Şekerbank ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ ile Malatya’da
Şekerbank, 60. kuruluş yılına özel olarak düzenlediği ve her bir ilin dinamiklerine özel içerikle hazırlanan ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ toplantılarında, Anadolu’daki müşterileriyle bir araya gelmeye devam ediyor. Şekerbank, geçtiğimiz Kasım ayında Afyon’da ilkini düzenlediği ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ toplantılarının ikincisini, Anadolu’nun gücü ve potansiyeli yüksek illerinden Malatya’da gerçekleştirildi. İl protokolünün ve 200’den fazla iş dünyası temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ Malatya toplantısı, büyük ilgi gördü. Alanında uzman konuşmacılar ve önde gelen gazeteci-yazarların katılımıyla gerçekleştirilen panel ve Marketing Türkiye koordinasyonunda düzenlenen ‘Emeğin değeri nasıl markaya dönüşür?’ başlıklı eğitim oturumları, ilde üretimin, ihracatın ve istihdamın artmasına yönelik bir çerçevede sunuldu. ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ Malatya toplantısı Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, Kurumsal-Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Orhan Karakaş ile İşletme-Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Halit Haydar Yıldız’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Vahap Munyar, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ile T.C. Gıda, Tarım, Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah-Geliştirme Daire Başkanı Dr. Ali Ayar’ın da panelist olarak katıldığı ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ panelinin moderatörlüğünü ise Marketing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu yaptı.
Uluşahin: “60. yılımızda da hedefimiz müşterilerimize ve Anadolu ekonomisine katkımızı yükseltmektir”
Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, ‘Üreten Anadolu Buluşmaları” Malatya toplantısı kapsamında katıldığı panelde yaptığı “Finans Sektörü ve Reel Sektör İşbirliği ile Malatya’nın Geleceği” konulu konuşmasına “Bankamızın 60. kuruluş yılına özel olarak başlattığımız bu proje ile hedefimiz, kuruluşumuzdan bugüne dek birlikte büyüdüğümüz müşterilerimizin il il ayağına giderek, onlara ve Anadolu ekonomisine yaptığımız katkıyı yükseltmektir.” diyerek başladı. Meriç Uluşahin, 2023 yılında ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birine sahip olması vizyonuna ulaşmadaki en önemli itici gücün ise iç tasarrufa ve verimli üretime dayalı rekabetçi büyüme ile kalkınmanın sürdürülebilir olmasını gösterdi. Uzun vadeli amaçlara ulaşmak için tek yol olarak finans sektörü ile reel sektörün üretim ve istihdamı artırarak ülkemizi rekabetçi büyüme rasyolarına ulaştıracak bir vizyonla el ele yürümesini gösteren Uluşahin, Anadolu’nun üreten kesimlerinin bu vizyona ulaşmakta kilit rol oynadığını vurguladı ve bu doğrultuda ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’nın ikincisine, Anadolu’da sosyal dinamikleri ve sadece il olarak değil ilçelerinin gücüyle de farklılaşan Malatya ile devam ettiklerini belirtti.
“Üretenin yanındayız, 60 yıldır müşterilerimizle birlikte büyüyoruz.”
Meriç Uluşahin, kuruluş misyonu üretimi desteklemek olan Şekerbank’ın, bu doğrultuda 60 yıldır çiftçi, esnaf, işletme ve tüm ticari/KOBİ müşterileri ile birlikte büyüyerek ‘Anadolu Bankacılığı’ misyonunu yerine getirdiğini belirtti. Uluşahin, “Sadece büyük metropollerde değil, Anadolu şehirlerinde de aktif olmaya çalışıyor; aynı şekilde, yalnızca büyük firmalara değil, küçük ve orta boy işletmelere de odaklanıyoruz ve 60 yıldır müşterilerimizle birlikte büyüyoruz.” dedi. Uluşahin, sözlerine şöyle devam etti: “Yüzde 65’i Anadolu’da bulunan şubelerimizle ve ülkemizdeki birçok firmanın büyümesinde rol almış bir kurum kimliğiyle, toplumsal kalkınmayı işimizin odağına alıyoruz. Fonlama yapımızdan kredilendirme politikamıza, kaynakların tabana yaygın dağılımına önem veriyor ve üretim dinamiği üzerine şekillenen bir büyümeyi destekliyoruz. Malatya’da bulunmamızın nedeni olan ‘Üreten Anadolu Buluşmaları’ projesi, Şekerbank’ın üretimi destekleyen bu yaklaşımının ürünüdür. 1960 yılından bu yana Malatyalılara hizmet sunmaktan dolayı son derece mutluyuz. Bugün de Malatyalı üretenlerimize sadece finansman için değil, danışmanlık ve fikir geliştirme anlamında da destek olmak için buradayız.” Malatya’yı Anadolu’nun dinamizmi yüksek ve potansiyeli büyük bir kenti olarak nitelendiren Meriç Uluşahin, “Bu dinamizmi daha da yukarı taşımak, potansiyeli açığa çıkarmak ve hatta aşmak için Malatya iş dünyasının yalnızca kaynağa değil aynı zamanda bir yol arkadaşına ihtiyacı var ve biz Şekerbank olarak bu yol arkadaşlığına hazırız. Malatya’da açılan ilk özel bankalardan birisiyiz ve Malatyalılara yarım asırdır hizmet veriyoruz. Müşterilerimizle çok özel bir ilişkimiz var ve ilçeleriyle birlikte ilimizin büyümesini, daha da gelişmesini çok önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
Yeni Anadolu markaları için Malatya’ya özel “Markalaşma Kredisi”
Kendisi de bir marka şehir olma yolunda ilerleyen Malatya’nın, hem ulusal hem de uluslararası marka olma potansiyeline sahip birçok sektörü ve ürünü barındıran bir il olduğunu kaydeden Meriç Uluşahin, bu ürünlerin pazarda hak ettiği değeri bulması ve emeğin bir markaya dönüşmesi için uygun koşullarda ve şu an sadece Malatya ve ilçelerine özel bir ‘Markalaşma Kredisi’ geliştirdiklerini söyledi. Uluşahin, ürünün özellikleri hakkında şu bilgileri verdi: “Bu ürünümüzden yararlanmak isteyen firmaların, kendi adlarına marka tescili yapmış olması ve kendi markasıyla imalat veya satış yapmaları yeterlidir. İşletme, ticari ya da kurumsal müşteri segmentlerimiz için yıl sonuna kadar geçerli olacak uygun ödeme koşullu bu kredimizi, Malatya Şubemizde sunacağız. Umuyoruz ki bu ürün, yeni Anadolu markaları çıkmasına, Malatya ilimizin ihracatının, üretiminin ve tabii istihdamının artmasına vesile olur.”
Vahap Munyar: “Malatya, 1 milyar dolar ihracat hedefini rahatlıkla aşabilir.”
Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Vahap Munyar da toplantıda yaptığı konuşmada “Malatya’yı Geleceğe Taşıyacak Sektörler” konusunu irdeledi. Bugün ağırlığı tekstil ve hazır giyim olmakla birlikte Malatya’da sanayinin de rolünü yukarıya taşımaya başladığını belirten Vahap Munyar, “Malatya’nın yeni teşvik paketiyle dördüncü bölgede yer alması kararının yatırım çekmede teşviklerin etkisini azalttığı belirtilebilir. Ancak, bölgedeki konumu, havayolu ulaşım kolaylığı, demiryolu bağlantısı gibi özellikleri Malatya’nın yatırımları çekme şansını korumasını sağlayacaktır.” dedi. İlin önümüzdeki dönemlerde demir-çelik merkezi olabileceği görüşünü paylaşan Munyar, İnönü Üniversitesi’nin çağrı merkezi olarak adreslediği ilin, sağlık turizminde iddialı bir konuma ulaşabileceğini kaydetti. Munyar, katma değerli ürünlerin önemine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Örneğin taze kayısının tezgahlarda bulunma dönemi uygun depolamayla 6 aya kadar uzatılabilir. Kuru kayısı çekirdeğine yapılacak yatırımlarla, ürün işlenmiş olarak ihraç edilebilir. Adını dünyaya duyuran Malatyalı ailelere ait marka ve şirketler yeni adımlar atılabilir. Bütün bu yatırımların gerçekleştirilmesi halinde de Malatya, 2023 yılında 1 milyar dolarlık ihracatı yakalamakla kalmaz, rahatlıkla aşabilir.”
Dr. Ali Ayar: “Devlet, teşviklerle hayvancılık ve su ürünlerinin gelişimini desteklemektedir”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdürlüğü, Islah ve Geliştirme Daire Başkanı Dr. Ali Ayar da “Hayvancılık ve Su Ürünleri” başlıklı konuşmasında, Türkiye’nin hayvan potansiyeli ve pazar büyüklükleri hakkında bilgiler verdi. Tarım, hayvancılık ve su ürünlerinde işletme mantığı ile iş yapmanın önemini vurgulayan Dr. Ayar, bu iş yapma modeli kapsamında girişimcilere; yatırımını nerede kuracağından hammaddesini nereden alacağına, ürününü nereye pazarlayacağından rakiplerinin kimler olacağına ve ne kadar hibe/kredi desteği alabileceğine kadar geniş yelpazede hizmet sunma yolunda ilerlediklerini belirtti. Dr. Ayar, bölge özelliğine göre, uygun koşullarda sundukları hibe krediler de dahil olmak üzere farklı içeriklerdeki desteklerin yanı sıra kooperatif yatırımlarını da tek işletme sayarak destek kapsamında değerlendirdiklerini dile getirdi. Et ve süt üretiminde, makine parkını da kapsayan yüzde 40’lara ulaşan hibe kredilere dikkati çeken Ayar, iş dünyası temsilcilerinin bu desteklerden yararlanarak ülkemizin hayvancılık sektörüne katkılarını artırmaları çağırısında bulundu. Dr. Ayar, bu yolla hem firmaların hem de ülke ekonomisinin büyümesine sağlanacak katkının önemini vurguladı.
Hikmet Tanrıverdi: “Tekstil ve konfeksiyon, ekonominin emniyet subabıdır”
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de “Türkiye’ye ihracatı öğreten sektör” başlıklı bir sunum yaptı. Sunumunda, sektörün tarihsel gelişimini dönüm noktalarıyla anlatan Tanrıverdi, 2000’li yılları, Türkiye’nin bir yandan dünya markalarına üretim yaparken, öte yandan kendi modasını yaratmaya başladığı “moda dönemi” olarak nitelendirdi. Bu süreçte İHKİB’in hayata geçirdiği İstanbul Fashion Week etkinliğini sektör için önemli bir dönüm noktası olarak gösteren Tanrıverdi, konuşmasına şöyle devam etti: “2012 yılına geldiğimizde, ülkemiz hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı değer bazında 16,1 milyar dolara, sektörün imalat sanayi içindeki üretim payı yüzde 6,4, istihdamdaki payı da yüzde 14,3 olarak gerçekleşmiş ve gıdadan sonra ikinci sıraya yükselmiştir. Üretimde kayıtlı istihdamın 450 bin kişiye ulaştığı sektörde, perakendeyle birlikte çalışan sayısı da 1,5 milyon civarına ulaşmıştır. SGK’ya göre, 2012 yılı başından itibaren 30 bin kişilik ek istihdam sağlanmıştır. TÜİK verilerine göre de sektörün kapasite kullanımı yüzde 78 seviyesine ulaşmış ve artış eğilimini sürdürmektedir. Bu rakamlar da göstermektedir ki, ülkemizde tekstil ve konfeksiyon sektörü, ekonominin emniyet subabı fonksiyonu üstlenmiştir.”
Volkan Keskinoğlu: “Malatya’nın kayısı potansiyeli ABD pazarında etkin olarak kullanılabilir”
Panel konuşmacılarından Point of Purchase Advertising International (POPAI) Türkiye Başkanı Volkan Keskinoğlu da konuşmasında, yatırımcılara ABD pazar potansiyelini, Amerika’da genel iş yapış şekilleri ile marka olmak için, konsept geliştirmenin önemini anlattı. Malatya’nın kayısı potansiyelinin ABD pazarında etkin olarak kullanılabileceğini belirten Volkan Keskinoğlu, “Türkiye, ABD kayısı ihracatının yüzde 90’ına sahip, ancak bu ülkede tek bir markası bile yok” dedi. Malatya’dan bir girişimcinin ürettiği ‘Mish Mish’ kayısı markasının yakın zamanda ABD marketlerinde olacağı haberini veren Keskinoğlu, yoğurtta da ABD’nin büyük bir pazar potansiyeli taşıdığını kaydetti. Girişimcinin bir konsept çerçevesinde pazara girmesinin o pazarda gelişme ve büyüme şansını artırdığını vurgulayan Keskinoğlu, konseptin bir ürünün çekirdeğinden kabuğuna kadar uzanan zincirde değerlendirildiğini vurguladı. Volkan Keskinoğlu, ABD’yi, her markanın açılmak istediği büyük bir pazar olarak nitelendirdi ve Kuzey Amerika’nın da iddialı bir pazar özelliği taşıdığına dikkati çekti.
Yunus Baran: “Dünya markası olmak için vizyon şart”
Eğitim bölümündeki konuşmacılardan Stratejik Planlama Direktörü Yunus Baran ise “KOBİ’ler İçin Markalaşmanın Yol Haritası ve Adımları” konulu bir sunum yaptı. Kentler büyürken rekabetlerinin de büyüdüğünü belirten Baran, markalaşmada profesyonel desteğin önemini anlattı. Konuşmasında, “Kayısı Malatya’yı temsil etmek için yeterli mi?” diye soran Baran’a göre, dünya markası olmak için vizyon şart. Vizyonun marka iletişim araçlarıyla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Baran, değişim ve yenilikçiliğin de markalar için önemli ve büyük bir hedef olması gerektiğini söyledi.
Cüneyt Devrim: “Anadolu dijitali keşfederse, büyümede sınır tanımaz”
Project House-Havas Yönetici Ortağı Cüneyt Devrim de sunumunda, dijital dünyanın markalara sağladığı satış potansiyelini, Anadolu’nun keşfedilmesi ve doğru kullanması halinde, önüne çok büyük fırsatlar açılacağını vurguladı. Türkiye’deki 35 milyon internet kullanıcısından 32 milyonunun sosyal medyada yer aldığını dile getiren Cüneyt Devrim, Türk tüketicisinin ayda 50 saatini internette, bunun da 14 saatini Facebook’ta geçirdiğini belirtti. Devrim, “Bugün markalaşma yolundaki tüm kurumlar, dijitali, endişe duyacakları bir mecra olarak değil, büyük bir fırsat alanı olarak görmelidir. Yeni iletişim çağında ‘marka’ artık bizim tüketiciye anlattığımız bir şey değil, bir tüketicinin bir diğerine anlattığı bir şey haline gelmiştir.” diye konuştu.
Mehmet Kösebalaban: “Sürdürebilir kalkınma doğru finansmanla mümkündür”
Şekerbank Malatya Şube Müdürü Mehmet Kösebalaban da, “Finansman Kaynaklarına Ulaşmada Alternatif Çözümler” konulu bir sunum yaptı. Kösebalaban sunumunda, Kredi Garanti Fonu, Fırat Kalkınma Ajansı, Turk Eximbank kredileri ve ülke kredileri gibi yeni finansman kaynaklarına ulaşmada alternatif çözümlere ilişkin bilgiler verdi ve iş dünyası temsilcilerinin bu olanakları hangi yatırımlarda ve koşullarda kullanılabileceğini anlattı. Kösebalaban Şekerbank’ın Malatya ili özelinde uygulamaya başladığı Markalaşma Kredisi’nin özellikleri ile ilgili olarak da iş dünyasını aydınlatan bilgiler paylaştı.