12 bin yıllık sessizlikten geleceğe uzanan dersler
Son birkaç ayı, sessiz kalıp dinlemeye ve çevremde olup bitenleri daha derinlemesine anlamaya odaklanarak geçirdim. Bu kararı vermemde ise Urfa gezimizde Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde gördüğüm “Urfa Adamı” heykeli büyük bir ilham kaynağı oldu. 12 bin yıllık geçmişiyle günümüze kadar ulaşan, gerçek insan boyutlarındaki bu tarih öncesi heykel, aslında bizlere derin bir mesaj iletiyor. Heykeltıraş tarafından ağzı çizilmiş ancak dudakları yok; sanki konuşamadığı için değil, suskunluğu tercih ettiği için. Belki de bu heykelin vermek istediği mesaj, susmanın sadece konuşmamak değil, dinlemek ve kendimizi anlamaya çalışmak olduğuydu. Göbeklitepe’de atalarımızın, bilimi ve inancı birleştirerek görünmeyenin ardındaki gerçekliği dinlemeyi amaçladığını düşünebilir miyiz?
2024 yılının en çok konuşulan ve ticari anlamda en hızlı büyüyen teknolojisi açık ara yapay zeka oldu. Makine öğrenmesi, artık yalnızca veriyi işlemekle kalmayıp insanları derinlemesine anlama ve anlamlandırma yetisine evrildi; uzun bir sessizlikten sonra bizi değerlendirmeye başladı. Böylece, anlam arayışındaki yolculuğumuza, cansız ama düşünebilen varlıkları dahil etmiş olduk. Şimdi ise bu varlıklar bizimle rekabet edecek seviyeye ulaştı.
Dinlemek yerine cevap vermek için bekliyoruz
12 bin yıl öncesinden günümüze döndüğümüzde, çağımızın en büyük iletişim sorunlarından birine değinmek istiyorum: anlamak ve empati kurmak için değil, yalnızca cevap vermek için dinlemek. Michael H. Hoppe, “Active Listening: Improve Your Ability to Listen and Lead” adlı çalışmasında empatiyle dinleme ve farklı dinleme yöntemlerinin, ekip arkadaşlarınızı veya çevrenizdeki bireyleri daha iyi anlamanıza nasıl katkı sağladığını vurguluyor. Özellikle liderlerin, meslektaşlarıyla iletişimde en sık yaptığı hatanın, gerçekten dinlemek yerine yalnızca cevap vermek için beklemek olduğunu anlatıyor. Empatiyle dinlemek ve karşınızdaki kişinin mesajını anladığınızı kısa özetlerle teyit etmek ise tevazunun bilgiyle buluştuğu en değerli anlardan biri.
Büyük perspektifi görebilmek için bir adım geri çekilmek
Peki, bu süreçte edindiğim izlenimler neler oldu? Çalıştığım kurumun bölgedeki iletişimini bir nebze azaltmak, gelen talepleri ve sektördeki sorunları daha iyi anlamamı sağladı. Sürekli en güçlü olduğumuz alanlarda iletişim yapmak, ihtiyacın nasıl doğduğunu görmeyi engelleyebiliyor. Reklamcılığın arka planındaki teknoloji dünyasında yer almak, ön planda gerçekleşen işlere ne kadar değer kattığını farklı bir bakış açısıyla görmeme yardımcı oldu. Aynı zamanda idealist ve ezber bozan meslektaşlarımla, daha sabit bakış açısına sahip olanlar arasındaki mücadeleye daha yakından tanıklık ettim. Bu süreçte, iç çatışmaların temelinde güvenli alanda kalma isteğinin ve dışına çıktığımızda güvensizlik hissetmenin zincirleme etkilerini gözlemleyerek empati kurma fırsatı buldum.
Kurumsal iletişimin bir parçası olmak isterken, kendini güvende hissetmek için sessizliğe ihtiyaç duyan çalışma arkadaşlarımı gözlemleme fırsatım oldu. Başarıyla başlayan ve sonrasında bu heyecanı deneyimleriyle farklı renkler katarak zenginleştiren çalışmalara da tanıklık ettim.
Zihin yerine bedene kulak vermek
Ne kadar yorucu bir maratonda olduğumu ve nefes almak için dinlenmek yerine, kibrime yenik düşüp hâlâ koşabilecek gücüm var diyen bedenime boyun eğdiğimi fark ettim. Oysa dinlenmenin, toparlanmanın ve daha güçlü bir şekilde yola devam etmenin hem keyfinden hem de faydalarından mahrum kaldığımı anladım.
12.000 yıllık Mezopotamya geçmişimizde, sessizliğin bir erdem, dinlemenin ise aydınlanmaya giden bir yol olduğunu unutmamalıyız. Ancak bu şekilde, geleceğe yön verecek cevherleri keşfedebiliriz. Takvimimizi sürekli doldurup yoğunluk içinde kaybolmak yerine, değerli meslektaşlarımıza zaman ayırmaya özen göstermeliyiz.