“Aşk mezara kadar”…
Sabancı Holding’in “Geleceğimizi Kimseye Vermiyoruz” başlıklı filmine rastlamış olmalısınız. Holding, Sabancı Gençlik Seferberliği ile gençler için Sabancı Teknoloji ve Etki Merkezleri Ağı’nı hayata geçirdiğini duyuruyordu… Sabancı, bu projeyle pek çok kurumun önüne geçti…
Gazi Mustafa Kemal Paşa, 15 Ekim 1927’de başlayıp, 6 gün süren bir okumayla Meclis’e sunduğu “Nutuk” adlı eserini (Kaynak Yayınları, 2015, s.666) şu ifadeyle sonlandırıyordu:
“Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”
Bizce geçen ayın en önemli olayı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı idi; ya da öyle olmalıydı. Üç önemli, ülkemiz için temel teşkil eden kavram bir araya gelmişti: Atatürk, gençlik, spor…
Kendi kendimize sorduk: İdeolojik açıdan ve işin siyasi boyutuyla; 1. Devletin, 2. Hükûmetin, 3. Muhalefetin, 4. Yerel Yönetimlerin gençlik konusunda bir “konumlanma” belgeleri, “strateji” belgeleri, “politika” belgeleri, “eylem” planları var mıydı? Bunlar ölçülüyor muydu? İyileştiriliyor muydu?..
Sonra da kendi araştırmamızı yaptık; hükûmetin, yani Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın; AK Parti’nin, yani iktidar partisinin; CHP’nin, yani ana muhalefet partisinin; İBB örneğinde yerel yönetimin neler planladığını anlamak için web sitelerine, 8 Mayıs’ta göz attık. Hayat belirtisi yoktu…
Anladığımız kadarıyla günü geldiğinde beyanatlarla işi geçiştirilecek, koskoca 19 Mayıs standart stadyum hareketleri, iki konser, üç sporcu kabulü, belki bir mitingle kutlanacaktı.
Fakat, gözümüze takılan layıkıyla çalışılmış bir kampanya da yok değildi. Sabancı Holding’in “Geleceğimizi Kimseye Vermiyoruz” başlıklı filmine rastlamış olmalısınız. Holding, Sabancı Gençlik Seferberliği ile gençler için Sabancı Teknoloji ve Etki Merkezleri Ağı’nı hayata geçirdiğini duyuruyordu.
Büyük prodüksiyon, 19 Mayıs’ın anlamını ve önemini yansıtan ruhla hazırlanmış bu anlamlı içerik, sözü ve müziği Nazan Öncel’e ait “Bu Havada Gidilmez” parçasıyla daha da güçlendirilmişti: “Bu havada gidilmez, Güneşli günde gidilmez, Aslında hiç gidilmez… Son günüme kadar, Kalp durana kadar, Aşk mezara kadar…”
Sabancı, yukarıda saydığımız kuruluşların hepsinin önüne geçmiş sanki…
Ülke çapında topyekûn yeri göğü inleteceğimiz, dünyaya örnek teşkil edeceğimiz, millî bağımsızlık ve bölünmez bütünlüğümüzün altını kalın kalın çizeceğimiz, gençlerimizle aynı dilde konuşacağımız ve onların ülkenin gelecek tasarımının esenlik içinde bir parçası hâline gelmelerini sağlayacağımız 19 Mayıs’ları bir gün idrak ederiz inşallah.
Aman Kerem Bey, aşınmayasınız
Kerem Bürsin… Son yılların popüler oyuncularından. Genç kızların sevgilisi… Seviliyor, beğeniliyor ve hem izleyici hem de markalar tarafından tercih ediliyor. Oyunculuğu, sarışınlığı, vücut dili, ses tonu ve hafif aksanlı konuşmasıyla belli bir algılamaya sahip. Aynı algılamayı kendileriyle özdeşleştiren ya da hitap ettiği hedef kitleye ulaşmak isteyen markalar için kıymetli bir “yüz”…
TV reklamlarından, iletişim kampanyalarından gördüğümüz kadarıyla taliplisi de çok. Öyle ki ülkemizdeki iki büyük markayla, Türk Hava Yolları ve Turkcell ile anlaşmış. Her ikisinin de “marka yüzü” olmuş.
Muhasebeci olsaydık, ne güzel iş yapıyor diye Kerem Bey adına sevinebilirdik belki ama iletişim boyutundan baktığımızda kendisi ve markalar için endişe verici bir durum olduğunu tespit ediyoruz.
Şöhretlerin markalarla iş birlikleri, kariyerleri açısından önemli süreçlerdir. Koskoca firmaların iletişim bütçeleri, onların yüzünü Türkiye, hatta dünya çapında görünür kılar. Bu işten hem iyi para kazanılır hem de kariyerleri için ihtiyaç duyulan “görünürlük” için önemli bir fırsat elde edilir…
Fakat bu işin şöhretler için de bedeli olur; hem de telafisi olmayacak bir bedel… Marka yüzü olan kişi, yani şöhret aşınır… Kampanyada oyuncu olarak yer alıyor, yani bir başkasını canlandırıyorsa yüzü; eğer kendi adıyla, kimliğiyle oynuyorsa da bizzat kendisi aşınır. Kerem Bey’inki gibi aynı anda iki markada yer almak ise hasarı daha da katlar. O nedenle Kerem Bey’e naçizane uyarımız; aman aşınmayasınız…
Öte yandan işin bir de markalar yönü var. İki markanın aynı şöhretle iş birliği yapması, daha fikir aşamasında elenmesi gereken bir problemdir. Çünkü birbirleriyle çarpan değil, bölen etkisi içine girerler ve kampanyalarının iş hedeflerine ulaşması zorlaşır.
Beklentimiz artık daha yüksek
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin (TÜHİD) Olağan Genel Kurulu’nda On İletişim Ajans Başkanı İpek Özgüden, Yönetim Kurulu listesiyle beraber bir kez daha TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. Zaman zaman eleştirsek de mesleğimizin gelişimi ve itibarı, genç meslektaşlarımızın doğru yönlendirilmeleri için TÜHİD kritik değerdedir. Özellikle Kahramanmaraş depremlerinin ardından yayınladıkları rehberlerle sektör çalışanlarına ışık olmayı başarmışlardı. İpek Hanım döneminde buna benzer pek çok başarılı işe imza atıldı.
Şimdi beklentimiz daha da yüksek. Çünkü TÜHİD Yönetim Kurulu’na seçilen isimler, Türkiye’nin en başarılı ajanslarının yöneticileri, şirketlerin kurumsal iletişim direktörleri olmalarının yanı sıra entelektüel derinlikleri ve kişisel menkıbelerinde aldıkları yolla da çok şey vaat ediyorlar. Malumunuz iletişim, uygulamalı (hayatın içinden doğan) bir disiplindir ve ancak farklı disiplinler konusunda derinlik sahibi kişilerce yönetilirse doğru sonuçlara ulaşır.
TÜHİD Yönetim Kurulu’nda şu isimler yer alıyor: On İletişim Ajans Başkanı İpek Özgüden Özen, Opet Sürdürülebilirlik ve Kurumsal iletişim Grup Müdürü Ayşenur Aydın, Mark&Mark İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Şeref Gözütok, TÜSİAD Kurumsal İletişim Direktörü Başak Solmaz Karaüç, İGA İstanbul Havalimanı Kurumsal İletişim Direktörü Gökhan Şengül, TimePR Kurucusu ve Ajans Başkanı Sevda Solak, Pozitif PR Kurucusu ve Ajans Başkanı Serap Şahin Durak, Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, Effect BCW CEO’su Gonca Karakaş, Vodafone Türkiye Kurumsal İletişim Kıdemli Müdürü Arzu Deniz Aksoy, Denove Halkla İlişkiler Ajans Başkanı Serhat Özkütükçü, Avrupa Kredi Büroları Birliği İletişim Komite Lideri Handan Erdoğdu, ARPR İletişim Kurucu Ortağı Arzu Çekirge Paksoy, BEE Company Communication Consulting Kurucusu Eda Zaloğlu…