İstiyoruz ama şimdi…
Getir” isminden de anlaşılacağı üzere kendini “fiil” ile tanımlayan yeni nesil işlerden biri. Her ne kadar Getir’in fiziki anlamda bir sınırı varsa da isminden de anlaşılacağı gibi iddiası neredeyse sınırsızlıkla eş değer.
Getir, Nazım Salur’un BiTaksi başarısının sonrasında yine tüketici ihtiyaçları içgörüsü üzerine bir grup yeni nesil girişimciyle inşa ettiği işlerden biri. getir.com alan adıyla mobil üzerinden talep alan şirket sağlam bir altyapı ve yazılıma sahip.
Dünyada bir benzeri daha olmadığını söylüyor getir.com’un Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Tuncay Tüfek. Benzersizlik, işin en zor kısmını da oluşturan siparişleri bir yerlerden toplamak yerine kendi stoklarından gerçekleştirmesinden kaynaklanıyor.
Rakamlarla Getir’in farkı
getir.com’un Genel Müdürü ve kurucu ortağı Tuncay Tüfek, Kurumsal İletişim Direktörü Serhat Karakaya ve Pazarlama Müdürü Batuhan Gültakan ile geniş bir ufuk turu yapıyoruz:
➞ Yüzlerce ihtiyaç maddesini istenilen noktaya ortalama 10 dakika gibi bir sürede 7/24 götürerek tüketiciyle buluşturuyor.
➞ İndirilme sayısı bir milyona yaklaşan aplikasyon, günlük ortalama 3 bin 500 sipariş teslimatı yapıyor.
➞ Bebek bezi, çikolata, cips ve içeceklerden tıraş köpüğü, deterjan ve deodoranta ve hatta kedi-köpek mamasından pile kadar yüzlerce çeşit ürün talep edilen noktaya ortalama 10 dakika içerisinde getiriyor.
➞ Siparişin gelişi haritadan canlı olarak izlenebiliyor, geliş zamanını görebiliyorsunuz. İstanbul’un genelinde kendi motosikletli kurye ve ticari araçlarıyla dağıtım gerçekleştiriliyor.
➞ Ödemeler sistem üzerinden MasterPass altyapısıyla kredi kartıyla ya da BKM Express ile yapılıyor. Bir kere kayıt olmak yetiyor.
➞ Şu ana kadar yazılım ve altyapıya 10 milyon dolarlık bir yatırım yapılmış. İşin sınırsızlığı büyüme potansiyelini de sınırsız kılıyor bu nedenle. Girişim yatırım almaya açık.
➞ 22 adet depo 200’e yakın hafif ticari ve motorlu taşıtıyla İstanbul’un yüzde 80’ine teslimat yapabiliyorlar. Hedef önce İstanbul’un tamamını kapsamak sonra zamanı değerli insanların yaşadığı şehirlere, yurtdışına açılmak.
Sonuç; her ne kadar ülkemiz terör tehdidi altında olsa da getir.com’un siparişleri giderek artıyor. Bunu dışarda olmak yerine evde tüketelim eğiliminin tetiklediği düşünülüyor. 15 Temmuz akşamı en çok ne istendi sorusunun yanıtını Pazarlama Müdürü Batuhan Gültakan veriyor, “Su açık ara öndeyken ardına un, makarna ve pirinç talebi geldi” diyor.
Getir.com ciddi bir tüketici içgörüsü yakalamak için data üretmeye devam ediyor. Big Datayı Big Meaning’e dönüştürmek üzere getir.com’dan çokça faydalanıp sizlerle de paylaşacağız.
Her şey daha yaşanır bir şehir için
Hep inana geldiğim üzere üçüncü sektör çok önemli. STK’lar istendiği kadar hızlı yol almasa da azimle odaklandığı hedefe yürüyor.
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Arzu Tekir ile son dönemde daha çok konuşulmaya başlayan projeleri üzerinden konuştuk. Hani günün koşuşturmasında toplumun ezici çoğunluğunun fark etmediği çölde vaha gibi bir kurumda, yaşanabilir şehirlerin var edilebilmesi için çalışıyor. Tekir, Yaşanabilir Şehirlerde Yol Güvenliği, Obezite ve Enerji Tasarrufu üç ana başlık üzerinden EMBARQ Türkiye’nin faaliyetlerini anlattı.
1 EMBARQ’ın kuruluş amacı yaptığı işlerin kaynağını oluşturuyor;
➞ Göstergeler gelecekte megakentleri işaret ederken 2020’de dünya nüfusunun yarısı kentlerde yaşayacak. Kentler çok hızlı büyüyedursun buna karşın altyapı yatırımları henüz tamamlanmamış. Hızlı kentleşmedeki en önemli sorun ise kent içi ulaşım. EMBARQ 2002 yılında Dünya Kaynakları Enstitüsüne bağlı bir sivil toplum kuruluşu olarak kent içi ulaşımı iyileştirmek amacıyla kurulmuş.
➞ Önce Brezilya, Çin, Hindistan, Meksika’da ve en son 2005 yılında EMBARQ Türkiye ofisi kurulmuş.
➞ EMBARQ’ın kurucusu Lee Schippe, kuruluşta Shell Foundation’dan önemli katkılar almış. Kurumun ilgi alanını çevreye zarar vermeyen yakıtlar sınırları içinde kalmayıp gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir ulaşım sistemlerine duyulan ihtiyaç anlatılmış. Bu yaklaşım Shell Foundation tarafından da desteklenmiş.
➞ Medya önemli bir parametre. Türkiye ofisinin en büyük destekçisi Bloomberg Philanthropies. Dolayısıyla kurumun Türkiye’deki mecrası Bloomberg TV’nin de desteği alınıyor. Bölgesel çalışmalarda ise yerel medya tam destek veriyor.
2 Yol güvenliği
➞ Yol güvenliği en önemli konu çünkü Türkiye’de trafik kazalarında her yıl 10 binden fazla kişi ölüp 200 bin kişi yaralanıyor. 2013 rakamlarına göre trafik kazanların yıllık ekonomiye maliyeti 20 milyar TL seviyesinde. Hız, alkollü araç kullanma ve emniyet kemeri takmama kazaların en önemli nedenleri.
➞ Ancak gözden kaçan bir konu daha var. EMBARQ’ın uzmanı olduğu nokta yol geometrisi. Planlama ve tasarımın trafik güveliğine uygun yapılması hayati bir öneme sahip. Çünkü iyi bir planlamayla araçların hızını düşürebilirsiniz. Ya da doğru trafik işaretlendirmeleriyle kazaları azaltabilirsiniz.
➞ Eskişehir, Kayseri, Konya, Kocaeli ve Antalya’da yapılan incelemelerle yol planlamaları doğru yapılmış olsaydı bu beş şehirde yılda 70 ölüm ve 500 yaralanmanın önüne geçilebilirdi.
➞ EMBARQ Türkiye 16 büyük şehirde ve Afrika’da da iki büyük şehirde çalışmalarını sürdürüyor.
3 Hareketsizlik obezite demektir
➞ Türkiye’de toplumun yüzde 70’i hareketsiz bir yaşam sürüyor ve obezite hızla artıyor. Bunda yaşam konforunun artmasının payı büyük. Özellikle 15-25 yaş arasındaki hareketsizlik oranı daha yüksek. Bu manzara sağlık sistemine ciddi bir yük getiriyor.
➞ Toplu ulaşımda entegrasyon çok önemli çünkü iyi entegre olmuş bir ulaşım sisteminde aktarmalar sırasında insanlar yürüyor ve bu da hareketi artırıyor. İnsanları toplu taşımaya yönlendirirken bunun sağlığa katkısı savunuluyor.
➞ Batı Avrupa ülkelerinde bisikletli ulaşıma ciddi bir yatırım var. Türkiye’de de iyi niyetli çalışmalar varsa da koordinasyonsuz çalışılıyor. Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ayrı ayrı çalışmalar yapıyor ama bakanlıklar arasında koordinasyon yok. Bu nedenle yapılan çalışmalar amacına ulaşmıyor.
➞ “Yürünebilirlik” konusundaki ilk çalışma Danimarkalı bir kentsel tasarım ofisiyle Tarihi Yarımada için yapılmış raporda pek çok öneri sunulmuşsa da ilk çalışma 2011 yılında Fatih Belediyesi ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından 95 sokağı trafiğe kapatarak yayalaştırma çalışması olmuş.
➞ 2014’te çalışma raporunda yayalaştırmadan kaynaklı genel memnuniyet yüzde 80 olarak gerçekleşirken esnafın cirosu yüzde 25 artmış.
➞ Şimdi benzer bir çalışma İzmir Kemeraltı’nda yapılıyor. Tarihi Kemeraltı bölgesinde 50 hektarlık bir bölgenin yayalaştırma ve tarihi yapıların elden geçirme çalışmaları yapılıyor.
4 Enerji verimliliği
➞ 2014-2015 yıllarında EMBARQ’ın WRI Sürdürülebilir Şehirler Platformu’na evirildi ve ulaşım dışında kentlerde enerji verimliliği konusunda da çalışmaya başlandı.
➞ Türkiye’de 400 milyar dolarlık bir kentsel dönüşüm programı var. Bu kapsamda Türkiye’deki binaların yüzde 25’inin değişmesi gerekiyor. Bu da 16 milyon bina anlamına geliyor. Bu binaların enerji verimliliğini sağlayacak şekilde yapılması gerekiyor. EMBARQ Türkiye yerel yönetimlere enerji verimliliği politikalarının oluşturulmasında ve kamu binalarının daha verimli hale getirilmesi konusunda işbirliği yapabileceğini söylüyor.
➞ Her şehirde çalışmak gibi bir hedef yok. Hedef uyumlu ve projeleri hayata geçirecek belediyelerle çalışmak. Eskişehir bu tanıma uygun. Bir yıl boyunca enerji verimliliği konusunda Eskişehir Belediyesi’ne destek verilecek.
➞ Kocaeli çok yoğun olarak çalışılan ve çok iyi sonuçlar alınan bir şehir. Kocaeli’yi Budapeşte ile eşleştirip yerinde bilgi paylaşımında bulunulmuş. Bu çalışmayla çok güzel bir bisiklet paylaşım sistemi kurulmuş ve otobüs sistemi iyileştirilmiş.
➞ Hiçbir şehirde istenilen hızla ilerlenmiyor ama sivil toplum kurumu olmanın iyimserliğiyle Arzu Tekir her şeyin daha iyi olacağına inanıyor.
GÜNSELİ ÖZEN…