![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/226453549_l.jpg)
Yarının koruyucuları
Gezegenin geleceği için kaygılananların sayısı günbegün artarken, “yalnız değilsin” mesajı vermek ve harekete geçmek de hiç olmadığı kadar önem kazanıyor marka evreninde. Ancak sürdürülebilirliği bir iletişim motifi olarak kullanıp onu bir “aklama” aracına dönüştüren markaların sayısı hiç de az değil. Marketing Türkiye’nin 2023 yılında başlattığı “Koruyucular Serisi” ise “aklamanın” ötesinde sürdürülebilirliği içselleştirip iş süreçlerine adapte eden markaları gözler önüne seriyor. Suyun koruyucularından toprağın koruyucularına, eğitimde fırsat eşitliğinin koruyucularından kadın haklarının koruyucularına dek tam 13 farklı konuya odaklanan serinin panoramasına gelin birlikte bakalım…
2024, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel kaygıları değil, ekonomik ve toplumsal sorumlulukları da içine alan, daha geniş bir hareket haline geldiği bir yıl olarak dikkat çekti. Tüketiciler, kaynakları koruma konusunda daha bilinçli hale gelirken, markalar da artan talepleri karşılamak için yenilikçi adımlar atıyor. Enflasyonist baskılara rağmen, çevre dostu ve tasarruf sağlayan tercihlere olan yönelim hızla artıyor.
Suyun, gıdanın, enerjinin ve toprağın korunması gibi kritik alanlarda markalar hem gezegenin geleceğini güvence altına almak hem de tüketicileriyle daha güçlü bir bağ kurmak için sorumluluk alıyor. Deloitte’un 2023 Sürdürülebilir Tüketici Araştırması’nda tüketicilerin yüzde 50,9’unun sürdürülebilir yaşam biçimlerini benimsediği belirtiliyor. Ancak sürecin başarılı olabilmesi için, sürdürülebilir ürün ve hizmetlerin hem ekonomik hem de kolay ulaşılabilir olması kritik bir öneme sahip.
Markalar daha fazla sorumluluk almalı
Artan hayat pahalılığı ve enflasyon, tüketicilerin sürdürülebilirlik anlayışını yeniden şekillendiriyor. Özellikle enerji tasarrufu sağlayan ve uzun ömürlü ürünlere yönelim gözlemlenirken, dayanıklı, onarılabilir ve uygun fiyatlı ürünlere olan talep artıyor. PwC Türkiye’nin Tüketici Davranışları Araştırması’na göre, tüketicilerin yüzde 50’si sürdürülebilirlik konusundaki ana sorumluluğun kamu yönetiminde olduğunu düşünürken, yüzde 11’i markaların bu konuda çok daha fazla sorumluluk alması gerektiğine inanıyor.
Cargill ve KONDA’nın 2023’te gerçekleştirdiği Sürdürülebilirlik Algısı Araştırması ise tüketicilerin bireysel davranışlarıyla sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağladığını gösteriyor. Türkiye’de tüketicilerin yüzde 92’si su israfını azaltmaya çalışıyor, yüzde 81’i kullanılmayan elektrikli aletlerin fişlerini çekiyor ve yüzde 50’si plastik ambalaj ve pet şişe kullanımından kaçınıyor.
Mücadele eden markalar unutulmuyor
Veriler tüketicilerin artan ekonomik baskılar altında bile sürdürülebilirlik bilinciyle hareket ettiğini ve bu bilinçle geleceğe yönelik sorumluluklarını yerine getirme konusunda çaba gösterdiğini ortaya koyuyor. Üstelik böyle bir çaba sarf ederken kendisiyle birlikte daha iyi bir dünya için mücadele eden markaları da unutmuyor ve bağlarını güçlendiriyor. Bu uğurda hiçbir çaba göstermeyenler ya da “-mış” gibi yapanlar mı? Her biri teker teker boykot listelerine giriyor…
Sürdürülebilirlik hassasiyeti kuşkusuz 2025’te de tüketicinin, pazarlamanın ve iletişim evreninin merkezinde konumlanmaya devam edecek. Öyleyse Koruyucular Serisi’ne dönüp bir kez daha bakalım… Gündemimizde neler vardı? Rakamlar neler söylüyordu?
Suyun Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-67.png)
Daha iyi bir dünya hayali, bugün sahip olduklarımızı korumadığımızda yalnızca bir hayal olarak kalmaya mahkûm. Sahip olduklarımızı korumak içinse bireyler, devletler ve sivil toplum kuruluşları kadar markaların da elini taşın altına koymasını bekliyoruz. Öyle ki bu konuda sorumluluk alan markalar hem farkındalık yaratıyor hem de ortak bir hayalle tüketicisiyle arasındaki bağı güçlendiriyor… Korunması gereken alanların başında ise kaynakları hızla tükenen “su” geliyor… Dünya bugünden yarının suyunu harcarken, ilki 2023’ün mart ayında yayınlanan “Koruyucular Serisi”nin ilk yayınında biz de odağımıza “Suyun Koruyucuları”nı almıştık…
Veriler ne söylüyor?
• Türkiye’nin yüzde 22,5’i yüksek çölleşme, yüzde 50,9’u ise orta düzeyde çölleşme hassasiyetine sahip…
• Su Politikaları Derneği’nin verilerine göre çölleşme ve kuraklık tüm dünyada 169 ülkeyi, yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık yüzde 25’ini etkiliyor. Uzmanlar çölleşme ve kuraklığın 10 yıl içinde 50 milyon kişiyi göçe zorlayabileceğini öngörüyor. Yalnızca bu veri dahi gezegenin ne denli büyük bir su kriziyle karşı karşıya olduğunu kanıtlıyor.
• ABD Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre, kişi başına düşen tatlı su miktarı son yirmi yılda beşte bir oranında azaldı. Sanayi sektörünün her yıl dünyadaki tatlı su kaynaklarının yaklaşık yüzde 20’sini tükettiği düşünüldüğünde üreticilerin doğadan aldığını doğaya geri vermesi de gerekiyor…
• Suyun hayatımızdaki yeri yalnızca günlük sıvı ihtiyacımız ve hijyenle de kısıtlı değil elbette. Suyun olmadığı bir tarım, tarımın olmadığı bir beslenme tahayyül edilemiyor. Her geçen gün nüfusu artan gezegenin 2050 yılına geldiğimizde toplam nüfusu 10 milyar olarak öngörülüyor. Türkiye içinse öngörülen 105 milyon insan. Bu nüfusu beslemek için; gıda talebine yönelik üretimi yüzde 50, suyu yüzde 15 artırmamız gerekiyor…
Suyun Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Gıdanın Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-68-865x1024.png)
821 milyon kişinin gıdaya ulaşmakta güçlük çektiği, 35 milyon kişininse açlıktan öldüğü gezegenimizde, 2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre; her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Veriler, insanlık dramının en acı tablolarından birini sunarken israfın önüne geçmek adına attıkları adımlarla “Gıdanın Koruyucuları” olanlar bu tablonun değişmesi için hayati bir sorumluluk üstleniyor…
Veriler ne söylüyor?
• 2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre; dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu da küresel çapta perakende satış noktaları, evler ve restoranlarda tüketime hazır gıdanın yüzde 17’sinin doğrudan çöpe gittiği anlamına geliyor. Türkiye, her yıl israf ettiği 7,7 milyon tonu aşan gıdayla dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor.
• Birleşmiş Milletler 2021 Gıda Endeksi verilerine göre her yıl dünyada gerçekleşen gıda israfının yüzde 61’i evlerde, yüzde 26’sı gıda hizmet sektöründe, yüzde 13’ü ise perakende sektöründe yaşanıyor…
• Raporda en çok gıda israfı yapan 10 ülke sıralandığında birinciliği Hindistan alırken onu Nijerya ve Endonezya takip ediyor. Sıralamada 4. sırada ABD karşımıza çıksa da hemen ardından yine yoksul bir ülke olan Pakistan geliyor… Rapor bir anlamda “Zengin ülkeler daha çok israf ediyor” algısını yıkıyor.
• Boston Consulting Group (BCG) yayınladığı son raporuyla birlikte 2030 yılında gıda atığı miktarının 2,1 milyar tona ve 1,5 trilyon dolar israf tutarına ulaşacağını öngörüyor.
Gıdanın Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Sağlığın Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-70-1024x705.png)
Araştırmalar, toplumumuzun “iyi olma hali”ni en çok sağlıkla ilişkilendirdiğini ortaya koyuyor. Pandemi sürecinde artan sağlıklı yaşam bilinci, günümüzde de benzer bir hassasiyetle devam ediyor. Bireysel önlemler bazen yetersiz kaldığında ise “Sağlığın Koruyucuları” sorumluluk alarak harekete geçiyor. Özellikle toplumsal farkındalık yaratma konusunda büyük adımlar atan bu kahramanları ve değer yaratan projelerini derinlemesine inceledik…
Veriler ne söylüyor?
• Twentify’ın 2022’de gerçekleştirdiği “Türkiye’de Sağlık ve Doğallık Araştırması”nın verileri toplum olarak, sağlıklı yaşam algısı sorgulandığında sosyal ve psikolojik unsurların, fiziksel sağlık algısına göre çok geride kaldığını gösteriyor.
• Sağlık Bakanlığı’nın verileri, 2020’ye kadar geçen 11 yılda antidepresan kullanım miktarının yaklaşık yüzde 70 arttığını gösteriyor. 2017’den 2021’e kadar geçen 5 yılda satılan antidepresan kutu sayısı ise 11,5 milyon artmıştı. 2021’de yaklaşık 60 milyon kutu antidepresan satılırken 2022’de bu rakam 62 milyona ulaştı…
• Bir diğer önemli gelişme büyük verinin toplanması ve bunun kamu yararı için kullanılması. Türkiye’de e-Nabız üzerinden hastanın tüm geçmiş ve mevcut verilerinin görülebilmesi özellikle kronik hastalık yönetiminde daha verimli ve sürdürülebilir sistemlerin kurulmasına fırsat verecek bir teknoloji sunuyor.
Sağlığın Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Enerjinin Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-72.png)
İklim krizinin temel sebeplerinin başında sera gazları bulunuyor ve bu gazların en büyük kaynağı ise enerji tüketimi… Dolayısıyla, enerji meselesini çözmeden iklim krizine karşı etkili bir adım atmak mümkün değil. Peki, sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanmak için hangi önlemleri almak gerekiyor? Yeşil enerji, çözümün neresinde yer alıyor? Türkiye’nin enerji üretimi hangi kaynaklardan sağlanıyor ve sektörün öncü isimleri gelecekte hangi gelişmeleri öngörüyor? Tüm bu sorular “Enerjinin Koruyucuları” dosyasında yanıt buldu…
Veriler ne söylüyor?
• Pandemi sonrasında dünya genelinde ekonomik faaliyette hızlı bir toparlanma gözlemlenmiş, buna bağlı olarak elektrik talebinde ciddi bir artış yaşanmıştı. Ancak enerji krizi bu arz-talep dengesizliğinde değil tam olarak Rusya- Ukrayna savaşının ardından patlak verdi.
• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 2023 yılı şubat ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; yüzde 30,3’ü hidrolik enerji, yüzde 24,4’ü doğal gaz, yüzde 20,9’u kömür, yüzde 11’i rüzgar, yüzde 9,3’ü güneş, yüzde 1,6’sı jeotermal ve yüzde 2,5’i ise diğer kaynaklar olarak sıralanıyor.
• KPMG’nin 2022 Küresel Enerji Sektörü CEO Araştırması’na göre enerji sektörü CEO’larının yüzde 87’si önümüzdeki 12 ay içerisinde bir resesyon yaşanabileceğini söylüyor. CEO’ların yüzde 59’u bu resesyonun hafif ve kısa süreli olacağını düşünürken yüzde 75’i önümüzdeki 3 yılda yaşanması beklenen büyümeyi tersine çevireceğine inanıyor.
• Teknoloji alanında ise 2022’de enerji CEO’larının yüzde 16’sı gelişmekte olan/ yıkıcı teknoloji riskini şirketlerinin 3 yıllık büyüme beklentisinin önündeki en öncelikli risk olarak belirliyor. 2021’de bu oran yüzde 8 seviyesindeydi.
Enerjinin Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Toprağın Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-74-1024x956.png)
Sürdürülebilir bir geleceğin inşa edilmesi, doğayla ve tarımla derin bir bağ kurmayı gerektiriyor. Kadim topraklarımız, deyim yerindeyse her tohumun filizlendiği bir yaşam alanı sunuyor ve bu toprakların değeri, bugün göründüğünden çok daha büyük. Gelecek nesillere verimli ve sağlıklı topraklar bırakabilmek için sürdürülebilir tarım uygulamalarına yönelen “Toprağın Koruyucuları” daha iyi bir gelecek yaratma konusunda da sorumluluk aldı.
Veriler ne söylüyor?
• McKinsey’nin tarımın geleceğini şekillendiren temel konulara yönelik zihniyetlerini ve davranışlarını daha iyi anlamak için dünya genelinde 5 binden fazla çiftçiyle gerçekleştirdiği anketin sonuçlarına göre çiftçilerin yüzde 70’i karlarının sabit kalmasını veya artmasını bekliyor.
• Dünya genelinde çiftçilerin yüzde 44’ü yüksek mahsul fiyatı fırsatını yakalamak için verimliliğe ve mahsullerini korumaya odaklanan yeni ürünler kullanmayı bekliyor.
• Kuzey Amerika ve Avrupa yeni tarım teknolojilerinde başı çekiyor. Asya ülkelerinde tarımda teknolojinin kullanımı yüzde 9 seviyesindeyken Kuzey Amerika’da bu oran yüzde 61’e, Avrupa’da ise yüzde 62’ye yükseliyor.
Toprağın Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-77.png)
Erkek egemen yapıların dünyaya hükmetmeye devam ettiği sürece, “daha eşit bir dünya” hayali, toplumun büyük bir kesimi için hiçbir anlam taşımıyor. Henüz çocukluk yıllarında başlayan toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitim hakkından aile içi yaşantıya, iş dünyasından toplumsal yaşamda cam tavanlara kadar her alanda karanlık bir gölge gibi insanların ve özellikle kadınların hayatlarını etkilemeye devam ediyor. Yapılan küresel araştırma verileriyle bu karanlık gölgeyi derinlemesine inceledik, aynı zamanda bu gölgeye karşı kararlı adımlarla mücadele eden “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucuları”nın yürüttüğü projelere de ışık tuttuk…
Veriler ne söylüyor?
• Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yayınladığı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’nun çıktıları ülkemiz adına ne yazık ki “utanç” verici olmanın ötesine geçmiyor… Öyle ki; Türkiye WEF’in cinsiyet eşitliği endeksinde 146 ülke arasından 124. sırada yer alıyor.
• Verilere göre OECD ülkelerinde çalışma hayatında cinsiyet eşitliği için atılan adımlar son 10 yıldır endişe verici şekilde yavaş ilerliyor. 2011’den bu yana sadece 2,5 puan düşen ücret farkı bugün hala yüzde 14 seviyesinde…
• Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer alan şirketler, işyerinde eşitlik yolunda ilerlemeye kararlı şirketler olarak görülüyor. 2023 endeksinde 45 ülkeden 484 şirket yer alırken, ABD 166 şirketiyle endekste en çok şirketi bulunan ülke konumunda.
• Endekste Türkiye’den 12 şirket yer almayı başarırken bankacılık sektörü başarısıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
İklimin Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-75-830x1024.png)
Kutuplardan duyduğumuz iklim krizi alarmı, artık o kadar yakın ki kulaklarımızı neredeyse sağır edecek kadar güçlü çalıyor. Mevsimsel değişikliklerde alışkanlıklarımız bozuluyor, her yeni yaz sıcaklık rekorları yeniden kırılıyor. Küresel ısınma hızla artıyor ve bu büyük tehdit karşısında tek başımıza durmak mümkün değil! Peki, küresel ısınmayla mücadele için kimler harekete geçiyor? “İklimin Koruyucuları” dosyası tam da bu soruyu yanıtlarken, değer yaratan projeleri ve markaları öne çıkardı.
Veriler ne söylüyor?
• Bugün gezegenimizde iklim krizini tetikleyen birçok problem ve her birinin ağır faturaları var. Biyoçeşitlilik kaybı, ormansızlaşma, plastik kirliliği, hava kirliliği ve daha niceleri… Bunlardan yalnızca sonuncusu yani hava kirliliği, her yıl 7,5 milyon insanın hayatını kaybetmesine sebep oluyor.
• AB’nin iklim, enerji, arazi kullanımı, ulaşım ve vergilendirme politikalarının 2030 yılına kadar 1990’daki seviyesine kıyasla yüzde 55 emisyon azaltımı sağlanacak şekilde gözden geçirilmesi için “Fit for 55 (55’e Uyum)” mevzuat değişikliği paketi, Avrupa Komisyonu’nca 14 Temmuz 2021’de yayımlandı.
• İklim değişikliğine neden olan emisyonları mevcut düzeyde tutmaya devam edersek önümüzdeki yıllarda sıcaklıkların 1,5°C’nin çok üzerine çıkacağı öngörülüyor. Bu da dünyanın dört bir yanında tüm canlı yaşamının ve doğal kaynaklarının tehdit altında olması demek.
• Dünyada 2 binden fazla işletme ve finans kurumu SBTi ile en son iklim bilimine uygun olarak emisyon azaltma hedefleri belirliyor. Analiz edilen şirketler, 2015 ve 2019 yılları arasında toplu olarak yıllık emisyonlarını yüzde 25 oranında azalttı. Bugünkü ivme, desteklenmesi durumunda ekonominin 2050 yılına kadar veya daha erken süreçte tamamen karbondan arındırılmasının mümkün olduğunu gösteriyor.
İklimin Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Sanatın Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-78.png)
“Sanat; düşünebilen, gerçeği görebilen, toplumu anlayabilen insanların işidir” diyor Tolstoy. Toplumu anlayabilen markalarsa sanatı festivallerden salonlara, sokaktan sosyal medyaya dek her alanda destekliyor ve “koruyor”. Daha iyi bir dünya hayali renklerden, notalardan, kelimelerden ve sahne ışığından bağımsız kurgulanmaz elbette. Sanata verdikleri destekle hem bugünü hem de yarınları güzelleştiren “Sanatın Koruyucuları” nı mercek altına alırken bu alanda yıllara yayılmış projelere de ışık tuttuk…
Veriler ne söylüyor?
• İlk insanların duvarlara çizdiği sembollerden mısır piramitlerine, Michelangelo’nun Sistina Şapeli’ne kattığı renklerden Vivaldi’nin Dört Mevsimi’ne tüm bu eserler sürdürülebilirlik kavramı henüz dillere pelesenk olmamışken yarınlara kalmayı başararak sürdürülebilirlik kavramına da öncülük ediyorlar.
• Sürdürülebilirlik kavramı ve sanatın kesiştiği bir başka nokta ise kitlesel iletişimde sanatın gücünden geliyor. İklim değişikliği başta olmak üzere, sosyal ve ekonomik adaletsizlikler gibi toplumsal sorunlara işaret eden sanat eserleri tam da bu noktada sürdürülebilirliğe sundukları katma değerle fark yaratıyor.
• İleri dönüşüm sanatçısı Deniz Sağdıç, atıklardan elde ettiği materyalleri geri dönüşüm ve ileri dönüşüm teknikleri kullanarak sürdürülebilir bir şekilde sanata dönüştürüyor. Sağdıç, bireyin tüketim alışkanlıklarını yeniden sorgulamasına sanat aracılığıyla öncülük ederken, kişi ve kurumlara “sürdürülebilirlik’’ konusunda ilham veriyor
Sanatın Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Sporun Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/sporun-koruyucu-markalari-.webp)
Sağlıklı bir toplum ve güçlü nesiller yetiştirmek için sporun oynadığı kritik rol tartışılmaz. Ancak, özellikle amatör branşlar söz konusu olduğunda, ülkemizde yerleşik bir spor kültürünün eksikliği hâlâ hissediliyor. Buna rağmen, uluslararası başarılarla gurur duymamızı sağlayan sporcuların yetişmesinde, sporun ve sporcunun yanında duran markaların katkısı göz ardı edilemez. İşte tam da bu yüzden “Koruyucular Serisi”nde “Sporun Koruyucuları”na da yer verdik.
Veriler ne söylüyor?
• Erken yaşlarda çocukları spora ve sporun getirdiği disipline, motivasyona yönlendirmek çocukları olumsuz alışkanlıklardan uzak tutmaya olanak sağlıyor. Özellikle ihtiyaç sahibi çocukların sporla tanıştırılması, bu tanışmanın onların hayatlarında bir yer edinerek sporun gücüyle hayatların olumlu yönde değişmesi demek olabiliyor.
• Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından düzenli olarak yapılan araştırmalar, Avrupa ülkeleri içinde en az spor yapan ülkenin Türkiye olduğunu gösteriyor. Avrupa Birliği’nde “spor yapmayanların oranı” yüzde 47 iken bu oran Türkiye’de yüzde 88’e kadar yükseliyor.
Sporun Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Kadın haklarının koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-81-1024x707.png)
Bu topraklarda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ya da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü birer kutlama olarak yaşamak, ne yazık ki, hâlâ mümkün değil… Bu tarihler, çoğumuz için mücadeleye çağrı niteliğinde ve anma etkinlikleriyle geçiyor. Ancak umut veren bir gerçek var: Kadınlar haklarını savunmaya, seslerini her geçen gün daha da yükseltmeye devam ediyor. Bu süreçte, toplumsal farkındalığı artırmak ve kadın haklarını koruma çabasını desteklemek için harekete geçen markalar da önemli bir rol oynuyor. “Kadının insan hakları” konusunu masaya yatırırken, aynı zamanda dosyamızın devamında bu alanda değer yaratan projeleri ve farkındalık çalışmalarıyla öne çıkan markaların hikayelerine yakından baktık…
Veriler ne söylüyor?
• Birleşmiş Milletler, kadınların insan haklarının korunması ve eşitliğin sağlanması için önemli bir rol oynuyor. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), kadın haklarının insan hakları kapsamında değerlendirilmesinin önünü açtı.
• 1993’te, kadına yönelik şiddeti ele alan ilk insan hakları belgesi olan “Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Bildirge” BM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bu bildirge, şiddetin fiziksel, cinsel veya psikolojik olması fark etmeksizin her türlü şiddet eylemini kapsayarak açık bir tanım sundu.
• Henüz “BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”, “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi”, “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)” gibi uluslararası sözleşmelerin, kadın-erkek eşitliğine yönelik çalışmaların dünya gündeminde bile olmadığı bir dönemde, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde devrimler ardı ardına geldi.
• KPMG’nin yayınladığı “Küresel Kadın Liderlere Genel Bakış 2023” raporu toplumsal cinsiyet eşitliği alanında gidilecek yolun ne denli uzun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. 53 ülkeden 839 kadın lidere yöneltilen 73 sorudan çıkan çarpıcı yanıtların yer aldığı rapor açıkça gösteriyor ki cam tavanlar kırılsa da kırıklar kadın liderlerin ayağına batıyor! Zira kadın liderler haftada 80 saatten fazla çalışmak zorunda kalabiliyor. Ev işlerinde kendisine yardımcı olan bir partnere sahip olduğunu belirtenlerin oranı sadece yüzde 4’le sınırlı olduğu verilere yansıyor.
• Katılımcıların sadece yüzde 4’ünün evin temel sorumluluğunu taşıyan bir partneri var. Kadın liderlerin yüzde 38’i evlerinde işlerin ana sorumluluğunu öncelikle kendileri üstleniyor. Üstelik bu yoğun tempoya rağmen üst düzey kadın yöneticilerin yüzde 46’sı kendi şirketleri dışında başka kuruluşlarda da görev yapıyor.
Kadın Haklarının Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Eğitimin Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-82.png)
Eğitim aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, “Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir” derken, eğitimin dönüştürücü gücünü en yalın haliyle özetliyor. Gerçekten de her çocuğa eşit eğitim olanakları sunmak, daha adil ve umut dolu bir dünya hayalinin temel taşı. İşte bu yüzden “Koruyucular” serimizin bir durağı da “Eğitimin Koruyucuları” oldu. Dosyada önce “eğitimde fırsat eşitliği” konusunu masaya yatırdık, ardından da bu alanda fark yaratan projeleriyle öncü olan markaların hikayelerini sizlerle paylaştık…
Veriler ne söylüyor?
• TÜİK’in geçtiğimiz yıl açıkladığı verilere göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranının yüzde 18,7 olduğunu da göz önüne aldığımızda ekonomik etmenlerin eğitimde fırsat eşitliği noktasında ne derece büyük bir etkisi olduğunu görmek mümkün.
• TÜİK’in 2023 yılı verilerine göre, 16-17 yaş aralığında 10 bin 471 kız çocuğu, çocuk yaşta evlendiriliyor.
• Türk Eğitim-Sen’in 2022 yılında yaklaşık 12 bin eğitimcinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırma sonucunda yayınladığı “Eğitimde Fırsat Eşitliği” raporuna göre katılımcıların yüzde 34,4’ü dezavantajlı öğrencilerin okulun bütün fiziki imkanlarından kısmen yararlanabildiğini, yüzde 13,10’u ise yararlanamadığını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 33,80’i kaynaştırma eğitimi uygulamalarının eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada yardımcı olduğunu, yüzde 37,90’ı kısmen yardımcı olduğunu, yüzde 23,40’ı ise yardımcı olmadığını söylüyor.
Eğitimin Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Çevrenin Koruyucuları
![Yarının koruyucuları Yarının koruyucuları](https://www.marketingturkiye.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/image-83-1024x868.png)
“Çevrenin Koruyucusu” olmak, sadece bugünü güzelleştirmek değil, geleceğe yaşanabilir bir miras bırakmak anlamına geliyor. Kimileri yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlarla, kimileri su kaynaklarını koruma projeleriyle, kimileri ise karbon ayak izini azaltan uygulamalarıyla bu unvana hak kazanıyor. Koruyucular dosyası kapsamında dönüşümün gücünü arkasına alarak çevreye değer katan markaların projelerini Marketing Türkiye okurları için inceledik…
Veriler ne söylüyor?
• Dünya Bankası’nın verilerine göre yılda 2 milyar tondan fazla çöp üretiliyor ve bu rakamın hızlı bir şekilde artacağı öngörülüyor. Küresel çöpün ise 2050 yılına kadar 3,4 milyar tona ulaşması bekleniyor ve bu durum gelecek nesiller için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
• Uzmanlar, okyanuslara plastik atmaya devam edersek, 2050 yılına kadar denizlerde balıktan çok plastik olacağını öngörüyor.
• Burada alabileceğimiz en temel önlemlerin başında elbette dönüşüm hareketi geliyor. Temel olarak dönüşümün üç hâli olduğunu söylemek mümkün: İleri, geri ve aşağı dönüşüm yöntemleri arasındaki temel ayrım, atık dönüşümünün etkinlik ve fayda düzeylerinden kaynaklanıyor. • Geri dönüşüm, kullanılmış ya da eski ürünlerin üretime yeniden dahil edilmesi anlamına geliyor. Alüminyum ve cam gibi bazı geri dönüştürülebilir maddeler yüzde 100 geri dönüştürülebilir malzemeler. Plastik ve kağıt gibi maddeler ise yüzde 100 geri dönüştürülemiyor çünkü geri dönüşüm sürecinde zayıflıyorlar.
• “Yaratıcı geri dönüşüm” olarak da adlandırılan ileri dönüşümü atık materyallerin yaratıcı ve yenilikçi yollarla yeniden kullanılması ve artı değer yaratılması olarak tanımlamak mümkün.
• Atığa dönüşmüş malzeme veya ürünü daha düşük değerde başka bir ürüne dönüştürme süreci aşağı dönüşüm (downcycling) olarak tanımlanıyor.
Çevrenin Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!
Hayvan haklarının koruyucuları
Sürdürülebilir bir dünya hayalinde yalnızca insanların değil, bu gezegeni paylaştığımız tüm canlıların mutluluğu ve refahı yer almalı. Eğer hayvanların hakları korunuyor, güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürebiliyorlarsa, işte o zaman umut dolu bir gelecekten söz edebiliriz. Hayvan haklarının savunulmasında dernekler, STK’ler ve bireysel hayvanseverler büyük bir özveriyle çalışırken, bu mücadeleye destek veren “Hayvan Haklarının Koruyucusu” markalar da dikkat çekiyor.
Veriler ne söylüyor?
• Hayvanların korunması, tüm çağdaş ülkelerde kanunla belirlenen kurallar çerçevesinde gerçekleşiyor. Genelden indirgeyerek, yani kanun koyucudan uygulayana ve bireye kadar inen kurallar kapsamında hayvan hakları korunuyor.
• Türkiye’de de bu konudaki en kapsamlı kanun 1 Temmuz 2004’te yayımlandı. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 33 madde ile; hayvanların bakımından korunmasına, ticaretinden kesimine dek pek çok konuyu ele alırken, mahalli idarelere düşen görevleri de tanımlıyor.
• 2021 yılında ise bu kanunda hayvan hakları ihlallerine ilişkin yetersiz yaptırımların giderilmesi amacıyla 7332 sayılı kanun yürürlüğe girdi.
• 30 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamada kabul edilerek Meclis’ten geçen ve yasalaşan 17 maddelik “160 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece kanun 2 Ağustos’tan itibaren yürürlüğe girmiş oldu. Türkiye’nin birçok noktasından sokak hayvanlarına yapılan eziyet ve katliam haberleri de ne yazık ki ardı ardına gelmeye başladı.
• Hayvanlar, doğanın vazgeçilmez birer parçası ve ekosistemlerin sağlıklı işleyişinde kritik rol oynuyorlar. Bir arının polen taşımasından bir balinanın okyanus ekosistemini dengelemesine kadar her hayvan, doğanın dengesine katkıda bulunur. Bu nedenle, hayvan haklarını korumak, yalnızca bireysel bir etik sorumluluk değil, aynı zamanda gezegenin geleceği için de hayati bir gereklilik.
Hayvan Haklarının Koruyucuları dosyasını okumak için TIKLAYIN!