Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu geniş bir katılımla gerçekleşti
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler tarafından düzenlenen Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nun dördüncüsü bugün Sakarya’nın Sapanca ilçesinde gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas ve WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Arzu Tekir’in yaptığı etkinlikte Türkiye’nin de altına imza attığı uluslararası antlaşmalarda yer alan taahhütlerin şehirlerimizde nasıl uygulanacağı tartışıldı.
“Düşük karbonlu ekonomi ile 17 trilyon doları bulan tasarruf sağlanabilir”
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Arzu Tekir yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkenin, kentlerin yaşanabilirliğini ve sürdürülebilirliğini artırmak için büyük önem arz eden uluslararası anlaşmalara imza attığını ve bu anlaşmaların Türkiye için de iklim, kentleşme ve yol güvenliği gibi konularda 2030 yılına kadar tutturması gereken net hedefler ortaya koyduğunu belirtti.
Artan nüfusun; tüketimi arttırdığını ve buna paralel olarak yeni istihdam alanlarına ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Tekir, “Artan istihdamı karşılamak için endüstrileri büyütüyoruz ve daha fazla üretiyoruz. Sonuç olarak dünyamızı gelecekte geriye dönüşü olmayacak bir şekilde hızla her açıdan kirletiyoruz. Büyümek kontrolü olmadığı sürece yarardan çok zarar getiren bir süreçtir. Ekonomileri büyütürken gelişmiş ve Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelerin, gelecek nesillere aydınlık bir dünya bırakmak için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi de büyük önem taşıyor.” dedi.
Şehirlerin, düşük karbonlu ekonomi ile büyümeleri sonucunda dünya genelinde 2050 yılına kadar 17 trilyon doları bulan bir tasarrufun sağlanabileceğine dikkat çeken Tekir sözlerini şu şekilde sürdürdü: “WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler olarak biz de sürdürülebilir kentler için ulaşım ve kentsel gelişimi teşvik etmek amacıyla kirliliği azaltmak, halk sağlığını iyileştirmek, karbon gazı salınımını azaltmak ve güvenli kamusal alanlar yaratmak için faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Özellikle şehirlerde ulaşım ve kentsel gelişim alanında sürdürülebilir ve birbirleri ile bütünleşik çözümler sunmayı hedefliyoruz, yaşanabilir şehirler inşa etmek için tüm çözümlerin bütünleşik bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
“Yükümlülüklerimizi yerine getirme konusunda samimi olmalıyız”
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu; “İklim değişikliğinin ortaya çıkardığı tehdit, tüm insanlığın öncelikli sorunlarından biri haline gelmiş durumdadır. Dünyamız, ülkemiz ve kentlerimiz küresel ısınma tehdidi ile yüz yüzedir. Ancak Paris Anlaşması, katılımlı şekilde hazırlanmış olması, süreçlerin daha şeffaf yürütülmesi ve bazı somut hedefler öngörmesi bakımından umut vadetmektedir. Söz konusu anlaşma bütün ülkelere sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluk, ortak fakat farklılaşmış sorumluluk anlayışı ile ülkelerin kendi kapasitelerine göre olacaktır.” dedi.
Süreci Türkiye açısından da değerlendiren Toçoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’deki nüfusun yüzde 90’ı il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Bu anlamda Türkiye toplumu kent toplumudur. Hızlı kentleşme olgusu ve sanayileşme baskısı, bu süreçte yerel yönetimleri zorlasa da ülkemiz, uluslararası taahhütleri karşılayabilecek niteliktedir. Yükümlülüklerimizi yerine getirme konusunda samimi olmak ve süreçleri şeffaf bir şekilde yürütmek zorundayız.”
“Üniversiteler görevini yaptığı müddetçe yaşanabilir atmosferler oluşturabiliriz”
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas ise konuşmasında üniversitelerin yaşanabilir şehirler alanındaki rolüne değinerek, “Üniversiteler artık basit bir atmosferden çıkıp çok karmaşık bir atmosfere doğru gitti. bunun doğurduğu bürokrasiden, fazla işlerden kurtulup işlerimizi sürdürülebilir bir hale dönüştürmek için üniversitemizde bir sistem geliştirdik. Bu sistemin özü şudur; bir rektörün, bir öğretmenin, bir bölüm başkanının, bir öğrencinin yaptığı işlerde ne var ise sistem olarak otomatik hale getirmek. Dolayısıyla yaptığımız işlerin basit, uygulanabilir ve sonuç odaklı olması gerekiyor. Her şey insanların daha mutlu bir hayat sürmesi için. Bizim görevimiz bu kadar karmaşık bir üniversiteden, basit yönetilebilir bir üniversite çıkarmak, uygun insanlar yetiştirerek yaşanabilir şehirler konusunda karar vericilere destek olmaktır. Dolayısıyla üniversite öğretimin bu yönde evrilmesi şarttır. Üniversiteler görevini yaptığı müddetçe bizler sürdürülebilir, yaşanabilir atmosferler oluşturabiliriz.” dedi.
“Yaşanabilir şehirler hem şimdiki hem de gelecek nesiller için çok önemli”
WRI US Direktörü & Portland Oregon Eski Belediye Başkanı Sam Adams da yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Yaşanabilir, sürdürülebilir şehirlere sahip olmak artık zorunlu hale gelmiştir. Sürdürülebilir bir şehir daha sağlıklı, daha refah seviyesi yüksek ve daha eşitlikçi bir yaklaşıma sahip şehir demektir. Bu şehirler hem şimdiki nesil için hem de gelecek nesiller için çok önemli. Tabii yaşanabilir şehirler hedefine ulaşmak oldukça zor bir çalışma gerektiriyor. Farklı paydaşları bir araya getirmek bunlardan bir tanesi. Dünyadaki diğer örneklere bakarak ilham edinmek bu işin en önemli parçasıdır. Ancak bu şekilde başarılı olabiliriz. Bugün burada yaptığımız etkinlik ise bu zoru başarmak adına atılmış önemli bir adımdır.”
Konuşmalar ardından etkinlik; yerli ve yabancı uzmanlar, akademisyenler, belediye başkanları ve çeşitli bakanlıklardan yetkililerin; “Küresel Taahhütlerden Yerel Uygulamalara”, “Küresel İklim Hedeflerine Ulaşmak & İklim Değişikliği Eylem Planları”, “Tasarımla Daha Güvenli ve Erişilebilir Kentler” ve “Verimli Binalar: Kentler için Büyük Fırsat” başlıkları altında yapılan panellerdeki bilgi, deneyim ve çözüm önerilerini paylaşımları ile devam etti.