7 günlük Instagram yasağının e-ticarete bedeli 13,3 milyar lira!
Popüler sosyal medya platformu Instagram’a 2 Ağustos’ta getirilen erişim engeli kararı bugün 6. gününde. Instagram yasağıyla birlikte on binlerce küçük girişimci, influencer hatta büyük e-ticaret siteleri bu yasaktan etkilendi. Peki, Instagram yasağının Türk ekonomisine etkisi ne oldu? Yasak pazarlama sektöründe neleri değiştirdi? İşte yanıtlar…
Her ne kadar Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Instagram’dan doğrudan iletişim araçlarıyla gerçekleştirilen satışların e-ticaret olarak sayılmadığını belirtse de durum pek de öyle değil. Öyle ki bu yasağın e ticarete bedeli uzmanlara göre günlük 1,9 milyar lirayı buluyor.
Euronews’te yer alan habere göre, 6 Şubat 2022 depremi sonrasında online satışlarla ayakta kalmaya çalışan deprem bölgesindeki yüzlerce girişimci gelir kaybı yaşadığını söylüyor. İstanbul’da yaşayan 44 yaşındaki Eylem Şenol Dursun, “Instagram’ın erişime kapalı olması nedeniyle son 3 günde satışlarımın yüzde 90’ını kaybettim” diyor.
Gemius verilerine göre dünyada en çok Instagram kullanıcısına sahip 4. ülke olan Türkiye’de; uygulamanın erişime açılıp açılmayacağı ya da ne zaman erişime açılacağı konuları ise belirsizliğini koruyor.
Instagram’a ayrılan vakit diğer uygulamalara kaydı
Innolabz Kurucusu Mete Yurtseven’in LinkedIn hesabından yaptığı ankete göre, Instagram’ın kapalı olduğu bu günlerde sosyal ağlara ayrılan vakitte pek de bir azalma olmadı. Öyle ki, ankete katılanların yüzde 42’si Instagram’da geçirdiği zamanı başka sosyal medya ve uygulamalarda geçirdiğini söyledi. Bu vakti fiziksel aktivite ya da sosyalleşmeye ayırdığını belirtenlerin oranı ise yüzde 24.
“Etkilerini uzun vadede göreceğiz”
Konuyla ilgili LC Waikiki CEO’su Ömer Barbaros Yiş LinkedIn hesabından yaptığı paylaşımda Instagram’ın kapatılmasının iş sonuçlarına nasıl yansıdığını şu sözlerle anlattı:
*“Instagram kapanması sonrası lcw.com tarafında gözlemlerim. Her yerde etkisi farklı olacaktır. Automated placement (toplam meta platformlarında gösterim) içindeki oranda Instagram payı yüzde 70’ten 30’a düşerken, meta payı yüzde 70’e çıkmış. Session düşüşü olmuş ama diğer platformlardan telafi edilmiş. B planı olması önemli. İlginç bir veri: Ağırlıklı tıklama ve dönüşüm gelen kitle VPN ile kullanıma devam etmiş.
*Uygulama yüklemeleri yüzde 30’dan fazla düşmüş. Ama diğer platformlar bunun 20’lik kısmını geri getirmiş. Tabi yüklemeyle gelenlerin alışverişe dönüşü nasıl olacak, onu daha uzun vadede göreceğiz.
*Influencer tarafında çok ciddi düşüş var. Tamamen buna bağımlı olmadığımız için etkisi çok fazla değil ama olsaydık ciddi etkilenirdik. Affiliate tarafındaki link paylaşımları ilk bakışta çok etkili durmuyor.”
“Yasak 1,9 milyar TL’lik bir ciro kaybı anlamına geliyor”
ETİD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Ekmekçi yaptığı açıklamada yasağın e-ticarete olan etkilerini dile getirdi:
*”Günümüzde sosyal ticaret e-ticareti yeniden şekillendirmiş durumda. Doğrudan sosyal medya platformlarında gezinerek alışveriş yapmak, artık e-ticaretin yeni normallerinden biri… Özellikle Z kuşağı, bir zamanlar Google’da yaptıkları aramalar için artık TikTok’u kullanıyor.
*2021’de ABD’de sosyal ticaret kanalları aracılığıyla 37 milyar dolarlık mal ve hizmet satın alınırken; 2025 yılına kadar, bu rakamın yaklaşık 80 milyar dolara veya toplam ABD’deki e-ticaretin yüzde 5’ine çıkması bekleniyor. Küresel olarak bakıldığında ise sosyal ticaret pazarının 2025 yılına kadar 2 trilyon doların üzerine çıkması bekleniyor. 2 trilyon dolarlık bir pazar olarak sosyal ticaret, aslında markaların görmezden gelemeyeceği kadar büyük.
*Ülkemizde de benzer bir durum söz konusu. E-ticaretin yüzde 10’unu sosyal medya oluşturuyor. Türkiye perakendesinin yüzde 2’si ise doğrudan sosyal medya üzerinden gerçekleşiyor. Indirekt olarak influencer’ların platformalara yarattığı ciro yüzde 8 civarında. E-ticarette sosyal medya üzerinden gerçekleşen ticaret trafiği direkt olarak günde 931 milyon TL, indirekt olarak günde 978 milyon TL’yi buluyor. Instagram’ın kapatılması da toplamda 1,9 milyar TL’lik bir ciro kaybı anlamına geliyor.”
“Yasak yüzünden Roketsan’ın 1 yılda yaptığı ihracattan fazla para kaybettik”
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan bir diğer isim ise İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce oldu. Gökce, X’ten yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
*“Instagram yasağı yüzünden sadece 3 günde, Roketsan’ın 1 yılda yaptığı ihracattan fazla para kaybettik! İşletmeler Instagram üzerinden müşterilerine ulaşarak satış ve satış sonrası hizmetlerini sunuyorlar. Instagram’ın kapalı kaldığı her gün işletmeler hem satış hem de satış sonrası hizmetleri sunmak için sorun yaşıyor.
*Instagram üzerinden verilen bağlantılarla diğer satış kanallarında satış gerçekleşiyor. Türkiye’de yaklaşık 50 milyon Instagram kullanıcısı var. Bu açıdan internette Türkiye’nin en büyük pazarı Instagram. E-ticaret siteleri de bu yüzden Instagram pazarlamasına büyük bütçeler ayırıyor.
*E-ticaret yatırımı yapan birçok KOBİ e-ticaret sitelerine komisyon vermek yerine Instagram reklamları üzerinden pazarlama ve satış faaliyetlerini yürütüyor. Yasak sermaye birikimi yetersiz KOBİ’leri derinden ve ağır şekilde etkiliyor.
*Instagram’ın kapalı kaldığı her gün düşen e-ticaret hacmi nedeniyle Türkiye 1,9 milyar lira maliyet ödüyor. Bugün itibariyle Türkiye’nin ödediği bedel en az 5,7 milyar lira, yani 170 milyon dolar kaybettik. Bu para 2023 yılında Roketsan’ın bütün yıl yaptığı ihracattan 7 milyon dolar daha fazla. Yönetime adalet, ehliyet, liyakat, akıl ve mantık egemen olmazsa Türkiye yoksullaşır. Herkes görevini hakkıyla yerine getirmeli.”
“Markalar tüketicilerle temas noktalarını çeşitlendirmeli”
*“Instagram’daki erişim kısıtının toplumun birçok kesimi üzerinde elbette farklı düzeylerde etkileri oldu. Konunun bireysel kullanıcıları ilgilendiren tarafını ayrı tuttuğumuzda özellikle ekonomik anlamda ölçülebilir sonuçlar mevcut. Örneğin Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği’nin verileri sosyal medyanın toplam e-ticaretteki payının yüzde 10 olduğunu gösteriyor. Buna sosyal medyadaki influencer ekosistemini de dahil edersek günlük 1.9 Milyar TL’lik bir etkiden bahsedebiliriz. Bu çok büyük bir rakam.
*Markaların bu gibi gelişmelerden olumsuz etkilenmemeleri için tüketicileriyle temas noktalarını yani iletişim kanallarını çeşitlendirmeleri bir çözüm olabiliyor.
*Çok ilginçtir ki reklamverenlerin tüketiciye seslenebileceği çok sayıda kanal ve farklı iletişim metotları olmasına rağmen birkaç platformun ismini zikretmekten öteye geçmiyoruz. Tabii bu aşamada kritik bir noktayı da atlamamak gerekiyor. Sosyal medya platformların dinamikleri birbirinden farklı ve markaların mecraya özel iletişim stratejileriyle hareket etmesi gerekiyor.”