Ömer Barbaros Yiş: “İyi lider egosunu arkada bırakır!”
İş dünyasında başarının sırrı yalnızca kârlılık ya da büyüme değil, aynı zamanda insan odaklı bir yönetim anlayışını benimsemekten geçiyor. LC Waikiki E-Ticaret Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Barbaros Yiş de bu düşüncenin en büyük savunucularından… Bu alandaki birikimlerini “İlk İşimiz İnsan Olmak” kitabında toplayan Yiş, tüm gelirini kız çocuklarının eğitimi ile Şehit ve Gaziler Derneği’ne bağışladığı kitabının satır aralarında “insan olmayı unutmadan” nasıl başarılı bir lider ve yönetici olunabileceğini anlatıyor… Kitabı ve elbette gerisindeki iç görüleri konuşmak için bir araya geldiğimiz deneyimli lider: “İnsan odaklı yaklaşımla iş yerlerinin huzurlu ve mutlu yerler olabileceğine yürekten inanıyorum” diyor…
LinkedIn’de “pazar okumaları”nın yanı sıra sık sık paylaşımlar, önemli anekdotlar yayımlıyorsunuz. Bunları bir kitapta toplama fikri nasıl çıktı ortaya?
Genç arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok önemsiyorum. Onlar da LinkedIn’deki paylaşımlarımı takip ediyor ve ne zaman bir araya gelsek “Ömer abi bir de kitap yazsan okusak ne güzel olur” diye beni uzun zamandır motive ediyorlardı. Ben de bu motivasyonla ileride çocuklarıma da hatıra olacak bu kitabı yazmaya karar verdim.
“İlk İşimiz İnsan Olmak” kitabı okuyanlara ne kazandırmayı vadediyor?
Hayatımızın büyük bir bölümünü iş hayatında geçiriyoruz ve ne kadar sözde kolay olsa da ne yazık ki insan olduğumuzu çoğu zaman unutuyoruz. Ben, insan odaklı yaklaşımla iş yerlerinin huzurlu ve mutlu yerler olabileceğine yürekten inanıyorum. Ama ne yazık ki iş yerleri olumsuz davranışlarla, mutsuz insanlarla dolu. Biz en önce insan olmayı başaramazsak elde edilen başarının da hiçbir değeri yok. Hatta bu tarz yerler uzun vadede yok olmaya da mahkum. İnsanların gönlünün kırık olduğu yerde bereket de olmaz. Bu kitapta bu olumsuz davranışları hatırlatmaya, nasıl bir yönetim anlayışının huzur, mutluluk ve bereketi getirebileceğini resmetmeye çalıştım. İnsanlığımızla örnek olmalı, kötülerin utanmasını sağlamalıyız.
Kitabın geliri Şehit ve Gaziler Derneği ile kız çocuklarının eğitimi için bağışlanacak… Bu kararı almanızda etkili olan faktörler neler oldu?
Bu ülke kız çocuklarıyla kalkınacak. Bunun yolu da onların okumasından geçiyor. Eşit şartları onlara sağlamamız lazım. Bu yüzden gelirimin yarısı kız çocuklarına… Şehitlerimiz ve gazilerimiz olmasa çok sevdiğim vatanım olmazdı. Bir asker çocuğu olarak diğer yarısını da şehit ve gazilerimiz için bağışlamak istedim. İyilikten bahseden bu kitap iyiliğe de vesile olmalı diye düşündüm.
Size en çok “İyi bir yönetici nasıl olur?” sorusunun sorulduğunu söylüyorsunuz. Bir kez de biz soralım: Nasıl iyi bir yönetici olunur?
Benim söylediğim çok basit bir söz var. Yöneticilerimizin iyi yönlerini örnek almalı, kötü yönlerini gözlemlemeli ve o davranışlardan uzak durmalıyız. Önce “hep ben” demeden bunu yapabilirsek bence iyi yönetici oluruz. Yaklaşımımızı nezaketle nakşetmeliyiz. Çevreme nasıl değer katarım diye düşünürsek, iyilik yoluna gireriz. Sonrası ise bu yolda kalabilme meselesi. Orda da egoyla mücadele başlıyor. En zoru da bu. Bu yolda egosunu arkada bırakan bence iyi bir yönetici olur.
Mesai bitip eve döndüğünüzde ve geride bıraktığınız günü düşündüğünüzde, “Ben iyi bir yöneticiyim” diyebiliyor musunuz?
Buna en iyi arkadaşlarım cevap verir. Ama şunu düşünüyorum: Birini gereksiz yere üzdüm mü, istemeden onun hakkına zarar verdim mi? Eğer içimde bir huzursuzluk olursa hemen özür diliyorum. Bu arada kim olursa olsun. Bu bir stajyer arkadaşım için de geçerli. Mesela geçende bir arkadaşım bir şey sormak istedi, sonra konuşuruz dedim ve bu beni huzursuz etti. Ertesi gün hemen kendim yanına gittim.
Genç kuşaklara ve geleceğin yöneticilerine hangi tavsiyeleri vermek istersiniz?
Kitabımda genç arkadaşlarıma biriktirdiğim tavsiyeleri aktardığım bir bölüm var ama kısaca şunu söylemek isterim. Sevdiğiniz işi yapan, sizi hak eden insanlarla çalışın ve asla güzel ahlak limanından ayrılmadan önce insanlık deyin.
“Başarının sırrı” olarak niteleyebileceğini unsurlar var mı? Sizin başarılı olmak için olmazsa olmaz dediğiniz şeyler neler?
Başarı çok göreceli bir kavram. Ben her zaman “başarının da karakterlisi makbuldür” diyorum. Çok çalışmak, çabayı asla eksik etmemek, başarısız olunca asla pes ederek düşmemek ve karşılıklı saygıyı asla unutmadan beraber çalışabilmek lazım.
Siz pazarlama kökenli bir CEO’sunuz. Bu size nasıl avantajlar kazandırıyor?
Hep “önce müşteri” diyorum. Bu bana iş yerimde de “önce çalışan” dedirtiyor. İnsanı seviyorum. Gözlemlemeyi, ihtiyaçlarını anlamayı ve onlara ne değer katacaksa onları hayata geçirmeyi Pazarlama, merkeze her zaman insanı koymamı sağlıyor.
Sizin ilham aldığınız, dikkatle takip ettiğiniz liderler kimler?
Vizyon deyince Karaca CEO’su Fatih Karaca… Hayranlıkla izliyorum hayata geçirdiklerini. Azim, kararlılık ve rağmenlere boyun eğmemek deyince Etiya CEO’su Aslan Doğan… Girişimcilik deyince Mustafa Say, pazarlamaya bakış açısıyla da Murat Ülker kendime örnek aldığım liderler. Ayrıca rahmetli Doğan Cüceloğlu’nun da insana dair yaklaşımlarını örnek alıyorum.
Kariyerinizde “dönüm noktası” olarak değerlendirdiğiniz olaylar neler?
Kesinlikle 2010 yılında Turkcell’den ayrılarak yurt dışında danışman olarak çalışmam… O dönem benim için o kadar öğretici oldu ki… Kitabımda oradaki anılarım ve öğrenimlerime de özel bir yer ayırdım. Beni çok büyüttü o yıllar ve sonrasında 32 yaşında, Türk Telekom Grubu’nda direktör oldum. Çok erken yaşta büyük sorumluluklarım oldu.
İş hayatında karşılaştığınız zorluklara karşı kendinizi ve ekibinizi nasıl motive ediyorsunuz?
Her zorluğun üstesinden gelebileceğimize her zaman inanıyorum. Biz ekip olmayı başarabilirsek, tüm konsantrasyonumuzu politik çekişmelerden, hırslardan, egolardan arındırıp sorun çözmeye odaklanırsak problem falan kalmaz. Hiçbir zaman suçlu aramam, sonrasında da bu zorluklardan ne öğrendiysek onları tecrübe diye çantama koyarım. İleride lazım olursa çıkarmak için.
Bugünkü işinizi yapmıyor olsaydınız hangi mesleği tercih etmek isterdiniz?
Kesinlikle doktor olmak isterdim. İnsanların hayatına dokunabilmek için, iyiliklere vesile olmak için harika bir meslek.
İş hayatında edindiğiniz en önemli deneyim nedir?
Önce insan olabilmek. İlk işimiz insan olmak.