İş dünyası 2025 için iyimser beklentilere sahip
Dünyadaki jeopolitik gerilimler ve ekonomik zorluklara rağmen, iş dünyası 2025’te dengelenme ve iyimserlik bekliyor. AGS Global’in gerçekleştirdiği araştırmaya göre, Türkiye’nin önde gelen iş insanlarının büyük bir kısmı, 2025 yılı için şirketlerinin mevcut durumlarını koruma eğiliminde olduğunu belirtiyor. Faiz ve enflasyon oranlarında düşüş bekleyenlerin sayısı artarken, iş dünyası temsilcileri için temel hedef daha iyi gelir elde etmek ve dijital dönüşümle ihracat potansiyelini artırmak olacak.
Dünyanın farklı bölgelerinde yükselen jeo-politik tansiyon, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesi ve enflasyonla mücadele başlıklarıyla mücadele eden dünya ve Türkiye zorlu bir yılı daha geride bırakmak üzere. Diğer yandan, 2025 yılı ise iş dünyası açısından yeni bilinmezlikler, beklentiler ve ümitler anlamına geliyor. Bağımsız araştırma şirketi AGS Global tarafından Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret şehirlerinden iş sahibi ve C seviye 231 iş insanıyla yapılan “İş Dünyası 2025’ten Beklentiler” araştırması bu anlamda ilgi çekici veriler içeriyor.
Katılımcıların yüzde 49,4’ü dünya ekonomisinden yana umutsuz
Katılımcılara “dünya ve Türkiye ekonomisinin önceki yıla göre” nasıl bir görünüm kazanacağı sorulduğunda, yüzde 49,4’ü dünya ekonomisinin daha kötüye gideceğini söylerken, Türkiye için kötümserlerin oranı ise yüzde 58,4. Buna karşın iyimserler ise hem dünya hem Türkiye için yüzde 29,9 oranıyla eşit düzeyde.
10 iş insanının 6’sı Trump’tan endişeli
İş dünyası temsilcilerinin 10’da 6’sı yani yüzde 61’i Trump’ın ikinci döneminin hem dünya hem Türkiye açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını belirtirken, 5 kişiden biri yani yüzde 20,8’lik bir kesim ise hem dünya hem Türkiye açısından iyimser. Sadece Türkiye olumlu etkilenecek görüşü ise yüzde 10,8. Diğer yandan, dünyanın olumlu, Türkiye’nin olumsuz etkileneceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 10,4.
İş dünyasının yüzde 53,3’üne göre Türkiye, yükselen Trump rüzgarı karşısında jeo-politik tansiyon yükselirken tarafsız kalmayı seçmeli. Mutlaka bir taraf seçilecekse bu AB olmalı diyenlerin oranı yüzde 20,8 iken, Rusya-Çin eksenine işaret edenlerin oranı ise yüzde 16,9. ABD’den yana olunmalı diyenlerin oranı yüzde 7,8; Arap ülkelerini tercih edenlerin oranı ise yüzde 1,3 olarak karşımıza çıkıyor.
Faiz ve enflasyon tahminlerinde belirsizlik hakim
Katılımcıların yüzde 20,8’i faizlerde, yüzde 5,2’si ise sadece enflasyonda düşüş bekliyor. Hiçbirinde düşüş beklemeyenlerin oranı yüzde 37,7 iken her ikisinde de düşüş bekleyenlerin oranı ise yüzde 36,4.
Katılımcıların yüzde 48,1’i şirketlerinin 2025’te “mevcudu koruma” eğiliminde olacağını söylüyor. Yüzde 35,1’i onu dijital dönüşümün, yüzde 32,5’i ise ihracatın izleyeceğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 14,3’üne göre insan kaynağı ve birleşme & satın alma yeterince güçlü bir görünüm sergilemeyecek. Yüzde 5,2’ye göre ise 2025’te en az ilgi gösterilecek başlık “yeşil dönüşüm” olacak.
Yetenekli çalışanları elde tutmanın yolu daha iyi bir gelirden geçiyor
Araştırmaya katılan 10 iş dünyası temsilcisinden 4’ü 2025 yılında şirketinin yetenekli çalışanlarını elinde tutacağını ifade ederken, dörtte biri ise bu konuda karamsar bir yaklaşıma sahip. Katılımcıların yüzde 84’2’si yüksek maaş talepleri; yüzde 42,1’i iş-yaşam dengesi beklentileri ve yüzde 42,1’i ise rekabetçi iş piyasası sebebiyle karamsar olduklarını belirtiyor.
İyimser olduklarını belirtenlerin yüzde 63’3’ü ise olumlu görünümü liderlik ve yöneticilerle iyi ilişkilere, yüzde 50’si ise güçlü şirket kültürü ve bağlılığa borçlu olduğunu söylüyor. Katılımcıların yüzde 26,7’si ise esnek çalışma imkanlarını vurguluyor.
Diğer yandan, araştırmaya katılanların 2025 yılına ilişkin asgari ücret beklentisi ortalama 23,750 TL olup, bu da yaklaşık yüzde 40’lık bir artış öngörüsüne referans vermektedir.
Araştırma kapsamında AGS Global’in ikonik B2B nabız ölçeri, “İş Dünyası Duygu Barometresi” 2025’e ilişkin yaklaşımlarda temkinli bekleyişe devam diyenlerin oranı yüzde 47,3 ile ağırlığını hissettirirken, bu Ekim 2024’e göre keskin bir artışı ifade etti. Onu ise 3 katılımcıdan birinin ruh halini temsil eden “fırsatlar için tetikte” ifadesi izledi ki, bu da Ekim’deki iyimserliğin gerilediğini göstermekte.
Daha iyi bir gelir, 2025’in temel arayışı olacak
Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden karar alıcılara “2024’te arzu ettikleri tüketim ürünlerine erişip erişemedikleri” sorulurken, “kısmen” cevabı yüzde 42 ile öne çıktı ve onu yüzde 35 ile “evet” diyenler izledi. 2025 yılında sahip olunması planlananlarda ise “daha iyi bir gelir” cevabı yüzde 62,2 ile tüm cevaplardan pozitif ayrıştı ve ilk sıraya yerleşti. Onu yüzde 36,5 ile “yeni yatırım araçları”, yüzde 28,4 ile “yeni bir otomobil” ve yüzde 28,4 ile “yurtdışı tatili” izledi.
İş dünyası temsilcilerinin favori yatırım enstrümanı altın
Öne çıkan çarpıcı veri ise yeni bir otomobile sahip olmak isteyen katılımcıların yüzde 23,8’inin elektrikli ve yüzde 28,6’sının hibrit kategorilerine ilgisiyle birlikte elektro-mobiliteden yana oy kullanmaları oldu. Dizel-benzinli diyenlerin oranı ise yüzde 38,1’di.
İş dünyası temsilcilerinin 2025’teki favori yatırım enstrümanı altın olurken, onu hisse senedi ve gayrimenkul izledi.
Şirketler ofisten, çalışanlar hibritten yana
Araştırmada dikkat çeken bir başka veri ise çalışanların 2025’te şirketlerinin çalışan modelini yüzde 56,8 ile tamamen ofisten tercih edeceğini, buna karşılık kendilerinin yüzde 46 ile öncelikle hibrit çalışmayı önceleyeceklerini söylemesi oldu. Tamamen evden çalışma şirketler cephesinde yüzde 6,8 oranına sahipken, çalışanlar ise yüzde 17,6 düzeyinde bu modele sahip çıktı.
Katılımcılara 2025’e girerken ruh halleri ve moralleri sorulduğunda ise 5 üzerinden 3,2 puanla “ortalamaya yakın” bir puan elde edildi.
2025 dengelenme yılı olacak
Araştırma sonuçlarını değerlendiren AGS Global Kurucusu ve CEO’su Ahmet Güler, 2025’in beklenen dengelenme yılı olabileceğine işaret etti ve şöyle dedi:
“Araştırma 2025 yılının iş dünyası tarafından tüm tereddütlere karşın daha olumlu bir yıl olarak değerlendirildiğini ve beklenen ‘dengelenmeyi’ ima ettiğini gösteriyor. Jeo-politik tansiyonlar Trump ile birlikte azalabilir. Öte yandan, Ticaret Savaşları sayesinde Türkiye için yeni fırsatlar oluşabilir. Unutmamalıyız ki, geride bıraktığımız birkaç yılda en kötüyü deneyimlemiştik ve gidecek pek de bir yer kalmamıştı. Nitekim, bu birkaç yıl iş dünyası temsilcileri üzerinde büyük bir metal yorgunluğa sebebiyet verdi ve sosyo-psikolojik etkileri hala sürüyor. Yine de önümüzdeki dönemde hem faizlerde hem enflasyonda daha iyimser verilerle karşılaşacağız. Mevcudu koruyan şirketler, rahatlamayla birlikte dijitalleşme ve ihracata yüzünü dönecek. Dolayısıyla, 2025’in temasının dengelenme, 2026’nın ise toparlanma ve aksiyon alma olacağını söyleyebiliriz. Ancak dar koridoru aşmakta büyük paya sahip olacak nitelikli insan kaynağını elde tutmak için şirketlerin daha iyi gelir vaadini, liderlik ve iyi yönetişimle desteklemesi gerekecek.”