Reklamlar çoğalmış, çoğalmakla kalmayıp “kriz geldi, geliyor” söylemlerine inat bir iyimserlik kaynağı haline bürünmüş. “Elbette reklam dediğin iyimser olacak!” dediğinizi duyar gibiyim. Unutmayın, korkutanı da var, kızdıranı da… Şehrizar Konakları başlığıyla bir basın bülteni gelseydi inşaat firmalarından satış odaklı gelen yüzlerce bültenden biri daha deyip es geçerdim ama Cihan Ünal ile başlayıp “sessizliğini bozdu”nun altı özenle çizilince bakmadan edemedim. Eh, okuyunca reklamdaki iddiaları görmek için görsellerine de baktım. Şehrizar iddiası gelenekten geleceğe bir dünya vaat ediyor olması. Kampanyanın görsellerine gelince hiç sorunu yokmuş gibi birbirlerine saygıyla dokunan huzurlu erişkinler, üç çocuklu mutlu bir çift ve apaydınlık bir çekim. Özlenen Türkiye gibi… Keşke demeden geçemeyeceğim. Pınar Krem Peynir şehir hatları vapurunda daha önce örneklerini yabancı ürünlerde gördüğüm bir çalışma yapmış. Yolcular haberli miydi bilmem ama bilmiyorlarsa da rollerini iyi yapmışlar. Pınar Krem Peynir etrafında ortak bir duygu hali oluşturmak üzere yapılan aksiyonun bana göre en özgün yanı vapur ve simit, peynir denklemi. İyi yakalanmış bir “İstanbul geleneği” yine iyimser bir havayla reklama geçirilmiş.
Bu yazı Günseli Özen Ocakoğlu’nun köşesinden alınmıştır
