyor.
*Raporda eğitim seviyesi yüksek katılımcıların çocuklarının gayrimüslim biriyle evlenmesini onaylamaya daha fazla, eğitim seviyesi düşük katılımcıların ise daha az eğilimli olduğuna dikkat çekiliyor.
22-25 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmaya rassal olarak seçilmiş bin 358 kişiye cep telefonları aracılığıyla ulaşıldı. Araştırmanın örneklemi ise, 18 yaş ve üzeri nüfusa ilişkin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile Yüksek Seçim Kurulu tarafından yayınlanan 24 Haziran 2018 tarihli genel seçim resmi sonuçları kullanılarak oluşturuldu.
“Bayrak Taşıyıcı Markalar” Marketing Türkiye Nisan sayısında açıklanıyor…