Amerika’nın En Ünlü Psikiyatri Profesörü Neden Artık Google için Çalışacak?
Başlığa özellikle Google yazdım ki dikkatinizi çekebileyim. Artık Google’ın tüm yatırımlarını yönlendiren, bütün fonksiyonlarını çatısı altında toplayan yapının adı Alphabet oldu biliyorsunuz. Dolayısıyla bu yazımda size Prof. Dr. Tom Insel’in bundan sonra neden Alphabet’te çalışacağını anlatacağım.
Sadece ABD’nin değil, dünyanın en ünlü psikiyatri profesörlerinden birini Silikon Vadisi’ne hangi rüzgar atmış olabilir?
Alphabet’in Life Sciences birimi akıllı kontakt lensler, genomik ve kanser algılama konusunda araştırmalara başladı biliyorsunuz, bu da Google’ın yeni bir yapılanma içine girdiğini gösteriyor. Daha önce yine Marketing Türkiye’de yazdığım bu yazıda biraz daha detaya rastlayabilirsiniz.
2002 yılından beri Bethesda Maryland Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü başkanı olan Insel, AIDS ve lenfoma gibi hastalıkların aksine akıl hastalıklarının nesnel laboratuvar ölçümlemelerinden ziyade hala temel semptom kümelerinden teşhis edilir olduğunu belirtmiştir.
Insel’in yöneticiliğini yaptığı Ruh Sağlığı Ulusal Enstitüsü; 1.5 milyar $ yıllık hibe ve araştırma harcamalarına rağmen, depresyon ya da şizofreni tedavisi konularında çok başarılı olamadı. Psikiyatrik ilaçlar son yıllarda çok gelişme gösterememiş ve akıl hastalığının yaygın formlarının genetik nedenleri konusunda net cevaplar sağlayamadı. Bu bilimsel hayal kırıklıkları Insel’in geçen hafta Alphabet’e geçmek üzere görevini neden bıraktığını açıklayabilir.
Insel açıkça belirtiyor: Sağlık teknolojileri şirketleri; sağlık hizmetlerinin yazılım ve cihazlardan çok daha büyük bir iş alanı olduğunu fark etti. Fakat Insel bir teknoloji yaklaşımının akıl hastalıklarına uygun olabileceğine ikna oldu. Aynı zamanda büyük veri sayesinde üretilmiş genomik ve tıbbi görüntülemenin vaat ettiği hasta merkezli sağlık hizmetine odaklanması gerektiğine ikna oldu.
“Gelecekte biz özel sektör ve sağlık araştırması üzerine planlar yaparken, örneğin ilaç firmaları Lilly ve Pfizer yerine Apple ve IBM’yi daha çok düşüneceğiz.” diyor Insel ve akıllı telefonlar aracılığıyla depresyon ya da psikoz biyobelirteçlerini konuşma kalıpları ile toplamanın ve azar azar psikiyatrik müdahalenin mümkün olabileceğini düşünüyor.
Insel ile Silikon Vadisi’ne katılması konusunda yapılan röportajın detaylarıyla, bu önemli gelişmenin biraz daha derinine inelim…
Insel’in sorulan sorulara verdiği yanıtlar, aslında bu kararın ne denli bilinçli verildiğini de ortaya koyuyor. İşte o yanıtlar:
*Üzerine çalışacağımız üç ortak olan var. Biri, en iyi şekilde veri analizlerini psikiyatriye aktarmak olacak. Tanı sistemimiz tamamen belirti tabanlı ve öznel. İkincisi psikozlara nasıl yaklaşmamız gerektiği. Bu noktada önleyici bir yaklaşım geliştirmeyi ve önceden hareket etmeyi sağlamak istiyoruz. Üçüncüsü ise, otizmi teşhis edebilmek için geliştireceğimiz yöntem.
*Psikozları (şizofreni ve benzeri hastalıklar) önleyici yaklaşım modeli; Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’nün finanse ettiği bir konu. Psikozları tanımlamak için çeşitli algoritmalar geliştiriyoruz ve konuşmaları analiz ediyoruz.
*Eğer sağlık hizmetlerinin hangi alanı teknolojik değişime girmeli sorusunu sorarsak, akıl sağlığı bunların en büyüğü olmalıdır.
*Teknoloji tanı süreçlerini büyük oranda kapsayabilir çünkü davranışlar hakkında objektif şekilde çok fazla bilgi toplanabiliyor. Ayrıca akıl hastalıkları tedavisinde psikososyal pek çok müdahale planlanabilir ve bu da akıllı telefonlar sayesinde sağlanabilir. Ayrıca en önemlisi, bakımın kalitesini etkileyebilir, özellikle psikososyal müdahaleler konusunda.
*Depresyonun en iyi tedavi yöntemlerinden biri bilişsel davranış terapisidir. Bu terapi sırasında uzman, ruh halinizi düzenlemek için bir set inşa ediyor. Bunu telefonunuzla da yapabiliyorsunuz yüz yüze yapabildiğiniz gibi. Bir çok insan depresyon ve sosyal fobilerini konuşmak için biriyle görüşmek istemiyor, bu önemli.
*Akıllı telefon yardımıyla kişinin tedavisine yardımcı olacak bilgileri toplayabilirsiniz. Eski paradigmaya göre doktora gidersiniz ve size bir reçete yazar. Buna teşhis ya da durumu açıklamak da denilebilir. Aslında online olarak yapılabilecek bir sürü şey var. Akıllı telefonunuzda kulak zarınızın görülebileceği bir uygulama var, çocuk doktorları bunun aracığıyla online teşhis koyabilir. Doğru tedavinin doğru zamanda doğru insanlar için yapıldığı bir dünya bu. Tüketici olarak bilgi kaynağına çok yakınsınız. Bunlarla bir sürü farklı paradigma yaratılabilir.
Dijital sağlığı konu ettiğim yazılarımın pek çoğunda Google’dan bahsettiğimi hatırlayacaksınız. Önümüzdeki dönemde de dijital sağlık alanında Google’ın bize bolca malzeme vereceğini tahmin ediyorum.