Türkiye’de ezberbozan gençler
Geçen sayıyı mobil nesle, neslin öne çıkan özelliklerine ve şirketlerin bu nesle hizmet vermeleri için geçirmeleri gereken dönüşüme ayırmıştık. Yazıyı şu şekilde bitirmiştik hatırlarsanız: “Mobil nesille ilgili yurtdışından birçok başarı hikâyesi duyuyoruz. Peki, Türkiye’de durum nasıl? Ülkemizde de mobil nesil farklı düşünme şekilleriyle, hayata özgüvenli yaklaşımları ve gerçekten dünyayı değiştirebileceklerine olan inançlarıyla çok iddialı geliyor. İsterseniz konuya gelecek ay kaldığımız yerden devam edelim.”
Evet, sözleştiğimiz üzere bu ay konumuz “ezberbozan” gençlerimiz. Temel tanımımızı hatırlayarak başlayalım: Mobil nesil y kuşağı ve z kuşağının bir karışımı. Bugün 25 yaşın altındaki nüfusun tamamını mobil nesil olarak ele alıyoruz. Mobil nesli tanımlayan en önemli özellik internetin var olduğu ve mobilleşme sürecine girdiği bir dünyaya doğmuş ve teknolojiyi çok iyi kullanabiliyor olmaları… Özgürlüğüne düşkün, dinamik, çözüm odaklı, yaratıcı, “biz” kültürü ile birlikte çalışmaktan hoşlanan ama yine de “ben” odağını kaybetmeyen, fark edilmek, özel hissetmek isteyen, farklı ve özgün olmaktan hoşlanan, ezberlemek yerine öğrenmeye, aradığını bulmaya odaklanan, deneyerek, seyrederek öğrenen, çabuk kavrayan, hızlı tüketen; dünyayı değiştirebileceğine inanan, basit düşünen, ezber bozan bir kültürden bahsediyoruz.
Geçtiğimiz aylarda pek çok ezberbozan genç ile tanıştım. Kimiyle “Maker Fuarı” sayesinde, kimiyle “YGA Zirvesi”nde, kimiyle “İleri Görüş” çalıştaylarında… Beraber deney yaptıklarımız da oldu, sahneye çıktıklarımız da, drone uçurduklarımız da… Ben tanışma lüksüne erdiğim birkaç “ezberbozan” arkadaşımla sizleri de tanıştırmak istedim:
- 17 yaşındaki Elif Bilgin’in tutkusu kimya. Elif, projesi için tam iki yıl çalıştı, 12 farklı yöntem denedi ve sonunda muz kabuğundan biyoplastik üretmeyi başardı. Çevreci buluşuyla Google Bilim Fuarı yarışmasında “Voter’s Choice Award” ve Scientific American’ın sponsorluğunu üstlendiği “Science in Action Award” ödüllerine layık görüldü. Plastik ve türevi sentetikler, doğada en zor çözünen, çevreye ve sağlığa en zararlı tüketim maddelerinden. Elif bu tüketim ihtiyacının çaresini doğada buldu ve bu sayede bize ve gezegenimize çok değerli bir buluş armağan etti.
- İlayda Şamilgil lise son sınıf öğrencisi. Uzmanlık alanı fizik. Sıvılardaki su oranını mıknatısla ölçebilen ucuz, hızlı ve taşınabilir bir sistem geliştirdi. İlayda, bu buluşuyla Polonya’da düzenlenen “Nobel yolunda ilk adım” yarışmasının fizik kategorisinde beş bine yakın proje arasında dünya birincisi oldu. Sütün, kanın ya da benzinin içerisindeki su miktarını her yerde, anında kolayca tespit edebildiğimizi düşünün. Sayısız kullanım alanı olan, alanında gerçekten birinciliği hak eden muhteşem bir buluş. Birlikte sahneye çıktığım renkli arkadaşlarımdan.
- Cemil Cihan Özalevli ve arkadaşları güneş enerjisi alanında inovatif teknolojiler geliştirmeyi amaçlayarak Türkiye’yi bu sektörde geliştirme ve global olarak daha yeşil bir dünya yaratma heyecanını taşıyor. Cihan, 2011 yılında güneş enerjisi ile hibrit olarak kullanılabilecek teknolojiler üzerinde çalışmaya başladı. İlk meyvesi yaklaşık bir yıl sonra jeotermal ve güneş enerjisinin hibrit kullanımı üzerine kurguladıkları proje “Geosolar” oldu. TÜBİTAK desteğiyle Aydın Gümüşköy Jeotermal Santrali’nde hayata geçen Geosolar, dünyanın kurulumu tamamlanan ilk Hibrit Endüstriyel Jeotermal ve Güneş Enerjisi Santrali oldu. Cihan Özalevli, Geosolar projesiyle MIT Technology Review tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Innovators Under 35” yarışmasında, yılın 10 yenilikçisinden biri oldu. Hibrit güneş enerjisi sistemleri üzerine çalışmalarına devam eden Cihan, hidroelektrik enerji ile güneş enerjisinin birlikte kullanımı kapsamında ikinci TÜBİTAK desteğini aldı. Türkiye’de yeni bir ilki gerçekleştirmeyi hedefleyen ekip, yüzen panel projesinin prototip kurulumunu Mersin Azmak’ta hayata geçirdi. Dünyanın en büyük sorunlarından olan enerjiye inovatif çözüm önerileri sunan Cihan, daha iyi bir dünya hayaliyle ortaya çıkardığı projeler ve bu projelerdeki başarısı ile Türkiye’deki mühendis arkadaşları için rol model, Türkiye’nin geleceği için umut olmaya devam ediyor. Cihan ile YGA zirvesinde art arda sahneye çıktık. YGA’nın kalbi büyük, egosu küçük, zihni açık yüzlerce liderinden bir tanesi…
- Makine Mühendisliği öğrencisi Ceyhun Derinboğaz, enerjinin geleceği için çalışmalar yapıyor. Kendisi grafen kullanarak, lityum-iyon pillerden iki kat hızlı şarj olan ve dört kat uzun süre çalışan bir pili laboratuvar ortamında üretti. Ceyhun bu projesiyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan “En Yenilikçi Buluş” ödülünü aldı. Akıllı telefonunuzun şarjının dört gün dayandığını düşünün. Bu Ceyhun’un buluşunun ne kadar faydalı olabileceğini anlatmak için yeterli…
- Gelelim Ece Tankal’a. Çalışmalarına Barcelona-İspanya’da devam eden Ece, geleceği inşa eden tasarımcılardan. Ece’nin iklim ve kapasite ihtiyaçlarına göre şekil değiştirebilen akıllı konstrüksiyon projesi, geleceğin mimarisi hakkında ipuçları veriyor. Evlerimizin, işyerlerimizin, hatta tüm yapıların ihtiyaçlarımıza göre gerçek zamanlı olarak şekillenebildiğini düşünün. Esnek çatısı binanın içindeki insan sayısına, ya da hava sıcaklığına göre yükselerek genişleyen ya da alçalarak darlaşan bir tasarımdan bahsediyoruz. Proje geçtiğimiz aylarda ünlü Wired dergisine bile konu oldu.
- Bir diğer ezberbozanımız ise, lise son sınıf öğrencisi Kaan Göksal. Defalarca birlikte sahneye çıktığımız, renkli, karizmatik, küçük dev adam… Kaan bir teknogirişimci ve maker. 3 boyutlu yazıcıdan bastığı parçalarla başka bir 3 boyutlu yazıcı üretmek, robotlar ve drone’lar tasarlamak Kaan’ın hobileri arasında. Kaan’ın ürettiği bir başka ürün de elektrikten tasarruf etmeyi sağlayan Akıllı Priz. Makineler arası iletişim teknolojisiyle çalışan bu priz, elektrik tüketim fiyatlarının kullanım saatine göre değişiklik göstermesi nedeniyle kullanıcıya avantaj sağlıyor. Örneğin bulaşık makinesini Akıllı Priz’e taktığınızda, çalıştırdığınız saatin elektrik fiyatlandırması açısından en uygun saat olup olmadığını tespit ederek cep telefonunuza bilgilendirme gönderiliyor. Kaan bu sene liseyi bitiriyor ama şimdiden şirketini kurmuş durumda…
- Duygu Kayaman görme engellilerin sosyal ve ekonomik olarak gelişiminin önündeki en büyük engelin, bilgiye olan kısıtlı erişimleri olduğunun farkındaydı. Duygu ailesinin desteğiyle kabartmalı kitaplara farklı şehirlerden ulaşabiliyor, ders kitaplarını anne ve babasının seslendirmesi sayesinde okuyabiliyordu. Üniversite sınavlarına onların saatlerce kaydettikleri kitaplar ve pes etmeden yazdırdıkları kabartmalarla hazırlanabildi. Bu sayede Türkiye’deki 800 bin görme engelli arasından eğitimli yüzde 5 içinde yer aldı. Türkiye’deki görme engellilerin haber, köşe yazısı, kitap ve dergi okuma gibi ihtiyaçlarını karşılayan Turkcell ve YGA’nın birlikte geliştirdiği Hayal Ortağım platformunun altında imzası olanlardan biri de Duygu.
Yeni Çoğunluk
Emin olun bu arkadaşlardan Türkiye’de binlerce, on binlerce örnek var. Kimisi kendi kendini keşfetmiş, yola koyulmuş durumda. Kimisi ise “ezber bozmak” için gelecek ilhamı bekliyor.
Geçen yazıda da belirtmiştik. Mobil nesil önümüzdeki kısa dönemde nüfusumuzun çoğunluğunu oluşturacak. Şu an ekonomide çok fazla söz sahibi değiller, etkilerini yeterince hissetmiyoruz. Yeni yeni iş hayatına atılmaya, tüketici olmaya başladılar. 2003’te 0-14 yaş arasındaydılar, nüfusumuzun yüzde 28’ine denk geliyorlardı. 2023’te yani sadece sekiz sene sonra ise nüfusun yüzde 57’si mobil nesil kökenli olacak; tüketicilerde de, iş çalışanlarda da ana kitleyi oluşturacaklar.
Gelecek güzel olacak.