İki dostun sohbeti: Ali Koç, Murat Ülker’in sorularını yanıtladı!
2023’ün Mayıs ayından bu yana iş dünyasından isimlerle gerçekleştirdiği röportajları yayınlıyor Murat Ülker… Bu yıl Ağustos ayından bu yana ise röportajlarına hız verdi ve hemen her hafta yeni bir röportajı okurlarıyla buluşturuyor. Hem LinkedIn’den hem de muratulker.com üzerinden deneyimlerini etkili bir biçimde aktaran Ülker’in son konuğu ise kendi deyimiyle “kıymetli arkadaşı Ali Koç” oldu. İki dostun sohbetiyle ortaya çıkan keyifli söyleşi Ali Koç’un Fenerbahçe Başkanlığından Koç Holding’deki sorumluluklarına, aile yaşantısından liderlik yaklaşımına dek pek çok konuya ışık tutuyor. Gelin söyleşinin öne çıkan satırbaşlarına birlikte bakalım…
Keyifli sohbet sürpriz olmayan bir biçimde Ali Koç’un Fenerbahçe Başkanlığı ile başlıyor ve Murat Ülker yekten soruyor: “Bugün itibarıyla Ali Koç’un Fenerbahçeli imajından memnun musun? Yoksa 2018’de başlayan Başkanlık sürecini ‘keşke hiç yaşamasaydım’ dediğin oluyor mu? Fenerbahçe Başkanlığı sana neler kattı, neye mal oldu?”
Ali Koç ise bu konuda şüphesiz ve yanıtlıyor: “Hayat, keşke diyecek kadar uzun değil. Fenerbahçe için yaptıklarımdan bir gün pişmanlık duymadım. Bu makamda oturuyorsanız ‘keşke’ değil ‘iyi ki’ dersiniz.“
Başkanlığın getirdiği terazi karşısında ise: “Fenerbahçe Başkanlığı bana hem pek çok şey kattı hem de pek çok şeye mal oldu, detayları bu röportaja sığmaz!” diyor Ali Koç…
Aile meselesi…
Sohbet devam ediyor, Ali Koç’u maçlarda neden sık göremediğinden Başkanlık karnesine, Spor kulübü liderliği ile iş dünyası liderliği arasındaki farklardan futbolun ekonomik sürdürülebilirliğine dek Murat Ülker soruyor Ali Koç yanıtlıyor. Sırada “aile” meselesi var…
Murat Ülker: Koç Ailesi birbirine oldukça bağlı ve bence tam bir Anadolu ailesi, siz bu konuda Vehbi Bey’in değerlerini korumaya özen gösteriyorsunuz. Yeni kuşakların bu değerlere bağlılığı konusunda sorunlar yaşıyor musunuz, tavsiyeleriniz nelerdir?
Ali Koç: “Biz, evet, sizin de söylediğiniz gibi birbirine ve geleneklerine bağlı olarak yaşamaya devam eden bir aileyiz. Dünya değişiyor, dünya değiştikçe insanlar da değişiyor. Değişim hepimiz için kaçınılmaz bir unsur fakat değişirken kültürel ve geleneksel erozyona uğramamak hepimiz için temel ilkeler olmalı. Yeni kuşak elindeki bir telefonla, tabletle ya da bilgisayar aracılığıyla tüm dünya kültürlerini tanıma imkanına sahip. Bu büyük bir zenginlik olduğu kadar kontrol edilmediği takdirde kişiyi kendi kültüründen uzaklaştırması mümkün olan bir tehlike.
Kültürel zenginlik insan gelişimi için sınırsız bir kaynak. Bunun avantajlı yönleri olduğu kadar dezavantajları da var. Bir defa unutmamamız gereken en temel ilkeler vatanını, milletini ve bayrağını sıkı sıkı korumak, sahiplenmek.
Kendinize bir yol gösterici arıyorsanız o yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giderek bulabilirsiniz. Umudunuzu kaybetmeyin ve kendinizi geliştirin. Özel yeteneklerinizi keşfedin yeni şeyler denemekten korkmayın, başarısız olmanın öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu unutmayın.“
Murat Ülker: Atlantik’i geçerken babanız Rahmi Bey’in yanında olmayı istediniz, aklınız onda kalacağına risk almayı seçtiniz. 21 günlük bu süreci hatırladığında, 21 gün sana uzun gelmedi mi? Ben sizden yıllar sonra 9 günde geçtim, bu sürede bile zorlandım. Ama çok eğlenceli olmasa bile öğretici idi. Siz bu süreçte neler öğrendiniz?
Ali Koç: “Ben bu seyahate niye gittim? Bir daha git deseniz gitmem. Bir süre sonra balinalar bile sıkıcı geliyor. Ben Babama çok düşkündüm, hala da öyle. O zaman iletişim şimdi olduğu gibi değil telefon yok bir şey yok. 21 gün denizde ne oluyor, nasıl oluyor haber alamıyorsun. Dedim ya ben burada kalıp merak edeceğim ya da yanında olup ne yaşayacaksak beraber yaşayacağız. Aklımın babamda kalmasındansa onunla birlikte olmayı tercih ettim. Benim için son derece ilginç ve güzel bir tecrübe olmuştu o seyahat.
Bu seyahatte özellikle disiplinli olmayı öğrendik. Teknedeki herkesin bir vazifesi ve bu vazifeleri yerine getirmenin belli saatleri vardı. Ancak öğrendiğim en önemli şey; denizle şaka olmayacağı!”
Ailenin ardından iş hayatı ve Koç Holding’e ilişkin sorularına geçiyor Murat Ülker. Burada bir yandan ülkenin en büyük spor kulüplerinden birinin Başkanlığını yaparken bir yandan da Koç Holding’deki görevleri arasında zaman yönetimini nasıl sağladığı sorulduğunda Ali Koç: “Zaman yönetimindeki en önemli fark, gece geç vakitlere kadar çalışmak zorunda kalmamız. Neticede, en büyük zaman fedakarlığını ailemden ve özel hayatımdan yapmak durumundayım.” diyor. Murat Ülker’in “Gün içinde ‘iyi olma‘ haline katkı sağlayacak, iş ve özel hayatını dengede tutmana destek olacak ‘kısa bir mola‘ diyebileceğin kendine özel anlar yaratabiliyor musun?” sorusu karşısında da “şifa”yı yine ailesinde bulduğunu belirterek: “Ailemle birlikte geçirdiğim zamanlar bana en iyi gelen, beni motive eden zamanlar oluyor. İyi olma halime en büyük katkı sağlayacak unsur ailemle harcayabileceğim kaliteli zaman.” yanıtını veriyor…
Liderlere ve çalışanlara 3 tavsiye!
Murat Ülker profesyonel dünyanın merak ettiği o soruyu herkes adına soruyor: “İyi bir lider ve iyi bir çalışan olmak konusunda hemen hayata geçirilebilecek üçer tavsiye vermek istesen bunlar neler olurdu?”
Ali Koç: “İster lider ister çalışan olsun; önemli olan, unvanlardan bağımsız iyi insan olmak, adil olmak, merhametli olmak, kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamak benim için her şeyin başında geliyor.
“İyi insan olmak” söylemesi kolay olsa da içi değerler ile buluşmadığı sürece çok da anlam ifade etmiyor. Bu sebeple kişilerin hayattaki duruşları, taşıdıkları değerler ve bu değerleri davranışlarına nasıl yansıttıkları çok önemli.
İş hayatında bana göre başarıyı getirecek en önemli tavsiyelerden birisi çok çalışmak ve her durumda elinden gelenin en iyisini yapmak.
Liderlere tavsiye konusuna gelecek olursak, bir lider güvenilir ve etkili olmak için ilk olarak şeffaf olmalı. Şeffaflık, güveni getirir. Ekibine karşı açık iletişim kurmalı, onlara net ve dürüst bir şekilde yaklaşmalı.
Liderler kendilerini sürekli geliştirmek için çaba sarf etmeli. Rahata alışmak, kendini geliştirmemek, yenilememek; özetle konfor alanını korumaya çalışmak kültürü şirketler için uzun vadede büyük risk oluşturur.
Ve son olarak, adaleti asla göz ardı etmeyin. Kararlarınızda adil olun, herkese eşit mesafede durun. Her durumda adil davranan bir lider, ekibin güvenini kazanır ve bu güven, uzun vadede hem lideri, hem ekibi hem de içinde bulundukları kurumu güçlendirir.
Bir çalışan olarak, sadece işi iyi yapmak yetmez. İyi bir çalışan, özgüveni, yaptığı işe olan tutkusu ve sahip olduğu ilkelerle öne çıkar.
Benim için en güvenilir çalışan, sadece verilen görevi yerine getiren değil, işine bir anlam katan, ilkelerine ve prensiplerine bağlı kalan kişidir.“
Söyleşinin devamında Murat Ülker Ali Koç’a nasıl bir lider olduğundan iş dünyasındaki dijital dönüşüme, çocuklarına verdiği nasihatlerden Türkiye ve dünya ekonomisine dek ufuk açıcı yanıtlar aldığı sorularını yöneltiyor.
Söyleşinin tamamını okumaya Murat Ülker’in sözleriyle davet edelim: “Gelin hem merakınızı giderin, hem de işe yarayacak tavsiyelerden öğrenin.“
Murat Ülker’in Ali Koç ile gerçekleştirdiği söyleşinin tamamını okumak için TIKLAYIN!