Enflasyon özgüvenimizi de yerle bir etti: Yetersizlik ve başarısızlık hissi tavan yaptı…
Uzun bir zamandır enflasyonla mücadele ediyor Türkiye… Bu durum başta “indirim avcıları”nı yaratmış olsa da gelinen noktada ülkece enflasyon yorgunu olduğumuzu söylemek mümkün… Tüketim alışkanlıklarından ruh halimize dek hayatın her alanını etkileyen enflasyonun günlüklerini tutmaya karar veren Twentify, geliştirdiği yapay zeka platformu Quals.ai ile enflasyonun “Duygusal Etkileri”ni mercek altına aldı. Çarpıcı söylemlerin öne çıktığı araştırmanın sonuçlarını gelin birlikte inceleyelim…
Ekonomik baskı varken “mutlu olmak” mümkün değil
Enflasyon sevilen, arzu edilen marka ve ürünleri satın alma yetisini kısıtlıyor. Bu durumla başa çıkmaya çalışan toplumda derin bir duygusal etki yaratıyor. Ekonomik baskı, üzüntü, yetersizlik ve hayal kırıklığı gibi hisler baskınlaşıyor. Günlük yaşam ve sosyal etkileşimler derinden değiştiriyor.
“Günlük yaşamımda daha mutsuz bir birey oluyorum. Etrafımdakilere karşı sinirli oluyorum, genel hayata ve işe bakışımı da olumsuz etkiliyor.” 46 yaş, Kadın
Yetersizlik ve başarısızlık hissi…
Kişisel değer ve başarı algıları zedeleniyor ve insanlar kendilerini yetersiz ve başarısız hissediyor. Diğerlerinin kendilerinin alamadığı ürün ve markaları alabilmeye devam ettiğini gördüklerinde, bu kıyaslama yetersizlik duygusunu derinleştirip sosyal baskıyı ve duygusal yükü arttırıyor.
“Tükenmişlik sendromu yaşıyoruz. Kendine yetememek kadar saçma sapan bir durum yaşamak ve bunu hissederken yoğun bir şekilde başkalarının bu kadar rahat harcamasına şahit olmak daha da üzücü.” 47 yaş, Kadın
Giderek kendini soyutlama ve yalnızlaşma
Araştırma sonuçları gösteriyor ki kimileri kendilerini yeterli hissetmedikleri ve başarısız olduklarına inandıkları için toplumda kabul görme konusunda endişeleniyor. Bu duygular, onları sosyal çevrelerinden uzaklaştırıyor ve içine kapanmalarına neden oluyor. Stres ve kaygı hem maddi hem de manevi tatmin duygularını zedeleyerek, bu kişilerin kendilerini diğer insanlardan izole etmelerine yol açıyor.
Sevdiklerine karşı sorumluluklarını yerine getirememe duygusu, içe kapanmaya veya sosyal çevreden uzaklaşmaya neden oluyor.
“Çaresizlik, mutsuzluk, motivasyon kaybı, ruhsal çöküntü, hayata karşı isteksizlik ve çok zorlu bir alışma süreci…” 24 yaş, Erkek
Yarın için umutlu olmak mümkün mü?
Enflasyonun devam etmesi birçok kişide geleceğe dair umutsuz bir bakış açısı geliştiriyor. Ekonomik durumun düzelmeyeceğine dair inanç, daha karamsar düşünmeye ve gelecek planlarını ertelemeye itiyor.
Peki katılımcılar yarın için ne öngörüyorlar?
“Düzelmeyecek ve daha da kötüye gidecek, bu yüzden kaygılarım hiç bitmeyecek.” 39 yaş, Erkek
“Pek düzeleceğini sanmıyorum, biraz çaresiz ve umutsuzum.” 34 yaş, Erkek
Markaların dikkatine!
İnsanlar, markaların enflasyonu fırsat bilerek fiyatları gereğinden fazla yükselttiğini düşünüyor. Marka sadakati hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike altında. Genel bir güvensizlik söz konusu. Markaların çıkarcı davrandığına inanılıyor.
“Artık ulaşılamaz görüyorum. Alım gücümüz düştüğü için taklitlerine bakıyor ya da aşırı pahalı olduğu için markanın fırsatçı olduğunu düşünüyoruz.” 25 yaş, Erkek
Öte yandan katılımcılar, eskiden mutluluk ve özgüven veren ürünlere bugün erişemeyince, markalara olan duygusal bağlılıklarını yitiriyorlar.
“Bu zamana kadar kullandığım marka gibi diğer markaların da hiçbir işe yaramadığını, markaların kendileri için var olduğunu, bizi zerre kadar umursamadıklarını anlıyoruz; bu sebeple marka değiştirmekte hiç sıkıntı çekmiyorum.” 52 yaş, Kadın
Sonuç olarak…
Araştırma çıktıları gösteriyor ki hayatın her alanına tesir eden enflasyon karşısında toplumun ruh halini sağlıklı tutabilmesi de pek mümkün değil. Hayal kırıklığı, üzüntü ve çaresizlik en çok öne çıkan duygular olurken tüketim alışkanlıklarının da doğal olarak değiştiği gözlemleniyor. Tüketicilerin markalarla kurduğu duygusal bağlar koparken marka sadakati de azalıyor ve alternatif markalara yönelim artıyor.
Araştırmanın Metodolojisi
Twentify’ın geliştirdiği “Quals.ai” ile gerçekleştirilen araştırmada 18-60 yaş aralığında Türkiye’de yaşayan 20 kişiyle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirildi. Kalitatif verilerin toplanması, analiz edilmesi ve raporlanması süreçlerinde Quals.ai‘dan yararlanıldı.