“Wired 100” listesinde “Dijital dünyayı şekillendiren 100 girişimci” arasında yer alan, Türkiye’de girişimci dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri Sina Afra… Kurucusu olduğu Markafoni Türk internet tarihinin en büyük satışlarından birine imza atarken Afra da 2014 ve 2015’te Avrupa’nın en önemli 100 girişimcisi arasındaki yerini aldı. Hem başarılarla dolu bu süreci hem de Türkiye’deki girişimcilik atmosferini konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Afra Türkiye’de girişimciliğin artması için başarı hikayelerine ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Keşke 20 yaşında girişimci olsaydım
✓15 yıl kurumsal tarafta çalıştıktan sonra girişimci olmaya karara verdim ve ilk girişimim de Markafoni oldu. Bugün 21’inci girişimimi hayata geçiriyorum. Bunlardan bazılarını sattım, bazıları battı, bazıları hâlâ devam ediyor.
✓Farklı işlerle uğraşmayı seviyorum. Markafoni’yi kurduğumda da online moda deneyimim yoktu. Şu anda ise bir online emlak girişimiyle ilgileniyorum ki şimdiye kadar gayrimenkulle oturduğum evi kiralamak dışında bir ilgim olmadı.
✓Keşke 40 yerine 20 yaşında girişimci olsaydım. Çünkü o yaşlarda kaybedecek bir şeyiniz olmuyor. 6 ay bir şey denersiniz ama başarılı olamazsanız da gidip bir kurumda çalışırsınız. En kötü CV’nizde hoş bir ekleme olur. Bunu 40 yaşında deneyince çok kolay olmuyor.
Duygusal bağ kurduğum tek girişim Markafoni
✓Girişimlerim içinde duygusal bağ kurduğum tek bir şirket var oda CEO’su olduğum Makafoni’ydi. Zaten onun dışında da başka bir girişimime CEO olmadım. CEO’su olacağım şirketin gece beni uykusuz bırakması, heyecanlandırması lazım. Yeni yatırımımda da CEO olacağım.
✓2014’ün Mayıs ayından beri Markafoni’nin sayfasına da bakmadım haberlerini de takip etmiyorum. Baktığımda hata görürüm endişesi de buna sebep sanırım. Bir de o perde benim için kapandı. Çünkü karşı taraf hakkını verdi ve markayı sattık.
✓Uzun süre kurumsalda çalışıp sonrasında girişimci olmanın avantajlarını da yaşadım. Genelde girişimciler üniversitede girişimlerini hayata geçirirler. Ama bu yoldan gittiğinizde bir şeyleri öğrenmeniz çok zaman alıyor, şirketinizi 10-15 yıl sonra ancak satabiliyorsunuz. Ama ben finans dünyasında uzun süre tecrübe kazandığım için 2008 Eylül’de kurduğum Markafoni’yi 2011 Mayıs’ta sattım. Çünkü nasıl yatırım bulacağımı nasıl satabileceğimi biliyordum.
Dijital pazarlama “deneme-yanılma” ile keşfedilir
✓Dijital fikirlerin yüzde 90’ı Amerika, İsrail ve İsveç’ten çıkıyor. Amerika’da yetenek ve para var. İsrail ve İsveç ise iç pazar olmadığı için sürekli global düşünüyor. Biz iyi fikirleri ülkesine uyarlayan kısma giriyoruz. GittiGidiyor e-Bey’in, BiTaksi mytaxi’nin yerel versiyonu. İç pazar olduğu için daha çok B2C projelerle başarılı oluyoruz.
✓Yeni kurulan bir girişimin pazarlamaya ayırması gereken bütçe cirosunun yüzde 30’u kadar olmalı. Çünkü bilinirliklerini arttırmaları gerekiyor. Ama firma büyüdüğünde ve bilinirliği artığında bu oranın yüzde 5-7 arasında sabitlenmesi lazım.
✓İnsanlara hâlâ online marketinge mesafeli yaklaşıyor. Oysa online marketingin özü tüm dijital kanaları deneme yanılma yoluyla kullanarak en efektif yöntemi bulmak… Pazarlamacılar dijitale de klasik mecralar gibi bakıp bir anda ciddi yatırım yapıp bekliyorlar.
Türk girişimciler finansman sıkıntısı yaşıyor
✓İyi bir girişim atmosferi için hevesli genç girişimcilere, finansmana ve başara hikayelerine ihtiyaç var. Bu üçü varsa önce ekosistem sonra da büyük girişimler ortaya çıkıyor.
✓Ülkenin durumu dışardan çok karışık görünüyor ki bu da yabancı yatırımcıyı korkutuyor. İç pazarda ise çok para dönmüyor. Büyük yerli sanayiciler de klasik alanlara yatırım yapmayı tercih ediyor. O sebeple Türk girişimcisinin önündeki en büyük engel finansmana erişim olarak görünüyor.
✓Büyük yerli sanayicileri yeni nesil girişimlere yatırım yapmaya teşvik etmek için başarı hikayelerine ihtiyacımız var. Markafoni, GittiGidiyor ve Yemeksepeti’nin satışı bu anlamda heyecan yarattı. Her yıl 1 milyar dolarlık bir girişim satışı gerçekleşse işin rengi değişecek.
Bir girişimin başarısı zamanlamasına bağlı
✓ Bana ayda 80 kadar proje geliyor ve hepsini okuyup geri dönüş yapıyorum. Ama aralarından ilgilendiğim bir proje çıkıyor. Zaten benim her yıl yaptığım yatırım 10’u geçmiyor.
✓ Bana girişim teklifinde bulunacaklara ilk tavsiyem kısa ve öz yazsınlar. Bir fikrin özünü anlamak için sayfalarca belge okumaya gerek olmamalı. Zaten en iyi fikir en kısa anlatılandır…
✓ Bir yatırım yaparken sorduğum ilk soru “Zamanlama doğru mu?” oluyor. Çünkü araştırmalar da gösteriyor ki zamanlama fikirden ve ekipten bile önemli. İkincisi tek bir kurucu olması yerine iki ya da dört kurucu ortak olmasını tercih ediyorum. Üçüncüsü yatırımın ölçeklenebilir olması lazım.
“Eylül sokak no:6”
✓ Aslında “Eylül Sokak No:6” kitabının kahramanları arasında ben yoktum. Ancak kitabın yazarı Sıtkı Silah kurgusu gereği başkahramanın bir fikri olduğunu ve bu fikri hayata geçirmek için de ulaşmak istediği biri olduğunu söyledi. Sonrasında bu ulaşılacak olan kişinin ben olmamı istedi. Ben de kabul ettim ve kendisiyle yaptığımız sohbetlerden kitaba bir takım otobiyografik bilgiler aktardı.
✓ Ofisimin kapısında bir tabela yok. Sadece büyük bir “No:6” ibaresi var. Çünkü burada o kadar farklı girişimler yapılıyor ki bunları kapsayacak bir tabela yapmak mümkün değil. Kitabın yazarı Sıtkı Silah’a bunu anlattığımda kitabın ismini “Eylül Sokak No:6” koymak istediğini söyledi.
✓ Kitabın bir tarafından okumaya başladığınızda hikayenin kahramanı benimle buluşup projesini ulaştırıyor ama diğer taraftan başlayıp okuduğunuzda bana ulaşamıyor. Bu kitabın asıl özelliği de bu yazım tekniğinden kaynaklanıyor.
Hayata geçmiş fikirlerle ilgileniyorum
✓ Ben fikir desteklemiyorum, hayata geçirilmiş fikirlerle ilgileniyorum. Zaten bir fikre inanıyorsanız bir şekilde hayata geçiriyorsunuz.
✓ Son girişimim online gayrimenkul. Amaç insanların dairesinin satışını kolaylaştırmak. Dairesini satmak isteyenler siteye gelip bilgileri paylaşıyor. Sonra bir kişi gidip daireyi inceliyor ve 48 saat içinde bir teklif veriyor. Kabul ederseniz de 3 gün içinde paranızı alıyorsunuz. Bu kadar basit.