Baklava yiyemiyorlarsa baklavalı çikolata yesinler!
Markalar ve pazarlama uzmanları ürün geliştirme aşamasında nokta atışı yaptı. Baklava aromalı ürünler bakalım tüketicilerin baklava açlığını dindirebilecek mi?
Malumunuz hemen hemen tüm dünya ülkeleri koronayı atlatabilmek için ciddi oranlarda para genişlemesi yaptılar. Hal böyle olunca da korona sonrası yeni normal dönemde enflasyonun yükselmesi olağan bir durum olarak karşımıza çıktı. Bu yeni normale istinaden ise yaklaşık 90 ülke ki bunların arasında dünyanın ekonomik anlamda en güçlü ülkeleri sayacağımız ülkelerde bulunuyor enflasyonu kontrol etmek adına ciddi politikalar uyguladılar ve faiz arttırdılar.[1] Buna karşın bu ülkeler pek de alışık olmadığı oranlarda enflasyonla karşı karşıya kaldı. Tabii kabul etmek gerekir ki onların karşılaştığı bu enflasyon seviyeleri bizimkine kıyasla biraz sönük kalmış olabilir.
Ülkemizde biraz daha ağır hissedilen bu enflasyonist ortam hala hayatımızı zorluyor. Birçok vatandaşımız geçelim keyfi şeyleri gündelik yaşamlarını idame ettirecek bir durumda bile değil. Bununla beraber iktisat alanının temel teorisi olan “İnsanlar, rasyonel varlıklardır” teorisi çoktandır yanlışlanmış olsa da burada bir kez daha yanlışlanıyor ve insanlar çoğu zaman duygularına yenik düşerek hazzın peşine gidiyor. Türk kültürünün geleneksel tatlılarından biri olan baklava da bu süreçte rol almaya başlıyor.
Baklava esasen tam bir katma değer ürünü diyebiliriz. Bileşenlerine baktığımızda antep fıstığı hariç çok değerli bir ürün olmadığını söylemek mümkün. Buna karşı enflasyonist ortamda yağ, şeker, un gibi ürünler bile ciddi oranda artınca ki Antep fıstığına hiç girmek istemiyorum… Baklava fiyatları çok daha yukarılara çıktı. İşin içine giren emek tarafını da unutmamak gerekiyor tabii. Çünkü baklava yapımı ciddi bir ustalık gerektiren bir zanaat ki belki de asıl katma değeri de tam olarak burada yatıyor.
Diken’de çıkan bir habere göre her ne kadar Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği (BAKTAD) Başkanı Mehmet Yıldırım baklava sektörünün karları minumumda tuttuğunu[2] söylese de tüketici için nihayetinde önemli olan ödediği fiyat oluyor. Bu durumda ise baklava satışları gittikçe düşüyor. Öyle ki Edirne Haber’de yer alan bir habere göre baklava esnafı “Artık vatandaşlarımız tatlı almıyor. Bulgar turistler gelmediği gün işimiz bitmiştir”[3] diyerek durumun vehametini ortaya koyuyor.
“Baklava Marketing”
Ama daha önce de bahsettiğimiz gibi insan duygusal bir varlık. Baklavayı da çok seviyor ve tüketmek istiyor ama cüzdanla istekler örtüşmüyor. Bu noktada ise uzun zamandır gözünü dijitale kaydıran pazarlama uzmanları ürün geliştirme noktasında bir fırsat görüyor: Baklava isteği madem bastırılamıyor, o zaman biz de daha ucuza bu talebi arzla buluşturalım. İşte bu fikirden yol alarak artık birçok markanın baklava aromalı ürünler piyasaya sunduğunu görüyoruz.
Örnek olarak Ülker’in piyasaya sürdüğü Çokonat Baklava ve “Baklavadan İlhamla Antep Fıstıklı Milföy” ürünleri gösterilebilir. Nestle’den Damak Baklava, Yummies’den Antep Fıstıklı, Baklavalı Dondurma, Evliya’nın tereyağlı baklava aromalı şekeri de diğer örnekler.
Dahası da var: Mesela yine Ülker’in piyasaya sürdüğü Geleneksel Türk Tatlıları serisinden Burma Kadayıflı çikolata ve hatta Nestle’nin Antep fıstıklı ve lokumlu çikolatası da bir baklava olmasa da aynı kategoriye girerler. Bakalım “Baklava Marketing” fırsatını diğer markalar da zaman içerisinde değerlendirecekler mi?
[1] https://www.bbc.com/turkce/articles/cw0gk82wyvxo
[2] https://www.diken.com.tr/nerede-o-eski-bayramlar-baklavanin-fiyati-1000-liraya-kadar-cikiyor/
[3] https://www.edirnegazetesi.com.tr/baklava-luks-oldu/35817/