
Dünyanın en mutlu ülkeleri açıklandı: Zirvede sürpriz var!
Ipsos’un 2011 yılından bu yana düzenli olarak yayımladığı Mutluluk Endeksi’nin 2025 verileri açıklandı. Dünya genelinde mutluluğun nabzını tutan araştırma, ülkeler arasındaki büyük farkları ve mutluluğun en önemli belirleyicilerini gözler önüne seriyor.
Araştırmaya katılan 23 bin 765 yetişkinin yanıtları, dünya çapında mutluluk seviyelerini gözler önüne seriyor. Global olarak, katılımcıların yüzde 16’sı “çok mutlu”, yüzde 55’i ise “oldukça mutlu” olduklarını belirtiyor. Ancak, yüzde 24’ü “çok da mutlu olmadıklarını” ifade ederken, yüzde 5’lik bir kesim “hiç mutlu değilim” diyor. Hindistan, katılımcıların yüzde 51’inin “çok mutlu” olduğunu söylediği, en yüksek mutluluk oranına sahip ülke oldu. Endonezya ve Brezilya gibi Asya ve Latin Amerika ülkeleri de yüksek mutluluk seviyeleriyle dikkat çekiyor. Öte yandan, Macaristan, Türkiye ve Güney Kore en düşük mutluluk oranlarına sahip ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle Macaristan’da yalnızca yüzde 6, Türkiye’de yüzde 8, Güney Kore’de ise yüzde 4 “çok mutlu” olduğunu ifade ediyor.

Asya ve Latin Amerika ülkelerinde “çok mutluyum” diyenlerin oranı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin hayli üstünde. Aile bağları ve toplumsal dayanışmanın güçlü olduğu ülkelerde mutluluk seviyelerinin daha yüksek olduğu görülüyor. Bunun yanı sıra, ekonomik ve sosyal belirsizlik yaşayan toplumlarda, “çok da mutlu değilim” ve “hiç mutlu değilim” diyenlerin oranı artıyor. Ipsos’un araştırması, kamu politikalarının ve sosyal destek programlarının mutluluk düzeylerini nasıl etkilediğini de ortaya koyuyor.
“Mutluluk” deyince aile ilişkileri öne çıkıyor
Araştırma, mutluluğun kişisel duyguların ötesinde sosyal, ekonomik ve kültürel faktörle şekillendiğini gösteriyor. Devletlerin ve toplumların mutluluk algısını dikkatle takip etmeleri gerektiği bu sonuçlarla bir kez daha vurgulanıyor. 30 ülkeden elde edilen verilere göre, katılımcılar mutluluklarını en çok “aileyle ilişki” (yüzde 36) ve “değerli ve sevildiğini hissetmek” (yüzde 35) gibi duygusal kaynaklarla tanımlarken, “hayatın kontrolünü elinde tutma hissi” (yüzde 25) ve “zihinsel sağlık” (yüzde 25) da önemli mutluluk faktörleri olarak öne çıkıyor. Maddi durum (yüzde 24) da mutluluğa katkı sağlarken, arkadaşlarla kurulan bağlar (yüzde 22) ve yaşam koşulları (yüzde 21) gibi unsurlar da mutluluğa etki ediyor. Fiziksel sağlık, iş ve inanç gibi etkenler ise daha az oranda mutluluk kaynağı olarak öne çıkıyor.

Araştırmaya katılan mutsuz bireylerin ise en büyük kaygısı maddi durum (yüzde 58) oluyor. Ardından zihinsel sağlık (yüzde 30) ve fiziksel sağlık (yüzde 25) en yaygın mutsuzluk kaynakları olarak belirleniyor. Türkiye’de ise katılımcıların yüzde 23’ü ülkenin ekonomik durumunu, yüzde 18’i ise sosyo-politik ortamı mutsuzluk nedeni olarak gösteriyor. Araştırma, maddi güvence eksikliğinin mutsuzluğun temel nedeni olduğunu, ancak aile bağları ve sevgi dolu ilişkilerin mutluluğu artırmada kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
En az mutlu olanlar 50’li yaşlardaki bireyler
Araştırma, ayrıca yaş gruplarına göre de mutluluk seviyelerinde değişiklikler olduğunu gösteriyor. 50’li yaşlardaki bireyler en düşük mutluluk seviyesine sahipken, 70 yaş üstü bireyler ise en mutlu grup olarak öne çıkıyor. Gençlerde ise Gen Z erkeklerinin mutluluk seviyesi, diğer yaş gruplarındaki erkeklerden ve kadınlardan daha yüksek. Bunun yanı sıra, gelir seviyesi de mutluluğu etkileyen önemli bir faktör. Düşük gelirli bireylerin yüzde 62’si mutlu olduğunu belirtirken, yüksek gelirlilerde bu oran yüzde 75’e çıkıyor. Ancak, mutluluğun kaynağı paradan çok, aile ilişkileri, sevgi ve takdir edilme hissi olarak öne çıkıyor.

30 ülkeden toplanan verilere göre, diğer nesillerde cinsiyetler arasında mutluluk açısından belirgin bir fark görülmezken, Z kuşağındaki erkeklerin yüzde 75 mutluluk oranıyla kadınların (yüzde 69) önüne geçtiği tespit ediliyor. Z kuşağı erkekleri yalnızca aynı yaştaki kadınlardan daha mutlu olmakla kalmıyor, aynı zamanda 30’lu, 40’lı ve 50’li yaşlardaki erkeklerden de daha yüksek bir mutluluk seviyesine sahip. Hatta bu grup, Baby Boomer erkeklerinin (yüzde 75) mutluluk oranına neredeyse yetişiyor.

Para mutluluğun anahtarı değil ama mutsuzluğun en büyük nedeni…
Araştırma paranın mutluluğun anahtarı olmadığını ancak yetersiz gelirin mutsuzluğun en büyük nedeni olduğunu ortaya koyuyor. 30 ülkeden elde edilen verilere göre, tüm gelir gruplarındaki bireyler mutsuzluklarının en önemli sebebini “maddi durum” olarak belirtiyor.
Düşük gelirli bireylerin sadece yüzde 62’si mutlu olduğunu ifade ederken, bu oran orta gelirlilerde yüzde 71’e, yüksek gelirlilerde ise yüzde 75’e çıkıyor. Ancak mutluluğun asıl kaynağı para değil; aile, sevgi ve takdir edilme hissi olarak öne çıkıyor. Düşük gelir grubundakilerin yüzde 38’i kendilerini en çok “takdir edildiğini hissetmenin” mutlu ettiğini söylerken, orta ve yüksek gelirliler ise mutluluklarını öncelikle “aile ve çocuklarına” bağlıyor.
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri ise tüm gelir seviyelerinde finansal sıkıntıların mutsuzluğun başlıca nedeni olması. Düşük gelirlilerin yüzde 62’si, orta gelirlilerin yüzde 60’ı ve yüksek gelirlilerin yüzde 54’ü mutsuzluklarının temelinde maddi sorunların yattığını belirtiyor.

Mutsuzluğun diğer adı parasızlık
Ipsos’un çalışmasına göre, mutsuz bireylerin yüzde 58’i finansal durumlarını en büyük mutsuzluk kaynağı olarak gösteriyor. Bu oranla maddi sıkıntılar, küresel mutsuzluk endeksinin tartışmasız lideri konumunda.
Araştırmanın dikkat çekici bulgularından biri, ülkelere göre mutsuzluk kaynaklarının çeşitlilik göstermesi. Endonezya’da yaşayanlar hem finansal durum (yüzde 58) hem de barınma koşulları (yüzde 21) konusunda ciddi sıkıntılar yaşarken, Türkiye’de katılımcıların yüzde 23’ü ülkenin ekonomik durumunu, yüzde 18’i ise sosyo-politik ortamı mutsuzluk nedeni olarak belirtiyor. Avustralya, Kanada ve İngiltere gibi ülkelerde ise zihinsel sağlık ve refah (yüzde 30) en önemli mutsuzluk kaynağı olarak öne çıktı.
Sağlıkla ilgili endişeler de küresel mutsuzlukta önemli bir yer tutuyor. Fiziksel sağlık ve refah, Hollanda’da yüzde 25’lik oranla en büyük mutsuzluk faktörlerinden biri olurken, Fransa’da katılımcıların yüzde 15’i hayatlarını kontrol edememe hissinden şikayetçi.
İlginç bir şekilde, sosyal medya platformları (yüzde 3) ve dini inançlar (yüzde 4) mutsuzluk nedenleri arasında en az etkiye sahip faktörler olarak belirleniyor. Güney Kore’de katılımcıların yüzde 19’u hayatın anlamını sorgularken, Hindistan’da aile ve çocuklar (yüzde 13) mutsuzluk kaynakları arasında yer alıyor.

Araştırmanın metodolojisi:
Ipsos’un Global Advisor ve IndiaBus platformları aracılığıyla 30 ülkede gerçekleştirdiği araştırma, 20 Aralık 2024 ila 3 Ocak 2025 arasında 23 bin 765 kişiyle yapıldı. Örneklem, farklı ülkelerde yaş, eğitim ve sosyoekonomik düzeylere göre çeşitlendi. Hindistan örneklemi, büyük şehirlerdeki A, B ve C sınıflarındaki geniş bir nüfusu yansıtıyor. Ayrıca, bazı ülkelerdeki örneklemler daha kentsel, eğitimli ve varlıklı kesimleri temsil ediyor. Veriler, her ülkenin demografik profilini doğru şekilde yansıtacak şekilde ağırlıklandırıldı.
Araştırmanın tamamını buradan inceleyebilirsiniz.