Dünyayı çocukların gözünden görmek!
Bulutlara bakıp onların üstünde zıplamayı ya da pamuk şeker gibi onlardan kopartıp yemeyi, gökyüzüne baktığınızda ayın ucunda oturup bacaklarınızı sallamayı düşünmek size çok mu uçuk geliyor? Çocuklar daima yaratıcı fikirlere sahip, her şeyi daha güzel gören ve anı keyifli hale getiren dünyanın en masum varlıklarıdır. Çocuklar az şey bilir belki ama o bildikleriyle yarattıkları müthiş bir dünya vardır. Hırstan uzak, tertemiz ve masumiyetle dolu.
İyi çocukların dileği daima kabul olur
Bir çocuğun yüzüne bakmak, onun gözlerindeki ışığı görmek, küçük mutluluklarıyla mutlu olabilmek…
Umuttur çocuk olmak, hep bir umut. Geleceği düşünmez ama alacağı arabanın veya bir oyunun hayalini kurar, buna inanır ve iyi bir çocuk olursa bunun hemen gerçekleşeceğini düşünür. Öyle de olur sonucunda. Hayat bu kadar masum değildir evet ama dünyaya çocuk gözüyle bakarsanız her şeyi daha basite indirgeyebilir ve ulaşamayacağınız değil de gerçekliğe daha yakın isteklerde bulunuyor olabilirsiniz.
Ulaşabileceklerinizi istemek sizi her zaman daha mutlu edecektir. Çocukların gözünden hayat; aslında her zaman daha temiz, daha masum yani daha güzel bir dünya, kötülükten uzak, hırslardan uzak insanın özünü ortaya koyan bir dünya.
Bazen çocuk olmak gerek
Dünyaya çocukların gözünden bakmak için çocukla çocuk olmak gerek bazen. İşten güçten biraz olsun uzaklaşıp, sınırlarını genişletmeli onlarla aynı yerden hayata bakabilmeli ve gerçekten biraz olsun çocuk olabilmeli insan.
Biraz da masalsı bir yaşam, çocukların gözünden dünyayı görmek! Her gece anne ve babalarının, bir varmış bir yokmuş şeklinde başladıkları hikayeleri dinleyerek uykuya dalan masumiyetin ta kendisi çocuklar dünyayı nasıl kötü görebilir ki?
Alice Harikalar Diyarı’nda, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Rapunzel, Kırmızı Başlıklı Kız, Pinokyo ve dahası… Bu masallarla büyüyen çocukların dünyası da hep güzelliklerle dolu ve sürekli mutlu beklentiler ve mutlu sonralarla bezenmiştir.
Çocukken her şey rengarenktir, dünya da bunun başında gelir! Hayaller vardır asla sonu olmayan ve karanlıkları bile aydınlıklara çıkarabilen…
Çocuklardan öğrenmemiz gerekenler:
Çocuklara hep bir şeyler öğretilmeye çalışılır, ama bizimde onlardan öğrenmemiz gereken ve eksik kaldığımız konular vardır. Nedir peki bunlar?
- KEŞFETMEK: Hiç durmadan keşfederler, her şeye karşı bir merak duyar, her zaman yeniliklere açık olarak bunları öğrenmenin keyfini doyasıya yaşarlar.
- GÜVENMEK: Günümüz dünyasında güven oldukça zor kazanılan bir duygu fakat işte bazen çocuk olmak gerek dediğimiz konulardan birisi de bu. Sorgusuzca güvenmeli arkadaşına, kötülük düşünmeden yalnızca sevmeli tıpkı onlar gibi.
- HAYAL KURMAK: Asla ve asla hayal kurmaktan vazgeçmezler, yorulmazlar ve umutsuzluğa kapılmazlar. Sınırları olmayan bir düşüncenin içinde bulurlar kendilerini. Hayal kurmakla yetinmemeli, sonuna kadar inanmalı!
- GERÇEK OLMAK: Yine kendimizi zaman zaman soktuğumuz kalıplardan birisi olan sahtelik! Yalandan gülümsemek, istemeden mutlu gözükmek… Oysaki çocuklar yalnızca isterse güler, isterse ağlar onları hiçbir şeye zorlayamayız çünkü onlar her zaman gerçektirler. Bizim de olmamız gereken samimi ve içten olmaktır.
Çocukları dinleyin, onların söylediklerine kulak verin, zıplayın, oynayın, dans edin… Stresli ve keyifsiz zamanlarınızda onları izleyin ve her şeyden uzaklaşın. Onların dünyalarının sizi içine almasına izin verin, emin olun ki sizi aslınıza döndürecekler!
Dünya daha renkli bir yer olsun diye…
Şöyle düşünsenize çay olmayan bir bardaktan çay içip, boş bir tencereden misafirlerine (hayali) yemek paylaştırıp onlarla sohbet eden ve “Mmm çok güzel olmuş ellerine sağlık canım” diye misafirini seslendirip daha sonrasında da “Ne demek! Afiyet olsun şekerim” şeklinde cevap veren bir masumiyet dünyaya nasıl bakabilir? Siz de onlar gibi masum bakabilirseniz bu dünyaya her şey olduğundan kat be kat güzelleşecektir.
Çocukken hep büyümek, büyüdükten sonra da hep çocuk olmak isteriz. Bu düzen değişmese bile masumiyetlerine inandığımız çocukların gözünden dünyaya bakmak her zaman daha farklı olacak.
Geçmişinize bir dönün ve çocukluğunuzu hatırlamaya çalışın. Hayatınızın en güzel hatıraları çocukluğunuzda saklı değil mi?
Buna cevabınız evet ise, o çocuğu hiçbir zaman içinizden söküp atmayın, hatta o sizin temeliniz olsun, kötü günlerinizde sığınacağınız, destek istediğinizde size inanıp güvenecek, hayal kurmak istediğinizde sizin yanınızda olacak ve en çok inanacak, cesaretlenmenizi sağlayacak…
Bu konuda çocuğa yönelik çocuk odaklı pazarlama yapan birçok şirket var ancak benim favorim Disney. Sosyal medya hesaplarında tamamen çocuklara odaklı bir iletişim sürdürüyorlar. Bir bakıma dünyayı çocukların gözünden görüyorlar da diyebiliriz. Örneğin; Filmlerden akılda kalıcı sahneleri alarak günlük yaşama uyguluyorlar. Yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de hafta sonu eğlenceli iki günden ibaret. Yetişkinlere hitap eden firmalar “bu hafta sonunu dinlenmeye ayırın” derken, çocuklara hitap eden firmalar “bu hafta sonu hangi oyunu oynayacaksın?” diyor. Bu da çocuklar ile markalar arasında güçlü bağlar kurulmasını sağlıyor. Çocuklar her gün sevdiği karakterler hakkında bir şeyler bulabileceğini biliyor. Böylelikle markayla çocuk arasında bir ilişkiden çok bağ oluşmuş oluyor.
Yani dünyaya da o çocuğun gözleri ile bakmaya çalışın ki dünya daha yaşanası ve renkli bir yer olsun!