Medyada sıcaklık mevsim normallerini aşacak!
Yaz mevsimi medya sektöründe “bir nefeslik yavaşlamaya izin veren” tek sezondur… Ancak bu yıl tam da yaz öncesi global yayıncılar; CNBC-e, Cosmopolitan ve Forbes’un peş peşe Türkiye pazarına dönmesi sektörü hayli sıcak bir yaz beklediğini gösteriyor. Zira “geri dönenler” sadece boş bıraktıkları koltukları doldurmak üzere değil kocaman ekosistemler yaratmak üzere geldiklerini söylüyor. Bu da medyadaki rekabetin yeni dönemde boyut değiştireceği anlamına geliyor… Peki, ne oldu da global medya devleri Türkiye’ye dönüş kararı aldı? CNBC-e, Cosmopolitan ve Forbes yeni dönemde nasıl bir fark yaratacak? İşte yanıtlar…
2015’te CNBC-e, 2020 yılında ise Cosmopolitan ve Forbes veda etmişti Türkiye pazarına. Şüphesiz o tarihlerden bu yana çok büyük değişimler oldu. Ve nihayet üç yayıncı da ardı ardına Türkiye pazarına dönerek yeniden Türk okuruyla/izleyiciyle buluştu…
“Peki neden döndüler?” diye sorduğumuzda ise muhtelif yanıtlar geliyor: CNBC-e “özleyenlerine daha renkli ve eğlenceli programlar izletmek”, Forbes “kendi ekosistemimi yaratmak”, Cosmopolitan ise “dergi zihniyetiyle tasarlanmış bir tür sosyal kulüp deneyimi sunmak” için döndüm diyor.
Ancak bu işin sadece özet kısmı, medya sektörünün dönüşümünü hızlandıracak pek çok strateji var ceplerinde. Gelin çok da uzatmadan önce Medya Takip Merkezi’nin paylaştığı verilere bakalım ardından da sözü Forbes, Cosmopolitan ve CNBC-e temsilcileri ile sektör liderlerine bırakalım…
Yabancı yayın oranı artıyor
Medya Takip Merkezi’nin verilerine göre yazılı basın ağırlıklı olarak yerli yayınlardan oluşuyor. Öyle ki 2 bin 159 yerli yayına karşın sadece 45 yabancı yayın var. Ancak 2022 yılından bu yana gerçekleşen değişimlere baktığımızda yerli yayın oranının yüzde -6,5 seviyesinde azaldığını, yabancı yayın oranınınsa yüzde 7,1 oranında arttığını görüyoruz.
Dikkat çeken verilerden biri ise yazılı basının 2022 yılından bu yana kan kaybediyor olması. Zira dergi tarafında yüzde -7,9 gazete tarafında ise yüzde -6,2’lik bir azalma göze çarpıyor.
TV ve internet sitesi taraflarında da benzer bir yerli yabancı dağılımı var; 78 yerli kanala karşın 4 uluslararası yayın, 6 bin yerli internet sitesine karşın 37 uluslararası internet sitesi mevcut.
Haber kutsal, yorum hürdür
- Her yeni yayının devreye girişi veya yeniden ülkemizde yayın hayatına dönüşü mesleğimizde bir hareketlenme anlamına geliyor. Dijitalleşme, sosyal medya hemen herkese bireysel gazetecilik yapma olanağı sağlasa da haber kaynaklarının güvenilirliği bu dönemde daha da önem kazandı. Dolayısıyla dünyada kendine yer açmış, ispatlamış yayın organlarının ülkemize yeniden dönüşü bu ihtiyacı gösteriyor.
- Ülkemizde son 10 yılda medya; iktidar yanlısı ve karşısındakiler şeklinde bölünmüş, yaygın medyanın önemli bir bölümü iktidara yakın duruyor olsa da “haber kutsal, yorum hürdür” ilkesi doğrultusunda yayın yapan kuruluşlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu açıktır.
- CNBC’nin dönüş sürecinin yakından biliyorum. Yerel seçimlerden çok önce başlayan görüşmeler, çalışmalar sonrasında bu dönemde yayına başladılar. CNBC’nin yeniden dönmesini sağlayan grup, ekonomi içerikli yayıncılığın ülkemizde rekabet şansının olduğunu gördü, o nedenle devreye girdi.
- Gazete, dergi, TV, hangi yayın organı olursa olsun genelde yaz döneminde devreye girmez. Hazırlıkları çok daha önce başlamış olan söz konusu yayın organlarının devreye girişi bu kez yaz dönemine denk geldi. Bu durum dergi ve ekonomi yayını yapan TV tarafının bu yazı canlı geçirmesine yol açacak. Yeni devreye giren yayın organlarında ve rakiplerinde görev yapan meslektaşlarımız bu yazı daha çok çalışarak geçirecek. Zaten gazeteciler için genelde uzun süreli tatil pek yaygın değildir.
- Tirajların çok düştüğü, bazı TV kanallarında izlenme oranlarının gerilediği bu dönemde 3 yayın organının devreye girmesi, piyasaya hareket getirdi… Üçünün de yolu açık, okuyanı, izleyeni, reklamvereni bol olsun…
Finansal okuryazarlığın gelişiminde sorumluluk üstleneceğiz
- Türkiye, genç nüfusu ve büyüyen yatırımcı tabanıyla dinamik bir ekonomiye sahip. Ülkemizde kurumsal yatırımcıların yanı sıra bireysel yatırımcı sayısı da her geçen gün artıyor. CNBC ise ekonomi yayıncılığının en güçlü küresel markalarından biri. CNBC International ile yaptığımız bu güçlü ortaklık, Türk ekonomisinin gücünün bir göstergesi. Bu markayı yeniden Türkiye’ye taşıyarak ülkemizin kalkınmasında önemli bir rol oynayacağımıza inanıyoruz.
- Amacımız, karar alma süreçlerini kolaylaştıracak doğru bilgi akışını sağlamak, piyasaların nabzını hızlı ve anlaşılabilir şekilde aktarmak. Ulusaldan küresele tüm gelişmeleri, CNBC-e farkıyla sunacağız. Özel dosya ve röportajlarımızla ekonomiye dair tüm sorulara ışık tutacağız. Yayın içeriğimiz dünyanın dört bir yanındaki CNBC bürolarının uluslararası yayınlarıyla da desteklenecek.
- CNBC’nin beğenilen bir yönü de “izleyici dostu” ekranı! Bu açıdan CNBC International’ın yenilenen ekran tasarımını bir bütün olarak ilk kez Türkiye’de kullanacak olması bizi gururlandırdı.
- Akşam kuşağımızda merakla beklenen film ve dizilerin yanı sıra bazı sürprizlerimiz de olacak. Bizi özleyenlere daha renkli ve eğlenceli programlar izleteceğiz. Şimdilik 120 kişilik bir aileyiz…
- CNBC-e, Türk televizyon tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Ekonomi yayıncılığına getirdiği solukla kazandığı prestiji korumak bizim önceliğimiz. Çıtamızı daha da yükselterek, yayıncılıkta yeni başarı hikayeleri yazmayı hedefliyoruz. Habercilik görevimizin yanı sıra Türkiye’de finansal okuryazarlığın gelişiminde de sorumluluk üsteleneceğiz.
Geri döneceği gittiği andan itibaren belliydi
- Forbes Türkiye’nin lisansı ABD Forbes tarafından 2020 Mart itibarıyla geri çekilmişti. Ne var ki Türkiye gibi hareketli bir ekonomi ve erozyona uğramış bir medyada Forbes’un daha güçlü geri döneceği, gittiği andan itibaren belliydi. Bazı şeyler doğru zaman ve zemin meselesidir. Forbes Türkiye için de tam böyle oldu. Şimdi bağımsız bir medya şirketinin ürünü olarak Forbes Türkiye, sadece dergi olarak değil tüm dijital mecralarda ağırlığını hissettirecek.
- İlk sayımız Haziran ayında çıktı. ABD ile yapılan ve uzun yılları kapsayan lisans sözleşmesi kapsamında hızla web sitemiz ve YouTube kanalımız devreye girecek. Bunun yanında Türk okuru Forbes imzalı pek çok yayınla karşılaşacak. Özetle artık sadece bir dergi değil, kısa bir süre içinde görülecek ki, tüm mecralardaki varlığıyla bir Forbes ekosistemi yaratılıyor. Bütün yayın formatlarında Forbes’un ve aslında gazeteciliğin küresel etik kurallarından ödün verilmeden, amiral gemimiz olan basılı dergiyle aynı bakış açısı ve özen hakim olacak.
- Şu anda merkez çalışanlarımız yanında içerik ve iş paydaşlarımızla 30 kişilik bir ekip Forbes için çalışıyor. Eylül ayında yayına geçecek dijital kanallarla bu sayının yaklaşık olarak ikiye katlanacağını öngörüyoruz.
- Forbes, Türk iş dünyasının en saygın ve en çok satan dergisi oldu. Dijital medyada ve Forbes imzalı eventlerle aynı varlığı göstermeyi hedefliyoruz çünkü Forbes daha önceki gibi yalnız bir dergi lisans sözleşmesi olarak değil, tüm dünyaya yayılmış bir medya markasının adım adım tüm platformlarının devreye gireceği global bir Forbes çatısı altında Türk okuyucusuyla buluşuyor.
Dergi mantığıyla sosyal kulüp deneyimi sunacağız
- Ortağım Dilek Oransal ile ilk günden beri çıkış noktamız, belli bir “ihtiyacı karşılamaya yönelik”, tamamen yeni nesil yayıncılık anlayışıyla tasarlanmış bir medya girişimi kurmaktı. Türkiye’de sadece kendisi için tasarlanmış bir medya platformuna en çok ihtiyaç duyan grubun başını genç kadınlar çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun “İstatistiklerle Gençlik 2023” araştırmasına göre Türkiye’de 6,5 milyon genç kadın var ve sadece bu kitleye yönelik bilgi, deneyim ve fayda sağlamayı kendine misyon edinmiş bir medya platformu yok.
- Bu kitleye yönelik en heyecanlı projelere baktığımızda karşımızda Cosmopolitan çıktı. Dünyada, tüm medya markaları, kendini yeniden tanımlamanın ve dönüşmenin alternatif yollarını arıyor. Cosmopolitan da dünyada son 10-15 sene içinde, kendini hızlı bir şekilde güncelleyen medya markalarından biri oldu.
- Cosmo’nun Türkiye pazarındaki yeni yol haritası “topluluk odaklı bir yayıncılık” üzerine kurulu. Hedef kitleyi bekleyen en büyük yenilik, onlara “dergi” zihniyetiyle tasarlanmış bir tür “sosyal kulüp” deneyimi sunacak olmamız. Aylık belli bir aidat karşılığında Cosmo kulübünün bir parçası olmalarını sağlayacağız.
- Çekirdek ekibimiz 22 kişiden oluşuyor. Geleneksel yayıncılık kadrosu hala belli bir sayıdaki yazar, editör, grafiker ve fotoğrafçı formülü üzerine kurulu. Ekip şeması da “yeni nesil yayıncılık” anlayışımızın bir yansıması. Ana kadronun büyük bir kısmını yazılım, veri, tasarım odaklı düşünme, topluluk etkileşim, multimedya tasarım ve büyüme politikaları konularında uzman isimler oluşturuyor.
- Cosmo platformu aşamalı olarak genişleyecek. Birkaç yıl içinde kendi alışveriş sitesi, online radyosu ve televizyonu, kafesi, mağazası ve yatırımcılık programlarıyla, genç kadınların her türlü ihtiyacına yönelik çok yönlü bir evrene dönüşecek.
CNBC-e’yi sıkı bir rekabet bekliyor
- Global medya oyuncuları, dünya üzerindeki etkileşim ağını mümkün olduğunca geniş tutmak ister. Türkiye de coğrafi ve siyasi açıdan önemli bir ülke ve büyük bir medya pazarına sahip. Bu yayınlar bir süre öncesine kadar ülkemiz pazarında yer aldılar, pazarı tanıyorlar. Hatırladığım kadarıyla geçmişte lisansörleriyle, RTÜK’le, yayın haklarıyla vs. ilgili bazı konularda sorunlar yaşamış, devam etmeme kararı almışlardı. En azından görünen böyleydi.
- Şimdi ise yeni şartların; tüm dünyada ve Türkiye’de yaşanan sosyal, siyasi, finansal, ekonomik gelişmelerin ardından, yeniden değerlendirmeler yaptıklarını sanıyorum. Örneğin Forbes, Türkiye’ye yeni lisansörlerle döndü. Cosmopolitan keza öyle… CNBC-e farklı bir ortakla yeniden başlıyor.
- Global olarak baktığımızda her açıdan dönüşümler yaşadığımız bir dönemdeyiz. Medya düzeni de bundan payını fazlasıyla alıyor. Teknoloji ve ürünlere yansıması, algoritmalar, yapay zekâ, iş yapış biçimleri, şirketlerin kendi içgörüleri, her sektörü değiştiriyor ve yepyeni bir rekabete hazırlıyor.
- Dönüşen dünya düzeniyle birlikte, toplumlar aynılaşıyor ve dünya daha da küçülüyor. Dolayısıyla yeni bir küresel medya etkileşim ağı kurmayı hedefliyor olabilirler.
- Son yıllarda zengin Arap ülkelerinden ülkemize yönelik finansal bir ilgi var, ki bu yayınlar söz konusu ülkelerde de oldukça etkin. Yayınlar, Türkiye ile bu ülkeler arasında bir “yayın sinerjisi” yaratmayı amaçlıyor da olabilirler.
- Yaz sezonunda medyada yoğunluk biraz azalır, özellikle TV dünyasında. Dolayısıyla rekabet de… Ancak yeni sezon için yapılacak hazırlıklar hız kesmeyecektir. Hele tüm sosyal medya ve dijital yayıncılığa karşın, ülkemizde TV yayıncılığının hala çok revaçta ve yaygın olduğunu da düşünürsek, özellikle CNBC-e’yi sıkı bir rekabet bekliyor diyebiliriz.