Turkey (Go) Home Kampanyası
Başlıktaki kavram ilk kez dünyada anti Amerikan kampanyalarda kullanılmıştı. “Yankee Go Home” şeklinde… Şimdi benzer bir kampanya özellikle Hristiyan Batı ülkelerinde Türkiye’ye karşı yürütülüyor. Hem de bu sefer Türkiye içinden de gereken destek alınarak.
Şu sıra bizim yurt dışında yürütülen bir kampanyamızın adı Turkey Home of Poetry olduğu için bize biraz o sloganı çağrıştırdı.
Bu hayli entelektüel tanıtım kampanyasına Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçen ay içinde start verildi. Tam o günlerde Prof. Dr. Nabi Avcı Bey’in yerine atanmış olan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Topkapı Saray’ındaki Konyalı lokantasında dört saat süren bir yemekli toplantı düzenlemişti. Çeşitli fikir ve sanat insanlarıyla gruplar halinde yapacağı görüş alışverişi buluşmalarının ilkinde 20 konuk vardı.
Sanatın evrensel bir dil olduğunun ve bu topraklarda yetişen sanatçıların yine bu toprakların tarihi ve kültürü ile yoğrulduğunun vurgulandığı reklam filminde, Türkiye’nin dört bir yanından kültürel değerler Enis Batur, Erdem Bayazıt, İlhan Berk, Yahya Kemal Beyatlı, Edip Cansever, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nâzım Hikmet, Attilâ İlhan, Adnan Özer, Ziya Osman Saba, Cemal Süreya, Kemal Tahir, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ömer Bedrettin Uşaklı ve Turgut Uyar’ın dizelerinin Saliha Paker’in İngilizce tercümesiyle bir araya getirilmesi eşliğinde görsel olarak sergileniyor.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Bundan sonra Türkiye’nin iletişiminde bu amblem/logo kullanılacak” dediği turkuaz rengindeki “Turkey Discover the Potential” kampanyasındaki logo yok bu filmde. O eski el yazısıyla yazılmış gibi laleli logo var. Demek ki devlet kuruluşlarımız farklı logolar kullanmaya devam edecek.
Bir de herhalde hedef kitle analizine uygun hazırlanmıştır konsept. Mesela kültür turizmi yapan entelektüel bir kesim hedeflenmiş olmalı. Bunlar da deli gibi, hepsi bizim için birbirinden değerli şairlerimize hayranlarmış mesela…
Bir de marka vaadi son derece ilginç. Packshot’a göre Türkiye resim sanatının evi (Hollanda, Fransa, Flaman bölgesi falan değil hani), Türkiye müzik sanatının evi, ebru sanatının, minyatürün (İran falan değil), efsanelerin ve nihayetinde şiirin evi… Bu alanlarda hiç fena değiliz tabii ancak bu sanatların merkezi biz miyiz? El insaf…
Vaatle hakikat arasında bu kadar uçurum olursa, yaşanacak düş kırıklığı da o kadar derin oluyor…
Milyonlarca vasat turist değil de sadece 5-10 bin tane entelektüelin Türkiye’ye gelmesi hedeflenmişse bile bu yaklaşımın doğruluğunu savunmak zor…
Millî kültürel bağımsızlık çizgisini savunan Sayın Bakan’ın o toplantıda yaptığı önemli tespitlerden biri de hiç şüphesiz, Türkiye’nin yurt dışı tanıtımının 6-7 değişik merci tarafından herhangi bir entegrasyona, strateji ve insan-para-zaman kaynak üçlüsünün optimum kullanımına dayanmayan bir şekilde yürütüldüğü gerçeğiydi.
İnşallah Sayın Kurtulmuş, bu dağınıklığa bir son vermeyi başarır…
12 dev adam 1 tane dev Hıp-Hop’çı
Türkçenin hip-hop’a ya da rap’e gidip gitmeyeceği, uygunluğu hep bir tartışma ve merak konusu olmuştur. Ben tahminlerden, temennilerden çok verilere göre akıl yürütmekten yana oldum hep. Ceza’nın Sus Pus adlı parçası 46 milyon 56 bin 349 görüntülemeye ulaşmış…
Benim için olay bitmiştir. Benim gibi Sezen Aksu, Erol Evgin, İnce Saz, MFÖ, Yeni Türkü hayranları bu anlamsızlığın anlamı tarzına pek takılmayabilirler; ancak belli ki Türkiye’nin ciddi bir kesimi Ceza’yı bağrına basmış. O zaman Garanti Bankası ve reklam ajansları Alametifarika’nın karar ve tercihleri doğrudur.
Garanti Bankası 2017 Avrupa Şampiyonası’nda da Milli Takım’ın sponsorluğunu üstlenmiş. İlk kez Athena ile kavramsallaştırılmış ve beyinlere kazınmış olan 12 dev adam konseptini bu kez Ceza almış ve ilginç bir söz düzeniyle yeni bir 12 Dev Adam şarkı çıkarmış ortaya.
Prodüksiyonda masraftan kaçınılmamış. Akıllı pota düzeni kurulmuş. Top fileden geçince ve çembere değince farklı farklı söz düzenleriyle parça devreye girmiş. Millîler önce biraz şaşırmışlar, sonra alışıp eğlenmeye başlamışlar. Bu gelişme kaydedilmiş ve bu durumdan, yani sahne arkası görüntülerden ikinci bir tanıtım filmi çıkmış.
Güvenlik görevlisinin işin içine katılıp onun sesinden bir hip-hop dizesi duymak bir başka sürpriz olmuş… Garanti, Alametifarika ve yönetmen Ozan Açıktan’ı kutluyorum. Beğenmek ve doğru bulmak iki ayrı şeydir. Ben filmi son derece doğru buldum. İlk iki günde 19 bin görüntülemeye ulaşmış olması da, zaten doğruluğunu belgeliyor.
Axa’dan dertsiz kampanya
Geçen ayın sonuna doğru Axa Sigorta bir kampanya başlattı. Ana sloganı “Dert varsa derman Axa!”… İlk üç günde toplam görüntülenme bir milyonu geçmiş. Yeni müşteri penetrasyonu beklentinin üstünde artmış. Aslında yazıyı burada noktalayabiliriz. Sonuç önemli. Sonuç da olağanüstü başarılı… O halde aferin deyip geçmek mümkün. Ancak olay fazlasını gerektiriyor.
- Axa risk almış. Gürgen Öz’e vermiş Oytunç rolünü. Romantik Komedi filmlerinin başarılı oyuncularından… Ancak bildiğimiz klasik anlamda star değil. Fakat öyle bir oyun çıkarmış ki, sadece onu izlemek için YouTube ya da Facebook’a uğranabilir.
- Axa risk almış. Onca maliyetle sinema filmi kalitesinde çektiği filmi sadece internet’te dolaşıma sokmuş. TV’lere vermemiş.
- Axa risk almış. Analog medyanın başta yazılı basın olmak üzere diğer unsurlarını da kullanmamış.
Risk olmadan başarı da olmuyor tabii. Ancak her risk alındığında da başarı gelmeyebilir. O nedenle bu gibi durumlarda ancak çok sağlam bir konsept, slogan ve uygulama /prodüksiyon yakalanabildiği zaman böyle düşük bütçeli, ancak yüksek etkiye sahip işler ortaya çıkabiliyor.