Taraftarın yüzde 64’ü kulüplerinin iyi yönetilmediğini düşünüyor
Yapılan bir taraftar araştırmasına göre, taraftarların herhangi bir şike durumunda kulüplerine daha sıkı bağlandığı ortaya çıktı. Araştırmada kulüp itibarı mı yoksa sportif başarı mı sorusuna taraftarlar, önce kulüp itibarını tercih ediyor. Ayrıcı araştırmaya katılan taraftarların yüzde 64’ü kulüplerinin iyi yönetilmediğini düşünüyor…
İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yıldırım tarafından yapılan futbol kulüpleri ve taraftar araştırmasında sürpriz sonuçlar çıktı. Türkiye’de farklı takımı destekleyen 686 taraftarın katıldığı ankete göre, taraftarların yüzde 53’ü kulüplerinde kurumsal bir yönetim olduğuna inanmıyor. Taraftarın yüzde 64’üyse kulüplerinin iyi yönetilmediğini düşünüyor. Kendisini “fanatik” olarak tanımlayan taraftarlar takımlarını her durumda desteklerken, kendilerini “sporsever” olarak tanımlayanlarsa kulüpten ve taraftardan kaynaklanan kriz durumlarında kulüplerine karşı aidiyet sorunu yaşıyor. Araştırmada, kulüp yönetimlerine karşı taraftarın güvensiz olduğu bulgusu elde edildi.
Şikenin siyasi olduğu düşünülüyor
Şike konusunda sorulan sorudan da şaşırtıcı sonuç ortaya çıktı. “Kulüp yönetiminin şikeye karıştığı ispatlansa da kulübüme desteğimi asla bırakmam” sorusuna verilen yanıta göre taraftarların yüzde 67’si kulüplerine desteğini bırakmazken, yüzde 19’u ise kulübüne desteğini çekeceğini belirtti. Bunun yanında taraftarlar, doping gibi herhangi bir olumsuzluk durumunda elde edilen başarıların da iade edilmesini istiyor.
Taraftar diyalog istiyor
“Kulüp yönetiminin taraftarla sürekli diyalog kurması önemlidir” diyenlerin oranıysa yüzde 90. Taraftarların yüzde 71’i futbolcuların aşırı gece hayatından şikâyet ediyor. Aynı zamanda futbolcuların karıştığı skandallar da taraftarın futbola karşı sevgisini etkiliyor. “Taraftarların maçlarda neden olduğu küfür, yabancı madde, sahaya inme gibi olaylar kulübüme karşı bağlılığımı etkiler” sorusuna verilen yanıta göre katılımcılar, kulübe karşı bir aidiyet sorunu yaşamıyor. Katılımcıların yüzde 20’ye yakını sahaya yabancı madde atılmasından şikâyet ediyor. Bir başka ilginç sonuçta, katılımcıların yüzde 11’i taraftarların neden olduğu kaotik olaylarda futbola karşı sevgisinin azaldığını belirtiyor.
Kulüpler alarm veriyor
Derinlemesine görüşme tekniğiyle futbol kulüplerine yönelik yapılan niteliksel araştırmanın bulguları da Türk futbolunun ve kulüplerinin geleceği açısından önem taşıyor. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Kasımpaşa kulüplerinin iletişim departmanlarını kapsayan araştırmada kulüplerin, yaşanabilecek krizlere karşı hazırlıksız olduğu ortaya çıktı. Sosyal sorumluluk, etkinlik yönetimi, taraftar iletişimi, topluluk iletişimi, lider iletişimi, medya ilişkileri gibi temel halkla ilişkiler fonksiyonlarının planlanmadığı ve uzun süreli iletişim faaliyetlerinin olmadığı ortaya çıktı. Kulüp iletişim direktörleriyle yapılan mülakata göre, kulüplerin bir kriz planının da olmadığı ortaya çıktı. Doğrudan itibarı etkileyen krizlerde kulüplerin, günlük ve reaktif bir stratejiyle hareket ettiği bulgusu elde edildi. “Taraftarlarla yaşanan herhangi bir krizde almış olduğunuz özel bir aksiyon planı var mı?” sorusundan elde edilen yanıtlar da yine plansız bir iletişime işaret ediyor. Kulüpler; itibar yönetimi, imaj yönetimi ve kurumsal iletişim konusunda da sınıfta kaldı.
Başkan merkezli yönetim anlayışı hakim
Süper lig kulüpleri genel olarak başkan merkezli kapalı bir sistemde yönetiliyor. İletişim departmanlarının durumu ise daha vahim. Medya ilişkileri ve sosyal medya yönetimi merkezli reaktif bir strateji yürütülüyor. Planlı ve programlı hiçbir faaliyet bulunmuyor. Görüşme yapılan kulüplerden birinde iletişim departmanının olmadığı ortaya çıktı. İletişim faaliyetleri, pazarlama departmanı üzerinden yönetiliyor. Elde edilen bulguya göre, “medya ile ne kadar az iletişim kurulursa o kadar iyi” görüşü hakim.