Deneyimli iletişimci Murat Demirok’un PR sektöründeki “tecrübeli ve başarılı çalışanları mutlu edemeyen ajanslar”a bir başkaldırı olarak kurduğu F5 İletişim Yönetimi sesiz sedasız ancak emin adımlarla büyüyor… 80 ülkede hizmet veren iletişim network’ü LEWIS’ın Türkiye’deki stratejik ortağı olan F5 İletişim Yönetimi’nin “çalışanı merkeze alan” yaklaşımını ve markalara verdikleri hizmeti Murat Demirok ve Ajans Başkan Yardımcısı Gönenç Atakan’dan dinledik… Demirok “Her iş ortaklığında parayı veren düdüğü çalamaz!” diyor…
F5 İletişim nasıl bir süreçle kuruldu?
Murat Demirok: F5 İletişim Yönetimi aslında birçok halkla ilişkiler profesyonelinin “değerli hissetmek” özleminin şirketleşmiş hali diyebilirim. Sektörümüz yetişmiş insan kaynağı sıkıntısı çekse de çoğu zaman tecrübeli ve başarılı çalışanları mutlu edemiyor. Sektörde büyük ve saygın olarak nitelendirilen önemli ajanslarda çalıştım ancak ne yazık ki birçok meslektaşım gibi iki-üç yılda bir iş değiştirmek durumunda kaldım. 2011 yılı bu süreçleri daha fazla yaşamayı reddettiğim ve girişimci yanımı ideallerimdeki şirketi kurmak için harekete geçirdiğim yıl oldu ve F5’i kurmak üzere çalışmalara başladım.
Aslında şimdi geriye dönüp baktığımda bunun cesurca bir adım olduğunu görüyorum. Zira kimse bana “Sen şirket kur biz senin müşterin oluruz” demedi ve çalışmaya hazır bekleyen müşteri de yoktu. Tam bir start-up gibi yola çıktık… Evin salonunda tek başıma başlayan yolculuğum zamanla kazandığım çok değerli yol arkadaşlarım, F5’e güvenen, vizyon sahibi global ve yerel iş ortaklarımızla bugünlere geldi. Başarıya odaklanarak gece gündüz çok çalıştık ve bugün geldiğimiz nokta da bizi mutlu ediyor.
Verdiğiniz hangi hizmetlerle diğer ajanslardan farklılaşıyorsunuz?
M.D.: Biz F5 İletişim Yönetimi olarak iş ortaklarımızın ihtiyaçlarını doğru tespit ediyor, en doğru stratejiyi belirleyerek taktiksel planlamalarımızla hedefe tutkulu bir yolculuk yapıyoruz. İş ortaklarımızla çıkacağımız yolculukta şirketimizi tanımlayan doğru anahtar kavramlar ise dürüstlük, profes yonel samimiyet, stratejik ve yaratıcı bakış açısı, proaktiflik, mutlak başarı… Bu arada bir itirafta da bulunayım, biraz fazla proaktif olup bunalttığımız iş ortaklarımız da var!
F5’in markalarla çalışma kriterleri neler?
G.D.: Markaların kendilerine en uygun ajansı aradığı süreçte olduğu gibi, biz de doğru iş ortakları-markalar kazanmak hedefiyle hareket ediyoruz. Çalıştığımız markalar kendi alanlarında hem dünyada hem de Türkiye’de lider markalar. Bu bizi gururlandırıyor. Ama en önemli kriterimiz en büyüklerle çalışmak değil elbette. Geleceği veya ilgili sektörleri değiştirecek bir start-up’la da çalışabiliriz, çalışıyoruz da… Burada hem “Bizim değerlerimizle örtüşüyor mu?” hem de “gerçekten biz bu şirkete F5 kadar sahip çıkabilir miyiz?” diye düşünüyor, tartışıyoruz. “Evet, biz bu markayla tam bir iş ortağı gibi çalışabiliriz” diyorsak çalışmak istediğimizi aktarıyor ve teklifimizi o şekilde sunmaya özen gösteriyoruz.
Gönenç Atakan: Birlikte hareket edebilme refleksine sahip her marka F5 ile çalışabilir. Ne demek bu? “Al bunu yap” değil, “Gelin bunu birlikte yapalım” demek. Aslında işin tam özeti de bu.
Bugüne kadar pek çok markayla iş birliği yaptınız. Bu iş birliklerinden bahseder misiniz?
M.D.: Kuruluşumuzdan bugüne geçen altı yıllık süreçte hem konkurlar hem referans yoluyla başlatılan ajans görüşmeleri sonucunda önemli markalarla çalıştık ve çalışmayı sürdürüyoruz. Yakın geçmişte, PepsiCo, Yandex, Alcatel-Lucent Enterprise, Nielsen, ZTE, Skechers, Viewsonic gibi global markalar portföyümüzde yer aldı. Bugün geldiğimiz noktada; Kaspersky Lab, Kingston Technology, SAS, Giochi Preziosi, Hitachi Vantara, Lely, TmaxSoft, Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak, KOBIL, HyperX, Eczacıbaşı/Askaynak Automotion, Blesh, Armut.com, Toptalent.co, Digital Planet, Türkiye Bilişim Vakfı, TELKODER gibi önemli markalar ve saygın STK’larla verimli ve başarılı bir iş birliği yürütüyoruz.
Dünyanın 80 ülkesinde hizmet veren iletişim ajansı LEWIS’in Türkiye’deki stratejik ortağısınız. Bu ortaklık hem F5 İletişim’e hem de müşterilerinize neler kazandırıyor?
G.A.: F5 İletişim Yönetimi yaptığı işlerle uzun süredir yabancı firmaların ve PR ajanslarının dikkatini çekiyordu. Zaman zaman bizimle irtibata geçenler de oldu fakat biz her zaman kendini sorgulayan profesyoneller olarak bu süreçte hep şu soruyu sorduk: “Zamanı mı?” Henüz değildi. Ta ki LEWIS bize gelip bölgedeki başarımızdan ötürü stratejik ortaklık teklif edene kadar. Biz de onları incelediğimizde LEWIS’in, Holmes Report’un hazırladığı son rapora göre dünyadaki 250 PR ajansı içinde 29’uncu sırada yer aldığını gördük. Tabi tek özellikleri bu değildi. Bizim gibi teknoloji alanındaki güçlü kasları ve dijital iletişime olan yatırımları da dikkatimizi çekti. Sonrasında bugünkü noktaya geldik. Türkiye’de lansman yapmak isteyen global markalara ve yurt dışındaki pazarlara açılmak isteyen bünyemizdeki markalara, LEWIS ile birlikte belirlediğimiz stratejiler doğrultusunda danışmanlık verdik. Bu ortaklıkla birlikte ayrıca, iş ortaklarımız 80’in üzerinde pazarda iletişim yapabilme imkanına da sahip oluyor. Burada köprü görevini biz görüyoruz, ihtiyaçları belirliyoruz ve sonrasında iş ortaklarımızı LEWIS’e ve onların hakim oldukları pazar dinamiklerine teslim ediyoruz. Aslında burada bizim için ne değişti? Yerel ölçekte zaten global standartlarda iş yapan bir ajansken bir network’e dahil olarak Türkiye’de de bu işin hangi standartlarda yapıldığını hem yabancı meslektaşlarımıza hem de pazara girmek isteyen markalara gösterebiliyoruz.
Murat Demirok: “Kriterimiz en büyüklerle çalışmak değil; Geleceği veya ilgili sektörleri değiştirecek bir start-up’la da çalışabiliriz, çalışıyoruz da…”
Yeni nesil ajanslar bir araya gelmeli!
“Buradan son dönemde yeni nesil ajans anlayışıyla yola çıkan meslektaşlarıma sesleniyorum: Gelin sektördeki mevcut oluşumların dışında bir oluşum meydana getirelim. Hepimizin yıllardır yakındığı sorunları sorun olarak ele almayıp, onları çözümün birer parçası haline getirelim. Biz F5 olarak buna ön ayak olmak istiyoruz. Özellikle sektördeki nitelikli danışman yetiştirme konusundaki soruna, ‘Nasıl bir çözümle yaklaşırız?’ sorusuyla başlamak istiyoruz. Bu iş bizim sanatımız ve gelecek için sanatçı yetiştir(e)mezsek, sektör olarak başarımızı sürdürülebilir hale getiremeyeceğiz.”