“Fatih Altaylı’nın programı benim yüz akım olmuştur”
Yıllarca parodileriyle izleyicilerini kahkahalara boğan usta komedyen Levent Kırca, son günlerde agresif ve radikal çıkışlarıyla medyanın gündeminden düşmüyor. Son olarak stüdyo konuğu olduğu Teke Tek programında Fatih Altaylı ile yaşadığı atışmayla gündeme gelen Levent Kırca, muhalif duruşu ile kendinden söz ettirir oldu. Şimdilerde Ulusal Kanal’ın Genel Yayın Yönetmenliği görevi ile gündeme oturan Kırca, Marketing Türkiye’nin sorularını yanıtladı.
1964’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sahnesinde başlayan kariyerinize şu an Ulusal Kanal’ın Genel Yayın Yönetmeni olarak devam ediyorsunuz. Genel Yayın Yönetmeni olma kararını nasıl aldınız? Bize biraz bu süreçten bahsedebilir mi siniz?
Ulusal TV’nin durduğu taraf ve yayın politikasıyla hep aynı görüşteydim. Kanalla dünya görüşümüz aynıydı. Ben belli bir tarihe kadar çok kişisel çalıştım. Kendi başıma mücadele verdim. Ama artık görülüyor ki bir örgüt kapsamında bilinçli ve topyekûn mücadele vermek gerekir. Böyle bir mücadele için de bundan daha düzgün bir adres yoktu. “Sen bu işi yap, iyi yapacağını umuyoruz” diye bana böyle bir görev verildi. Bunu bir onur olarak, bir şeref olarak, bir görev olarak alıyorum. Halimden de memnunum. Burası benim için 62 yaşından sonra bir okul gibi oldu. Toplantılara giriyorum, bir şeyler öğreniyorum. Birlikte çalıştığım arkadaşlarım işin son derece bilincindeler. İşin tabanından gelmişler, çok özverili çalışıyorlar. Aslına bakarsanız tüm bunlar karşısında burada günlerim kendimden utanmakla geçiyor. Burada inanılmaz bir çalışma temposu var ve bunu çok dürüst, çok samimi yapıyorlar. Onun için ben de burada olduğum için mutluyum. Ne yapabilirsem yapacağım.
Gündemden düşmeyen sizinle ilgili tartışmalara gelecek olursak, “Levent Kırca’nın ne yapmaya çalıştığını anlamıyoruz” diyenler de var “Çıkışlarını haklı buluyoruz” diyenler de… Ulusal TV Genel Yayın Yönetmenliği bu tepkileri verdiğiniz için mi size verildi?
Tartışmaların, çıkışların Ulusal Kanal ile alakası yok. Ne gibi bir alakası olabilir ki? Bu tamamıyla benim kendi davranışım. Benim özür dilediğim gecenin dışında “Levent Kırca’nın ne yaptığını anlamıyoruz” diyenler bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin ne durumda olduğunu bilmeyenler aynı zamanda. Yani Levent Kırca’nın ne yaptığını anlamamak mümkün mü? Burada bir sürü yandaş var, bir sürü dönek var, bir sürü yandaşlaştırılmış kurum ve kuruluş var. Bunlar beni anlasalar da anlamazlıktan gelmek mecburiyetindeler. Oysaki beni herkesten çok anladıkları aşikâr. Onun için “Levent Kırca’nın ne yaptığını anlamıyoruz, bilmiyoruz” diyenlerin taraflı olduğunu düşünüyorum. Ben o kadar açık sözlü, dürüstüm ki… Nedir benim derdim bu yaştan sonra? Türkiye Cumhuriyeti’ne sevdalı bir adamım. “Cumhuriyet yıkılıyor” diye biz de yollara düştük. Hala bunu anlamıyorlarsa benim zaten onlarla işim olmaz, benim la-fım zaten onlara değil! Fatih Altaylı’nın ağzının payını verirken ben orada Levent Kırca olarak misafirdim. Ulusal TV’nin Genel Yayın Yönetmeni olarak değil. Altaylı, ağzının payını almış oldu. Kendisi de “Ağzımın payını aldım” diye itiraf etti. Bu olay sonrası bütün Türkiye ayaklanmıştır. Türkiye, adeta Kabotaj Bayramı gibi bayram yapmıştır.
Bu röportajın tamamını 1 Şubat tarihli Marketing Türkiye’de okuyabilirsiniz.